30 - Bastırılmış Benlik

213 44 19
                                    

Myron saatlerdir başında uykusuz ve aç bir halde beklediği kuzenine baktı. Gece olan olayın üzerinden tam bir gün geçmiş, güneş gizlice köşesine çekilmişti tekrardan.

"Lex."

Kuzeninin ismi aģzından güçsüz bir yakarış olarak çıksa da şuan tek düşündüğü bir ölü gibi yatan çocuğun gözlerini açmasıydı.

O sıra da Zero derin bir uykuda kan ter içerisinde kalmıştı. Vücudu taşıdığı gücü kaldıramamış gözleri uyuduğu vakitten beri açılmamıştı. Zihnindeki fısıltılar kendisine baskı yaparken uyanmak için çırpınıyordu.

Betty endişeli gözlerini dikmiş her an yardım etmeye koşmak için bekliyordu. Gözleri uykuya yenik düşerken yan odadan bir hıçkırık sesi duyuldu...

Myron saatler süren bekleyişten mutluluk gözyaşlarıyla ayrılmıştı. Sonunda gözlerini açan Lex kendisine ağlayarak bakan kuzenini gorünce yaşadıkları tek tek aklına üşüşmüştü. Zor bir gece olmuş, merak içlerini bir fare gibi kemirmeye başlamıştı.

"Myron.. sence Zero'ya neler oldu?"

Myron onun uyanmasını beklerken sürekli aklını kurcalayan soruyu sesli duyunca irkildi. O gece hissettiği yabancılık hissini unutmamıştı.

"Bilmiyorum Lex fakat tek bildiğim onun Zero olamayacağıydı. Ona birini öldürüp öldüremeyeceğini sorduğumuz zamanı hatırlıyor musun?"

Lex yatakta bağdaş kurarak oturmaya başladı. Nasıl unuturdu ki? Bu konuyu daha sonra dalga geçmek için rafa kaldırmıştı ne de olsa.

"O anki tereddütünü ikimizde hissettik Myron. Ama gece... o gözlerde ölsek bile en ufak bir duygu kırıntısı, en küçük tereddüt olmayacakmış gibi hissettim."

İkili uzun sohbetlerini hız kesmeden devam ettirirken Zero uyanmak için büyük bir savaş veriyordu. Sanki uyku yakasından tutmuş içine hapsetmişti. Ölüm kokan nefesi boynunda hissediyor ama dokunamıyordu. Boğuluyor fakat sesi çıkmıyordu.

Sessizlik yemini eden dudaklarından kulakları yırtan bir çığlık yükseldiğinde bedeni gerildi. Başı ve ayakları yatağa iyice bastırırken gövdesi yukarıya şahlanmıştı.

Betty hızla doğrulurken defalarca denediği gibi uyandırmaya çalıştı bir kez daha.

"Zero! Zero uyan. Sadece kabus görüyorsun."

Karanlık çukurda ayakları bataklığa saplanmış gibi hareket edemiyordu. Fısıltılar tekrar zihnine dolduğunda tüm kurtulma çabaları boşa gidiyordu. Kulaklarını kapatsa bile susmuyordu fısıltılar, sızıyordu adeta zihninin en kuytu köşelerine.

"Bizi serbest bırak Felix."

"Ben senim, biz biziz."

"Seninde istedigin bu değil mi?"

"Kan görmeyi seviyorsun."

"İtiraf etsene?"

"Kendini kabullen Felix."

"Bana kucak aç."

"Hayır! Hayır.. bırak beni!"

Çığlıkları suyun altındaymış gibi boğuk çıkıyordu. Kuyunun üstünden bakan kendisinin iki katı büyüklüğünde iki çift göz onu pençesine almak için hazır bekliyordu. Kurtuluş yoktu fakat kabullenmekte zordu.

"Sen kimsin?"

Pes ediş...

Saatler, hatta günler süren işkenceden sonra nihayet bırakmıştı kurtulmak için çırpınmayı.

Zero - BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin