bölümde smut vardır, rahatsız olacaklar okumasın.
-
Minho Jeongin'i hiç düşünmeden kantinden çıkarmış, ve okuldan kaçırmayı planlamıştı. Jeongin ne olduğunu anlamadığı için şaşkınlığını üstünden atamıyordu. Çünkü şu an büyüğü çok sert ve kararlı görünüyordu.
"Minho?"
Jeongin ve Minho okulun arka tarafına vardığında Minho demir tellere tırmanmış ve Jeongin'i beklemişti. Şu an konuşmuyordu çünkü konuşursa Jeongin'in gitmesinden korkuyordu. Bu zamana kadar ne dediyse ikiletmeden yapmıştı Jeongin.
Jeongin'de tellerden tırmanmış ve büyüğünün yanına varmıştı. İkili çokta yüksek olmayan duvardan aşağı atlayıp okuldan kaçmayı başarabilmişlerdi. Minho tekrar Jeongin'in elini tutmuş ve yürümeye başlamıştı.
"Nereye gittiğimizi söyleyecek misin?"
"Eviniz boş mu?"
"Ne?"
"Eviniz boş mu Jeongin"
"Evet ama neden?"
"Görürsün"
Jeongin büyüğünün bu davranışlarından korkmuş ve daha fazla konuşmamayı seçmişti. Yola çıktıklarında Minho yoldan bir taksi çevirmiş ve evin adresini verip hislerini sakinleştirmeye çalışmıştı. Şu an yanında ki beden için kavruluyor ve aşkından deliye dönüyordu.
Geç fark etse de kısa sürede Ryujin'e olan hisleri bitmişti. Jeongin'e karşı ilgisi ve sevgisi oldukça göze batıyordu ve bunun normal olmadığını da anlamıştı. Sadece bir müddet küçüğünün nasıl davranacağını izlemiş ve ona göre hareket etmeye başlamıştı.
Taksi adrese vardığında Minho cebinden para çıkartıp adama uzatmış ve hızla taksiden inmişti. Jeongin'de büyüğünün yanına geldiğinde birlikte apartmana girmişlerdi. Kata geldiklerinde Minho sanki kendi eviymiş gibi saksının altında duran yedek anahtarı alıp kapıyı açmış ve küçüğünün şaşırmasını sağlamıştı. Açıkçası, Jeongin bile o anahtarın orada olduğunu bilmiyordu.
"Sen nasıl?"
"Sizin evinizi sizden daha iyi biliyorum bebeğim"
Jeongin büyüğünün ona dediği kelime yüzünden daha da şaşırmış ve acele ile içeri girmişti. Minho da peşinden girip kapıyı kapatmış ve kitlemişti. İşte şimdi, ikisinin de beyninde şimşekler çakmaya başlıyordu.
Minho salonda koltuğa oturmuş çocuğun yanına ilerleyip birden kucağına oturmuştu. Jeongin büyüğünün yaptığı şeye gözlerini sonuna kadar açarak tepkisini göstermişti. Minho Jeongin'in dudaklarına eğilmiş ve aralarında çok az bir mesafe bırakmıştı.
"Minho?"
"Bir süredir sadece seni izliyorum Jeongin..."
"N-ne?"
Minho kendini Jeongin'e bastırıp inlemesini sağlamıştı. İstediğini aldığında sırıtmış ve gerginlikten ter döken küçüğünün dudaklarına yapışmıştı. Sert bir şekilde öpüyordu Jeongin'i. Karşılık vermesi için dudağını ısırdığında, Jeongin tekrar inleyip karşılık vermişti.
Minho ellerini yavaşca küçüğünün gömleğinden sokup ince belini okşadı. Jeongin tenine temas eden soğukluk ile gerilmiş ve penisinin büyüğüne sürtmesini sağlamıştı. İkili inlerken Minho dudaklarını ayırıp Jeongin'in boynuna yönelmiş ve iz bırakacak şekilde emmeye başlamıştı.
Jeongin ellerini büyüğünün saçlarına götürüp yavaşca acıtmamaya dikkat ederek çekiştirmişti. Minho'nun hoşuna gitmiş olacak ki, boynunu daha sert emmiş ve tekrar odanın Jeongin'in inlemesi ile dolmasını sağlamıştı.
"H-hyung hadi artık!"
"Çok sabırsızsın Jeongin-ah"
Minho küçüğünün kucağından kalkıp onu kucağına almış ve odasına götürmüştü. Jeongin'in sırtı yumuşak yatakla buluştuğunda, artık bunun bir geri dönüşü olmadığını ikisi de anlamıştı. Minho, Jeongin'in gömleğini çıkartıp göğüs uçlarına yöneldiğinde Jeongin'in beli gerilmişti.
Minho bir süre küçüğünün göğüs uçlarıyla ilgilenmiş daha sonra ise kendi üstündekileri çıkartmıştı. İkisi de tamamen soyunduğunda Minho karşısında ki güzel bedene karşı bir kez daha hayranlık duydu. Onun için ölüp bitiyordu ve bir an önce onun olmasını istiyordu.
2 parmağını uzatıp emmesini istediğinde, Jeongin utanarak büyüğünün parmaklarını emmeye başladı. Emerken Minho hariç her yere bakıyor ve utanmamaya çalışıyordu. Minho yeterli olduğunu düşündüğünde parmaklarını Jeongin'in ağzından çekip deliğine konumlandırmıştı.
"Hazır mısın?"
"Evet"
Minho küçüğünden aldığı onaydan sonra parmaklarını deliğine sokmuş ve gel git yapmaya başlamıştı. Odayı Jeongin'in inlemeleri doldururken, Minho siyah saçlı gencin dudaklarına yapışmıştı. Jeongin hissettiği acıdan ağlayacak gibi olduğunda Minho daha da hızlanmış ve zevk almasını sağlamıştı.
Dudaklarını ayırmış ve parmaklarını küçüğünün deliğinden çıkarıp penisini konumlandırmıştı. Yavaşca içine girerken Jeongin inlememek için alt dudağını ısırıyordu. Minho tam olarak içine girdiğinde yavaş hareketlerle gel git yapmaya başlamış ve tekrar küçüğüne eğilmişti.
"..ve, bu izlediğim süre boyunca sana aşık olduğumu fark ettim."
"hislerin, karşılıksız değil"
•••
çok boktan final biliyorum 😔
amacım bu kurguyu bir an önce bitirmekti çoğunuzun bildiği üzere. ve elimden geldiğince bir şeyler yapmayı denedim, pek içime sinmese de yapmam gerekiyordu artık çünkü ilerlemiyordu. jeongho pek bilinen bir ship değil, bu yüzden fic yazmak istedim ve beğenmişsinizdir umarım. bir ara tekrar jeongho yazmayı düşünüyorum haberiniz olsun :)
ve buna daha sonra özel bölümleri atacağım ^^
jeongho 🤤🤤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i am you, jeongho
Fanfictionjeongin yanlışlıkla minho'yu öpmesi sonucu, ona karşı hisleri oluşmaya başlar. tamamlandı. knowyy, 270321