ep.10
❝birthday❞
Küçükken kalabalık ortamları sevmiyordum ama büyüdükçe sevmeye başlamıştım çünkü düşüncelerimi başka türlü susturamıyordum. En son zihnim böyle dolu olduğunda notlarım batmıştı. Onu kampüsün bahçesinde görmüştüm. Karşımda dikiliyordu, bana bakıyordu ve susuyordu. Sadece bakmıştı bana ama o bile yetmişti, zihnim beni nasıl bırakıp gittiğini bir zehir gibi yayıp, hatırlatmıştı tüm vücuduma. Ellerimin titrediğini hatırlıyordum onu görünce. Aslında tüm suç onda değildi, o sadece ona gösterilen fotoğraflara inanmış, maç sonrası ben onu herkesin içinde kazandıkları için tebrik ederken o beni terk etmişti. Beni bir daha görmek istemediğini söyleyip, yıllar sonra kendi çıkmıştı karşıma.
Bu adil değildi.
"Arabayım Jen geliyorum."
"Bekliyoruz bebek, bye!"
Telefonu kapattığımda müziğin sesini biraz alçalttım ve önümde akmaya başlayan trafiğe göz devirip navigasyon doğrultusunda ilerlemeye devam ettim. Yakın bir zamanda annemlerin yanına uğrasam iyi olacaktı. Onları en son davette görmüştüm.
Yarım saat müstakil evlerin olduğu siteye girdiğimde arabayı uygun bir yere park edip, 34 numaranın yazılı olduğu kapının önünde durdum. Parti başlayalı bir saat olmuştu. Elimdeki pakete kısa bir göz atıp bakışlarımı havaya kaldırdım, kapının yanında bulunan küçük bölmeye bana söylenen şifreyi girdim. Direkt terasa ilerlediğimde gelen gürültüyü duyabiliyordum artık.
Bahçede herkes havuzun iki kenarında bulunan kokteyl masalarının etrafındaydı, tam karşımda masaların arasında bir DJ masası vardı ve tanımadığım bir çocuk elindeki kulaklıklarla kendinden geçmişti. DJ masasının iki yanında da üçer koltuk ve ortasında bir sehpa bulunan gruplar vardı. Bizimkiler sol taraftaydı. Yavaş adımlarla yanlarına yürüdüğümde giydiklerimle ortamda biraz sırıttığımı fark ediyordum. Siyah dar pantolon, salaş transparan beyaz gömlek, siyah ceket ve topuklularla fazla resmi kaçtığımın farkındaydım ama gelirken modellik şirketine uğramıştım gelen teklifler için, eve gidip üzerimi değiştirecek fırsatım yoktu. Buradakilerin birkaç saate kendilerini havuza atacaklarını biliyordum, giydikleri elbiselerin altında mayoları vardı. Hep böyle olurdu. Artık belime uzanan sarı saçlarımı sırtıma itip onlara gözlerimi değdirmeden Jennie'nin yanında boşluğa oturup sağ bacağımı diğer bacağımın üzerine attım.
Sağ tarafında oturan Jongin'e kısa bir selam verip Jen'e döndüm.
"Kızım neredesin sen? Pasta kesildi bile."
"Şirkete uğramam gerekti." dediğimde gözlerini büyültmüştü. Daha önce hiçbir çekimi kabul etmemiştim, şimdi de henüz etmemiştim ama birkaç tanesini değerlendirme için seçmiştik. Birkaç güne haberi gelirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
old wounds
Fanfiction"O müstakil ev artık yoktu, uzun binalar vardı. O çiçekler de artık yoktu, bana sadece güller kalmıştı." [Roseanne ✘ Jungkook] 2021||apricitasni