three

3.3K 391 252
                                    

jeongin:

Gözlerimi açtığımda, yatakta tek başımaydım. Gözlerimi ovuşturup,yatakta doğruldum. Kapının açılmasıyla bakışlarım oraya kaymıştı, ve Tanrı yine şaşırtmıyor.

"Uyanmışsın"

"Evet,günaydın"

"Günaydın,gel yemeğe"

Minho'yu kafamla onaylayıp,lavaboya girdim. İşlerimi hallettikten sonra, mutfağa geçtim. Yalnızca Minho vardı,son günlerde şans yüzüme gülmüyor anlaşılan.

"Diğerleri nerde?"

"Hepsi aceleyle erkenden çıktılar,bilmiyorum"

Omuz silkip Minho'nun karşısına oturdum. Tabağıma bir kaç şey koyduktan sonra zorlayarak yemeye çalıştım.

"Bara gittiğimiz gece bir şey oldu mu?"

Sorduğu soruyla yediğim yemek boğazıma takılmış ve öksürük krizine girmiştim. Minho şaşkınlıkla sırtıma vurup su uzatırken içimden ne bok yiyeceğimi düşünüyordum.

Hatırlıyor muydu?

"Hayır, olmadı hiç bir şey"

Bardakta ki suyu sonuna kadar içip, gülümsedim. Bana şüpheli bir tavırla bakmış, daha sonra onaylayarak önüne dönmüştü. Yemeği bitirdiğimizde, masayı toplamış ve bulaşıkları makineye yerleştirmiştik.

Ardından Minho sevgilisi ile buluşacağını söyleyip gitmişti. O gidince ben de rahat bir nefes vermiş,kendimi yatağa atmıştım. Hyunjin'i kesinlikle öldürecektim,bu yaptığının bedeli olarak.

Dün yarım kalan dizime devam etmiş, zil çalınca 5 saattir çıkmadığım yataktan çıkmak zorunda kalmıştım. Kapıyı açtığımda Hyunjin yerine anne ve babamı gördüğüm de yüzümde ki sinirli ifadeyi silip gülümsedim.

"Oğlum?"

Geçmeleri için kapıyı tamamen açıp, içeri girdiklerinde kapattım.

"Hoş geldiniz"

"Hoş bulduk, Hyunjin nerde?"

"Bilmem, sabah çıktı hala gelmedi baba"

"Arkadaşlarıyladır Jung, ne zaman eve geldi ki?"

Babam söylenerek içeri geçerken,annemde yanağımdan öpüp içeri gitmişti. Ben de yanlarına gidip, kendimi babamın yanına attım.

"Naptınız biz yokken?"

"Partiledik"

Babam gülerek televizyonu açarken,annem de direkt mutfağa geçmişti. Kafamı babamın omzuna koyup,açtığı maçı izlemeye başladım. Gerçi buna izlemek denir mi bilmiyorum çünkü, sürekli gözümün önüne o görüntü geliyordu.

Tekrar zil çaldığında, babam kapıyı açmamı söylemiş ve dikkatimi dağıtmamı sağlamıştı. Kapıyı açtığımda hayırsız abim Hyunjin'i görmemle kapıyı kapatmam bir olmuştu.

"Lan velet! aç kapıyı!!"

"Jeongin? kimmiş?"

"Dilenci anne,önemsiz!"

"Jeongin elbet açacaksın o kapıyı, ben de seni sikeceğim oğlum bekle!"

Hyunjin ard arda zile basmaya devam ederken,omuz silkerek odama kaçmıştım. Babam sabır dileyip,kapıyı açmaya gitmişti. Ne olur ne olmaz diye, yine kapımı kilitledim.

"Bücür"

Hyunjin kapıma vurup, açmamı söylüyordu. Kıracak şimdi amk ayısı

"Ne var?"

"Aç kapıyı"

"Can güvenliğim olduğu ne malum?"

"Aç ya bir şey yapmayacağım"

"Ben de salağım dimi, siktir git"

"Üzüyorsun bak"

"Çocuklar! atışmayın"

Annemin sesiyle, Hyunjin kapımın önünden ayrılmıştı büyük ihtimal. Ben de umursamadan yatağa yatıp, tavanı izlemeye başladım.

i am you, jeongho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin