Siyahın-tonu✘ ✔2.bölüm✔ **Bölüm Önceki Part İle Birlikte Tamamlanır**

20 6 0
                                    

Hayatın akışı..Siyahın beyaza karışması ve ortaya çıka grinin tonunun sadece kalbine işlemesi onun bir renk -sadece bir renk- olduğu anlamına gelmiyordu o ton acıyı,aşkı,özlemi,sevgiyi ve nefretin üzerine örtülmüş  bir çarşaf misaliydi.Bu duygu sineye çekilemiyordu her unutmaya çalıştığında anıların ile gözüne sokuluyordu,elimde olmadan o hisse daha da bağlanıyor daha da batıyordum.

Bu hayatın cilvesiydi sanırım.Bu cümleler bile zihnimde bazı anıları kurcalamış önüme serilmişti acıyı buram buram hücrelerimin en uç köşelerinde hissediyordum ama bu hiç yabancı bir his değildi benliğimde olan bir şeydi.Kalbimin üzerinde siyah bulutların çıkardığı şimşek seslerini duyabiliyordum.Acının kaç tonu vardı ki?Daha kaç tonunu tadacaktım?

Bacaklarımın sarsıntısı ve birden yeri boylamam ve bunun farkına varmam ellerimin soğuk zemin ile buluşmasından kaynaklanıyordu.Hafif bir sızı hissettiğimde bunun yere düşmemle alakalı değil de elimde ki bardağın yüzlerce parçaya ayrılmasından kaynaklanıyordu.Canım acıyor muydu?Hayır.Bunun kaynağı zihinsel acımın fiziksel acıyı susturması olabilirdi ya da umursamıyordum.Elimi üzerime sildiğimde canımı daha da yandı.Elime batmış camı fark etmemiştim.Acıyı ben olarak kabul etmiş biri olarak anlık bir şeydi.

Elimdeki cam parçasını canımı daha da acıtmasını istermiş gibi yavaş yavaş çekiyordum.Bu da gerçekten ruh hastası bir zihne büründüğümü ilan etmişti.Kendini benim soğuk duvarlarıma zincirlemiş akıllı tarafım yüzünde ki alaycı tavırla ''Zavallı.''diye fısıldadı ve ruhsuz bir kahkaha atıyordu.İçimde ki benden nefret ettiğimin kanıtıydı,beni hep doğrular ile yüzleştiriyor bir kere bile toz pembe dünyayı yaşamama izin vermiyordu.Beni gerçekler ile büyüten tarafımdı.Anılarımdan birine ışık tutmayı denesem her zaman ki gibi?

Gerçek acıya hazırlar mıydı beni?Babam hep,

 

''Gerçek acıyı gerçeği bilen yaşar.''Derdi.

Ona göre ben de bu acıyı tadacakmışım ama o yoktu,beni bırakıp gittiği zaman tattırmıştı.Benim hiç mutlu anım yok muydu? ''Vardı.'' diye cevap veren zihnim önüme mutlu anılarımı film şeridi olarak geçiriyordu.Kısaydı ve ben onun bu kadar kısa olacağını tahmin etmiyordum daha fazla var mı diye anılarımı kurcalasam bile elime koca bir HİÇ geçmişti.Biraz da mutluluğu hissetsem?Ne vardı ki?.Ben kendi düşüncelerim ile boğuşurken kulağıma;

 ''Sen benimsin Gargamel.''

Sesi çınladı ama bu benim sesimdi?14 yaşımda ki mutluluk yayılan ama benim bile unuttuğum bir tını.

''Öyle mi şirine?''

Kalbime sert bir tekme indirildiğini hissettim,nefes alabiliyor muydum?Özlem hissi bedenimi kavururken

 ''Öyle bay bozuntu.''

İkimizde aynı anda söylemiştik tek fark onun ses tonu mutluluk ve aşkı barındırıyorken benimki özlemi ve acı ile boğuluyordu.Yüzüme yayılan ifade nasıldı bilmiyordum ama bedenimi saran şaşırma ile arkama baktım.Ben.Bu benim!Ama şimdiki ben değildi.14 yaşında ki masum ve sıcak gülümsemesi ile bütünleşmiş ben.Şuan elimde bir ayna olmasını o kadar çok isterdim ki.Ne kadar değişmiştim acaba?Çökmüştüm.Bunu biliyordum.Ama hangi boyutta çökmüştüm?Bu sorunun cevabını bulamazdım.Beni tanıyan,gerçek anlamda tanıyan yoktu ki.Sadece ben vardım.Ama yokmuşum gibi hissediyordum.Kendi hayatımın bile başrolü değildim.Kendim için bile sıradan işe yaramaz biriydim.Gözlerimin önünde beliren bedene baktım.Karışık saçları ve saçları ile aynı renge sahip kocaman gözleri.Özlem hissi bedenimi daha da kavururken

SİYAHIN TONU✘  ''Askıya Alınmıştır.''Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin