İlk Öpücük

32 2 2
                                    

Elif Beylice'nin Ağzından


Gözlerimi açtığımda bir çift kol belimi aşırı derecerede sıkıyordu. Arkamı döndüğümde Caner'i gördüm. Ellerini belimden yavaşça ayırdım. Banyodan pantolumu aldım ve giydim. Elime ayakkabılarımı alarak minik adımlarla odadan çıktım. Evden çıktığımda kalacak bir yerim olmadığı için Hira'yı aramaya karar verdim. 2. çalışta açtı.

E: Alo Hira uyandırmadım umarım.

H: Yok canım banyodaydım o yüzden açamadım. Ne oldu?

Hira'ya başımdan geçen herşeyi bir bir anlattım.

H: Ne!?! Sen dün gece Caner Serez'in evinde mi kaldın!?!

E: Bunda ne var Hira? Sanki çok o poposu atmosferi delen yaratık çok önemli birisiymiş gibi konuştun.

H: Tabi ki önemli! Daha doğrusu tehlikeli. Ama bunları şimdi konuşamayız. Hadi zaten kalacak yerin yokmuş bize gel hemen.

E: Tamam. Evini tarif edebilir misin?
H: Dört Mevsim Sitesi C Blok 12 Numara. Zaten Caner'in evinden yürüme mesafesinde.

E: Tamam geliyorum.

-----------------------------------------------------------------------

Hira kapıyı gülerek açtı.

H: Kahve ister misin?
E: İyi olur.

Kahvelerimizi içerken bir yandan da sohbet ediyorduk. Hira bana Caner'in ne kadar tehlikeli biri olduğunu anlatıyordu. Anlattığına göre tek gecelik ilişkileri olan, uyuşturucu, sigara gibi her türlü pisliğe bulaşmış birisiymiş.

E: Ay iyi bari kurtulmuşum.

H: Sana nasıl davranıyordu?

E: Biraz uyuzdu. Öncelikle hastaneye götürdü beni. İlaçlarımı falan aldı. Kremlerimi sürdü. Sonra onun evinde kalmam için baya ısrar etti. Ben kabul etmeyince kucaklayıp götürdü. Yani bazı uyuzlukları dışında iyiydi.

H: Pek kurtulmuş sayılmazsın bence.

E: Ne demek istiyorsun?

H: Caner'in kimseye bu kadar ilgili davrandığı görülmedi ki.

Cevap vereceğim sırada gözüm saate takıldı. Geç kalıyorduk!! 

E: Hira geç kalıyoruz!

H: Aaa evet! Gel sana dolabımdan kıyafet vereyim.

Siyah bir pantalon, beyaz t-shirt, uzun kırmızı ceket ve kırmızı topuklular! Hira'nın dolabı muhteşemdi gerçekten. Saçlarımı da topuz yapıp perçemimi saldım. Hazırdım. 

Okul kapısından girdik ve ben direk dolabıma yöneldim.

Tarih kitaplarımı alıp tarih sınıfına doğru yürüdüm. Caner’le aynı sınıfta olduğumuz için onu kesinlikle görecektim. Ve bana bu sabahın hesabını soracağından eminim. Sınıfa bir göz gezdirdim baya boş sıra vardı. Hira’yla birlikte en arka sıraya geçtik. Önümüze de boya olduğu her halinden belli olan sarışın ama güzel bir kız oturdu. Hiç beklemediğim bir anda arkasını dönüp kolumu sıkmaya başladı. ‘’Caner’den uzak dur’’ diye tısladı. Kolum aşırı derecede acıyordu. Çünkü uzun tırnakları –pençeleri- koluma batıyordu. ‘’Bence Caner benden uzak dursun.’’ dedim ve canımın yandığını belli etmemek için kötü bir kahkaha attım. Daha kahkaham devam ederken yanağıma aldığım sert darbeyle kafam sola çevrildi. İnanamıyorum! Kız bana tokat attı! Ben de boş durur muyum? Kızın saçından tuttuğum gibi kafasına 3-4 defa sıraya çarptım. Taa ki biri beni sertçe ittirene kadar. Kafamı kaldırıp kimin ittirdiğine baktığımda Caner’i gördüm. Kızın çenesinden tutmuş yüzüne bakıyordu. Kıza baktım. Burnu kanıyordu. Caner hemen peçeteyle kızın burnunu sildi. Sonra bana döndü.

