7 ԅ pulse

194 39 16
                                    


W i n t e r   N i g h t

❄️

Ji Yeong heyecanla aynanın karşısına geçip son kez kontrol etti kendini. Dün sonunda mezun olmuşlardı ve bugün de balo vardı. Havalar hala soğuk olduğundan Ji Yeong pek açık bir şey seçmemeye çalışmıştı. Dizlerinin biraz altına gelen beyaz tül bir elbise giymişti. Bel kısmında abartı ve kalın olmayan dantel bir işleme vardı, kolları ise balondu.

Doğal renginde olan kahve saçlarının ince bir tutamını kıvırarak adete taç haline getirerek bağlamış ve salık kalan kısımları omuzlarına yaymıştı. Makyajı ise fazla abartı tutmadan olabildiğince doğal bırakmaya çalışmıştı. Son olarak beyaz ve zarif bir maske takmıştı, maskenin dış tarafıysa küçük incilerle çerçevelenmişti.

Üniversite de ki profesörler kendi aralarında kararlaştırarak son bir dokunuş, bir şey eklemek istemişlerdi. Aslında bir nevi maskeli balo gibi olmuştu...

Taehyung ise siyah bir gömlek ve takım elbise giymiş ancak kravat takmamamıştı. Kulağını biraz geçen uzun ve dalgalı saçlarını tarayıp son kez kendini kontrol etti. Hiçbir özenme yoktu, Taehyung oldukça klasik giyinmesine rağmen harika görünüyordu. Ji Yeong'a zıt olarak siyah, etrafı minik taşlarla çevirili kadife bir maske takmıştı.

Saati kontrol eden Taehyung gecikmeden evden çıktı. Ji Yeong ve ikisi, beraber gitmeyeceklerdi. Bunu kendileri istemişti. Ji Yeong, uzun krem paltosunu giydikten sonra babası bırakacağı için arabaya binmişti.

Çok uzun sürmeyen yolculuğun ardından ilk önce Taehyung varmıştı davet salonuna. Masalardan birine oturmuş ve etrafa göz atmıştı. Ji Yeong'u göremeyince gözlerini kapıya dikmişti.

Ji Yeong salona vardığında babasıyla vedalaşıp içeri girmişti hızlıca atan kalbi eşliğinde. Taehyung onu görür görmez tanımıştı gözlerinden, Ji Yeong'un Taehyung'u arayan gözleri ise sonunda onunla buluştuğunda nefesi kesilmişti.

Taehyung Ji Yeong'un yanına gülümseyerek ilerlediğinde aynı anda Ji Yeong da adımlamıştı ona doğru.

"Güzel olacağını tahmin etmiştim ama..." Taehyung onu baştan aşağı süzdüğünde Ji Yeong utançla gülümsedi.

"Sende çok şık olmuşsun..." Taehyung gururlu bir gülümsemeyle elini ileri uzattı geçmesi için. Ji Yeong onun gösterdiği yolda ilerlemeye başladı ve Taehyung'un az önce oturduğu masaya geçip paltosunu çıkardı.

"Her yer ışıl ışıl." Ji Yeong onu onaylarcasına başını salladı. Gerçekten öyleydi.

Salon genel olarak kırmızı renklerle döşenmiş ama ışıklarla etraf güzelce aydınlatılmıştı.

Bir süre sonra atıştırmalıklar ve içecekler servis edilmiş, sonrasında hafif bir müzik çalmaya başlamıştı.

Taehyung buraya gelirken söz vermişti kendine, bu gece içinden ne gelirse gelsin kendini tutmayacaktı. Boğazını temizleyip ayağa kalktı ve Ji Yeong'un önünde doksan derece eğilip bir elini sırtına atarken diğerini ona doğru uzattı ve gülümseyerek alttan bir bakış attı.

"Bu dansı bana lütfeder misiniz hanımefendi?" Ji Yeong'un kalbi teklediğinde kesik bir nefes alıp gülümsedi ve elini eline koydu. "Tabii."

Onlarla birlikte birkaç çift daha çıkmıştı piste. Tek elleri birbirine kenetliyken; Taehyung'un eli Ji Yeong'un belinde, Ji Yeong'un ki ise onun omzundaydı. Bedenleri müziğin ritmiyle eş zamanlı hareket ederken Ji Yeong, Taehyung'un gözlerine her baktığında fazla dayanamayıp utançla kaçırıyordu. Taehyung ise onun bu durumuna gülmemek için tutuyordu kendini.

Taehyung gülümseyerek Ji Yeong'un saçını düzelttikten sonra diğer elini de beline koyup iyice yaklaşmıştı Ji Yeong'a, artık sarılır pozisyonda dans ediyorlardı fakat Ji Yeong git gide daha da sıcak hissediyordu kendini. Aynı zamanda Taehyung'dan gelen huzur verici koku sayesinde rahatlıyordu. Tam anlamıyla arada kalmıştı...

Taehyung derin bir nefes alıp Ji Yeong'un gözlerine baktı.

"Ji Yeong?"

"Efendim?"

Taehyung, Ji Yeong'un belindeki elleriyle onun uzun saçlarının uçlarıyla oynamaya başlamıştı.

"Saçlarına hep ben dokunsam... Elini sadece ben tutsam... Sadece bana böyle ışıtıyla baksan, kalbin sadece benim için böyle heyecanla atsa..." Taehyung geri çekilip Ji Yeong'un gözlerine baktı.

Ji Yeong, Taehyung'un siyahlar arasından bakan güzel gözlerine baktı yutkunarak ve lafını bitirmesi için bekledi.

"Olur mu?" İçi titreyen Ji Yeong dolan gözlerini kırpıştırdı ve ürkekçe elini, Taehyung'un yanağına çıkardı.

"Taehyung..." Ji Yeong'un fısıltıyla karışık söyleyişiyle Taehyung, yanağını Ji Yeong'un eline yasladı ve gözlerini kapattı. "Hm?"

Çok güzelsin...

"Olurum. Elini tuttuğum tek kişi ben olacağım... Kalbimin böylesine heyecanla atışının tek sebebi sen olacaksın... Söz veriyorum." Taehyung gülümseyerek gözlerini açtı ve Ji Yeong'un dolu gözlerine baktı.

Ji Yeong, belki hayatında asla bir daha bulamayacağı o cesaretle parmak uçlarına çıkıp dudaklarını yavaşça Taehyung'un dudaklarına değdirdi. Taehyung her ne kadar şaşırsa da şaşkınlığını içinde yaşayarak Ji Yeong'un kısa öpücüğüne karşılık verdi ve geri çekildiğinde alnını karşısındaki güzelin alnına dayadı.

"Seni çok seviyorum Jung Ji Yeong..."

"Seni çok seviyorum Kim Taehyung..."

winter night [kth] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin