Testiye ve süngerin üzerindeki yazıya bakan görevli şok içinde kalmıştı. Yıllarca bu akademide eğitim vermiş ve sayısız dahi onun kanatları altından geçerek doruğa yükselmişti. O kadar uzun zamandan sonra kendisini tekrar şaşırtan amber gözlü çocuğa heyecanla bakmaya başladı. İçinde sönmeye yüz tutmuş küller yeni bir alevle harlanmış ona umut vermişti. Yeni bir dahiyi görebildiği için yüzü mutluluk hissiyle çarpılmıştı.
Oysa bilmediği bu dahi dengeyi ya bozacak ya da koruyacaktı. Sonuç ne olursa olsun tüm evren onun adını haykıracak bazıları lanetler yağdıracaktı.
Onun ruhu kanla yıkanmış masumiyetinden arınmıştı. Yıllar önce babası onu ölüme terk ederken aslında sadece sonunu hazırlamak için temelleri atmıştı.
Daha önünde tonla macera ve cesetler onu beklerken kehanet onun ismiyle titremişti. Kendisi hakkında keşfedeceği sırlar onu bambaşka uçurumlara sürükleyecekti.
Zero bunlardan tamamen habersiz önündeki adamın heyecanli yüzüne ve vuruş süngerinin hafif patlamış yüzeyine baktı. O bilmese de vuruş süngerleri özel bir alaşım kullanılarak yapılır ve dayanıklılıklarıyla ön plana çıkardı.
"Evlat... gerçekten etkileyici. Bunca zaman akademi de bu sınavı yaptım. İlk defa seviyesini aşan bir güçle karşılaştım. Yedinci seviye savaşçı ve üçüncü seviye büyücü olduğunu görebiliyorum fakat verdiğin hasar onuncu seviyeyle eşit diyebilirim."
Adam memnun bir şekilde testiye ilerledi. Her seviye arasındaki uçurum epey fazla olduğundan en fazla bir seviye üstündeki güce sahip olunabilirdi. En büyük dahiler bile iki seviye fark atarken üç seviye fark tarihte görülmemişti.
Zero ne zaman savaşçılık ve büyücülükte seviye atladığını bilmese de bunun sebebinin Wiolun ile yaptığı dövüş olduğunu tahmin edebiliyordu. Bir savaşçı ve ya büyücü meditasyon, dış kaynaklar ve eğitimle seviye atlayabildiği kadar ölüm kalım savaşlarında da ilerleme kaydedebilirdi. Bu son seçenek oldukça zorlu olduğundan genelde bu yola başvuran fazla olmazdı. Zero ise doğduğundan beri ölüm ve kanla iç içe geçmiş biri olarak demirden daha sağlam temellere sahip olabilmişti.
Adam kana baktıkça kendisini daha aşağılık hissetmeye başladı. Hislerinin karmaşaya sürüklenmesiyle hemen kanı temizlemek için eline bir havlu aldı.
Havluyla kanı temizlerken alnından bir damla ter şakağına kadar süzülmüştü. Sanki yüce bir varlığın dökülen kanını görmüş gibi boyun eģme ihtiyacı hissetmesi onu korkutmuştu. Merak ve heyecan yerini tereddüte bırakırken Zero'ya son bir bakış atıp kovaladı.
"Bütün seviyelere giriş izni veriyorum."
Zero yüzündeki gülümsemeyle tek kelime etmeden odadan çıkarak onu bekleyen Myron ve Lex'in yanına ilerledi.
Lex içindeki merak duygusunu güçlükle bastırırken umursamazca ağzından laf almaya çalıştı.
"Gücünün işlevsizliği karşısında seni defalarca test etti galiba. Saatlerdir içeridesin."
Zero göz devirirken saatlerce kısmının abartı olduğunu anlayabiliyordu.
"Ha ha. Bütün seviyelere izin verdiğini söyledi."
Lex ve Myron bir süre idrak etmeye çalışırken zihinlerinde tekrar tekrar yankılanan cümleyle sonunda beklenen tepkiyi verdiler.
"Haaa?"
"Ne dedin sen?"
Onların aynı anda tepki vermesi onu güldürmüştü. Keyifle kıkırdarken az önce kendisini iğneleyen Lex'e keyiften dört köşe olmuş bir şekilde içeride olanları anlatmaya başladı. Kendi malını ballandıra ballandıra öven bir tüccardan farksızdı tam şuanda.
![](https://img.wattpad.com/cover/262590857-288-k985778.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zero - Başlangıç
FantasíaDevam kitabıdır! Eski heaabıma ulaşamadığımdan yeni bölümleri buradan yayınlayacağım eski bölümler için @Daemonium35 hesabına girip ulaşabilirsiniz.