C: Ne sikim o elini Melisa’ya kaldırırsın?! Sen kendini ne zannediyorsun?!

Tüm sınıf bize bakıyordu. Çok utanmıştım. Caner de anlamadan dinlemeden bana bağırıyordu. Bu 2 gün içinde bu olanlar çok fazlaydı. Kendimi tutamayarak ağlamaya başladım. Tuvalete koştum. Hira arkamdan geliyordu. Astımım tutmuştu. Nefes alamıyordum. Hemen çantamdan ilaç tüpünü çıkarıp sıktım. Biraz rahatlamıştım. Ama hala ağlıyordum. Hira bana sarıldı.

E: O-onu seviyorum Hira. Dedim ve hıçkırdım.

H: Biliyorum bebeğim biliyorum. Hadi elini yüzünü yıka. Sonra da bana gideriz.

Hira’nın evine gelmiştik.  Film izliyorduk. Hava da baya kararmıştı.

H: Elif cips bitti. İlk ben gitmiştim almaya. Hadi sıra sende.

E: Ama ben misafirim. Dedim yavru köpek bakışı atarak.

H: Yavru köpekleri sevmem.

E: Of iyi be tamam gidiyorum.

Montumu giydim ve çıktım. Soğuk havadan dolayı biraz titremiştim. Daha sonra alıştım. Biraz ilerideydi market. Ayaklarım geri geri gidiyordu. Çünkü market Caner’in evinin 2 ev yanıydı. Onu görme ihtimalim vardı. Oysa ki şuan görmek isteyeceğim son kişiydi.

Çalılıkların ordan bir ses geldi. Elime bir dal aldım.

E: Kim var orada?

....

E: Kim var dedim!

Bir kol beni çekip çalılıkların arasına soktu. Ve daha sonra üstüme çıktı. Karanlıkta yüzünü seçemiyordum. Kasıklarına bir tekme atıp koşmaya başladım. Ama takılıp düştüm. O da bana yetişti tabii.

E: Caner!!??!!

Tekrar üstüme çıktı. Eliyle yüzümü kavradı. Yanağımı okşamaya başladı.

C: Çok güzelsin. Diye fısıldadı.

Yavaş yavaş yaklaşıyordu. Dudaklarıma bakmaya başladı. Ben de onun dolgun öpülesi dudaklarına bakıyordum. Dudağımda onun soğuk ve kuru dudaklarını hissettiğimde ürperdim. Yavaş ve nazikçe öpüyordu. Karşılık vermemi istiyordu, belliydi. Ama karşılık veremezdim bugün yaşananlardan sonra. Gözyaşlarım yavaş yavaş akmaya başladı. Dudaklarını benden ayırdı. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı. ‘’Neden ağlıyorsun?’’ diye fısıldadı. Cevap verememiştim. ‘’Lanet olsun ağlama!’’ diye bağırdı. Daha sonra sakinleşti. Elleriyle tekrar yüzümü kavradı. ‘’Neden böyle yapıyorsun?’’ dedi. Sinirlenmiştim.  Ellerini yüzümden sertçe ayırıp ayağı kalktım.

E: Neden mi böyle davranıyorum?! Bütün bunlar sana mantıklı geliyor mu Caner?! İlk bana o kızın vurmasına rağmen gelip beni suçluyorsun. Bana bağırıyorsun. Bir de sevgilin varken gelip beni öpüyorsun. Canının istediği gibi davranıyorsun bana. Uzak dur benden! Anladın mı?! Uzak dur!

 Sinirle koşarak markete gittim. Arkamdan suçlu bir çocuk gibi bakıyordu. Bu olanlardan Hira’ya bahsetmeyecektim. Cipsleri aldıktan sonra eve döndüm Hira ile birlikte filmi bitirdik. Ve rahat bir uykuya daldık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sonsuza DekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin