40: Q&A Video

3.5K 444 2.2K
                                    

Öğleden sonra saat bire gelirken Harry'nin evinin kapısı çaldı. Louis gelmiş olmalıydı,yaklaşık on beş dakika önce yola çıktığına dair bir mesaj atarak Harry'yi bilgilendirmişti ve Harry de son dakikalarda o gelmeden önceki tüm hazırlıklarını bitirmişti.

Son kez salona şöylece bir baktı, koltuktaki yastıkları düzeltip kapıya yöneldi. Göz ucuyla aynadan kendisini kontrol etmeyi de unutmadı, saçlarının düzgün durduğundan emin olunca kapıyı açtı.

"Merhaba." dedi Louis gülümseyerek. Sadece tişört ve pantolon giymiş olmasına rağmen son derece havalı görünüyordu. Bir elinde telefon, diğerinde ise bez bir torba vardı.

"Merhaba, hoş geldin! İçeri geçsene."

Harry kapıyı biraz daha açtı ve Louis içeriye doğru adımlarken elindeki torbayı havaya kaldırdı. "Bize pasta getirdim."

"Umm, teşekkürler, keşke zahmet etmeseydin-"

"Cidden zahmet etmedim o yüzden hiç önemi yok."

"Tekrar teşekkürler." dedi Harry torbayı onun elinden alırken. Diğer eliyle de salon kapısını işaret etti. "Şu tarafa geç lütfen, ben de sana içecek bir şeyler getireyim. Ne istersin? Limonata ya da meyveli gazoz?"

"Şimdilik bir şey istemiyorum, teşekkür ederim."

"Hemen geliyorum, sen otur keyfine bak."

Harry pastayı mutfağa götürürken Louis salona geçti. Bej rengi koltukların üzerinde rengarenk kırlentler vardı. Koltuklardan birine oturdu, etrafına bakındı. Yerdeki halı griydi, orta sehpanın üzerindeki süs eşyaları da öyle. Basit dekore edilmişti, pahalı eşyalar ve tablolar yoktu. İrili ufaklı mumlara ve tekli koltuğun üzerindeki tüylü battaniyeye bakılırsa aslında epey zevkle döşenmişti.

"Evin güzelmiş," diye seslendi içeriye doğru. Sesinin duyulup duyulmayacağından emin değildi ama Harry o sırada salona gelmekte olduğu için rahatça duymuştu. Koltuğa otururken "Teşekkür ederim," dedi. "Kendim için aldığım ilk şey bu. Yerini kolay bulabildin mi gelirken?"

"Evet, daha önce gelmiştim bu semte. Güzel bir yer, merkeze yakın." Konuşmanın iyice geyik muhabbetine döndüğünü fark edince sahte bir öksürükle boğazını temizledi. "Biraz video hakkında konuşsak fena olmaz aslında, sebepsizce heyecanlandım."

"Stüdyo olarak kullandığım bir odam var, orada yapacağız çekimi. Başta biraz gergin hissedersin ama sonra kameranın varlığını bile unutursun emin ol. Sadece sohbet ediyor olacağız. Bittiği zaman neye uğradığını şaşıracaksın hatta!"

Harry coşkulu bir şekilde onu rahatlatmaya çalışınca Louis gülümsedi. "Sana sormak için harika sorular seçtim. Yüzünü öyle bir boyayacağım ki paskalya yumurtalarına benzeyeceksin."

"Ben sana insaflı sorular seçmiştim!" diye çıkıştı Harry, ardından sırıttı. "Desem de inanma, sen de palyaçoya benzeyeceksin."

"Kim daha çok boyanacak göreceğiz, Styles."

"Göreceğiz, Tomlinson."

Karşılıklı gülüştüler. Louis şimdiden eğleniyordu, ağır antrenmanlarla geçen bir haftadan sonraki ilk boş gününü Harry'ye ayırmakta bir sorun görmüyordu.

"Ee, çekime başlamak ister misin?" diye sordu Harry. "Çekim bitince de pastamızı yeriz?"

"Kulağa güzel geliyor. O zaman limonatayı da içerim."

Neredeyse aynı anda ayağa kalktılar. Harry onun bir adım önünden yürüyerek bodrum katına inen merdivenlere yöneldi. "Aşağıda tek bir oda vardı, stüdyo haline getirdim."

CHARITY BALLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin