Hayatımı on üzerinden bir puanla değerlendirecek olsaydım eğer kesinlikle 1000 olurdu. Hatta Tanrı'ya farklı dinlerde, farklı şekillerde şükürler de yağdırabilirdim. Bunun sebebi zengin olmam değildi, kusursuz bir fizik ya da kusursuz bir surat da değildi, kariyer desen daha yirmi yaşındayım ve zar zor girdiğim bilgisayar mühendisliğini okuyordum, insanların sevgisine sahibim desem o da yoktu çünkü benim insanlara karşı fobim vardı ve yetim sevindirip bir karşılığını da görmemiştim. 'E o zaman nerden geliyor bu pozitiflik, iyimserlik?' diyorsunuz..
Bunun tek bir sebebi vardı, Hyunjin.Hyunjin, yirmi yıllık hayatımın yarısında hayatıma dahil olmuştu. Ondan önceki hayatıma dair ne hatırlıyorum? Hiçbir şeyi. Star Wars üzerine yemin dahi edebilirim.
O, hayatıma bir sonbahar günü -ekoseli her zaman onu tekrar içinde görmeyi istediğim yeşil yağmurluğuyla- girmişti. Yerdeki su birikintisinin üstündeki sararmış yaprağı yüzdürürken yaklaşan ayakkabılarını farkedip ona bakmıştım ve o da gülümseyip "Ben Hyunjin, buraya yeni taşındık." Demişti. O sıra tek yaptığım aval aval bakmak olmuştu. Çünkü hem sosyal bir çocuk değildim hem de Avustralya'dan damdan düşer gibi Güney Kore'ye düşmüştüm kısa zaman öncesinde.
Geriye dönüp baktığımda ise o sıra aynı şekilde gülümseyip 'Selam, ben Felix.' demek isterdim. Hatta bir keresinde o kadar sinirlenmiştim ki kendime, ciddi ciddi yatakta tepinip ağlamıştım. Ta ki ucuz çarşafı ayağımla yırtana kadar.
Eğer o gün ona beni yakan sıcak gülümsemesi ile karşılık verseydim, bugüne nazaran en azından yakın arkadaş olabilirdik. Bu bile benim için kâfiydi. Ama ben, azında azıyla yetinmeyi düşünücek olacağım ki hayatım boyunca ondan uzak bir şekilde yaşadım. Üstelik o karşı evde otururken.
Normalde 10 yaşında tanıştığınız biriyle şu an oturup hayvan gibi içerek fifa falan oynamanız gerekirdi ama ben bunu yapmaktan oldukça uzaktım. Tek yaptığım her gün evde olduğu süre boyunca onu dikizlemekti. Hatta bir keresinde farkına bile varmıştı.
Aynen şöyle olmuştu: ben her zamanki gibi bir yandan kahvemi içerken bi yandan da camın önündeki masamda oturup Hyunjin'i izliyordum. Bir keresinde kendimi alıkoyamayıp fotoğrafını bile çekmiş, sonra sapıkmışım gibi hissettiğimden de silmiştim gerçi ama neyse. Sonraysa ben onu izlerken birden bana dönmüş ve ben ilk başta kardiyak arrest falan geçirmiş gibi hissetmiştim, o an sanki güneşe bakmak gibiydi, Irvin Yalom'un ölümle ilgili tüm cümleleri aklıma geliyordu.
Ama ben ne yapmıştım? Kafamı sağa sola sallayarak 'bir şey mi vardı?' diye selektör verdim. Bence işe yaramıştı yani. Birisi sizi böyle yakalarsa sanki sizi izleyen oymuş gibi tepki verirseniz her zaman işe yarar, millet. Tabi işe yaradığını bilmem için onun ağzını yoklamam gerekiyordu ama ben onu da yapmamıştım. Yapamamıştım çünkü.
Ben ve Hyunjin tamamen zıttık. Yani bazen kendi egoma kapılıp onun üst seviyelerinde olduğumu bile hissediyordum ama kimi kandırıyoruz, o tam bir tanrıydı.
O aşırı sosyaldi ben ise aşırı asosyal, o gülmeyi çok severdi ben ise sanırım en son lol mobile çıktığında falan gülümsedim, o sıcağı severdi ben ise güneş çillerimi arttırıyor diye nefret ederdim, o klasik müzik dinlerdi ben ise klasik müzik dinleyeceğime arabesk bile dinleyebilirdim, ben edebiyattan ve sözelden nefret ederdim o ise edebiyat okuyordu, o köpek severdi ben ise tam bir kedi insanıydım, o Fransız sineması ise ben gündüz kuşağı tv programlarıydım, o düzenli spor yapardı ben tuvalete gitmek için odadan çıkardım, o her zaman mutlu dururdu ben ise her zaman huysuz, o bir lokma alıp doyan türdendi ben ise sarma olsun bir tencere olsun yiyen bir tiptim, o her zaman çıtkırıldım ve nazlı birisiydi ben ise babam sigara içtiğimi yakaladığında ikinci kattan camdan atlamıştım, o her zaman mütevaziydi ben ise onu yere göğe sığdıramayacak kadar abartabilirdim, o benim hiç farkımda değildi ben ise onu hayatımın merkezine koyacak kadar onun farkındaydım.
•••
Herkese Merhaba!
En son 2016 yılında falan SeKai fic yazmıştım ama silmiştim. Sanırım içinde bulunduğumuz dönemin etkisiyle bir şeyler oluşturma isteği içerisine girdim ve daha demin şarkıyı dinlerken kendimi burada buldum. Ne yazacağımı bile kararlaştırmamışken bu fazla ani oldu ama size güzel şeyler okutturmak istiyorum.🧚🏼♀️Gelecekten geliyorum, bu fic düzenleniyor!! Ama bazı açıklamalarım çok sevimli, ondan bu açıklama kısımlarını silmeme kararı aldım.🧚🏼♀️
Oy verip yorum yapmayı unutmayın, hepinizi öpüyorum mwahhh 💜
-Jedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gündelik Düşler Fırtınası // HyunLix
Fanfiction[Tamamlandı] Sev beni zaman geçmiyor başka türlü Kader ağlarını ördü hiç sormadan Gündelik düşler fırtınasında insan Anlamam nasıl durur savrulmadan