Öğle tenefüsü geldiğinde herkes ayaklanmış ve kantine inmişti. Jisung hemen Felix'in yanında ki yerini aldığında, Jeongin sırıtmış ve Minho'nun yanına oturmuştu. Minho konuşmuyordu ya da herhangi bir yaşama belirtisi göstermiyordu.
Jeongin Minho'nun omzuna kafasını koyduğunda, Minho'nun odağı bu sefer Jeongin olmuştu. Jeongin büyüğünü mutlu etmek istiyordu ve en azından yanında olduğunu bilmesini de istiyordu. Minho'nun ise kafası karma karışıktı.
"Felix?"
Herkes sesin geldiği tarafa baktığında uzun boylu mavi saçlı bir genci görmüştü. Kimse onu tanımadığından garipsemişti elbette. Felix karşısında ki çocuğu görmesi ile yerinden fırlayıp heyecanla mavi saçlı gence sarılmıştı.
"Burada ne işin var?"
"Yeonjun'a bakmaya gelmiştim ve seni görünce selam vermek istedim"
"İyi yapmışsın!"
"Yeonjun'u tanıyor musun?"
Jeongin'in sorusuyla bu sefer bütün ilgi odağı o olmuştu. Karşısında ki genç kafa sallamış ve gülümsemişti. Jisung ise içinde ki kıskanç Jisung'u susturmaya çalışıyordu.
"Yeonjun benim sevgilim"
"Oh! sen Soobin olmalısın"
Hyunjin lafa atıldığında bu heyecanın nerden geldiğini kimse anlayamamıştı. Yeonjun bir çok kez Soobin'den bahsetmişti fakat hiç tanışmamışlardı. Şimdi tesadüfen karşılaşmaları garibine gitmişti.
"Evet..?"
"Hyunjin"
Jisung Hyunjin'den önce cevap verdiğinde Jeongin paniğe kapılmış ve Soobin'e kaş göz işareti yaparak kibarca gitmesini rica etmişti. Felix Jeongin'e sinirlenmiş ama bunun nedenini bilmediği için susmak zorunda kalmıştı. Soobin'de mesajı aldığında yanlarından ayrılıp sevgilisinin yanına gitmişti.
"Felix"
Jisung'un sesi Felix'i ürpertirken yanında ki gence dönüp ne olduğunu sormuştu. Jisung sakinleştiği için gülümseyip ayağa kalkmış ve Felix'i de kaldırmıştı. Daha sonra ise kimsenin beklemediği bir şey olmuştu. Jisung, herkesin içinde sevdiği çocuğun dudaklarına kapanmış ve aşkını bulaştırmak istemişti.
Felix panikten ne yapacağını bilememişti. Jisung'un ona ilgi duyduğunu biliyordu, kendisinin de ona karşı hisleri vardı ama Jisung bir şey demediği için o da sesini çıkartmamıştı. Şimdi ise onu öpmesi, rüya gibiydi.
İkili etrafında ki sesleri duymuyordu. Yalnızca birbirlerinin kalp atışlarını duyuruyorlardı çünkü. Hyunjin telefonunu çıkartıp onları kameraya alırken, Jeongin bu anı zevkle izliyordu. Sonunda arkadaşının yapmış olması onu mutlu etmişti. Changbin ise hayvan gibi anırıp bu anın gerçekliğini sorguluyordu, Seungmin ise aptal sevgilisini susturmakla meşguldü.
Chan ise her zaman ki Chan'dı. Küçüklerini sanki bir babaymışcasına izleyip gururlanıyordu. Minho'ya gelirsek,şu an Jeongin'i deli gibi öpme arzusuyla dolup taşıyordu 2 arkadaşını izlerken.
Jisung dudaklarını hareket ettirmiyordu ve Felix'te karşılık vermediği için geri çekilmişti. Tam özür dileyecekken, sarı saçlı tekrar dudaklarını buluşturmuş ve hislerini açmıştı. Kantin tekrar ahıra dönerken, Minho Jeongin'in kolundan tutup kaldırmış ve kantinden dışarı çıkartmıştı.
•••
NELWR OLUYOR HAYATTAAAA
BİDE SU RĞYA GERCEK OLSA OLSA
diğer bölüm final ve smut✊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i am you, jeongho
Fanfictionjeongin yanlışlıkla minho'yu öpmesi sonucu, ona karşı hisleri oluşmaya başlar. tamamlandı. knowyy, 270321