Oda

50 3 0
                                    

mahvettiğim için kendimden nefret ediyorum’’ dedim. Alt üstü ayağım ,giymiş olduğum topuklu ayakkabılar yüzünden, burkulup yere düşmüştüm. İlk başlarda ayak bileğim acısa da onun tenime dokunuşu bana vermiş olduğu acı hissini kaybettirmesine yeterli olmuştu. En azından bir süreliğine. Odama gelmiştik. Kapıyı ayakalarıyla araladı. Yatağımın üzerine yavaş bir şekilde koyarak, parmağını dudağımın üzerine koydu. ‘’Şş... Bunu bir daha söylememeni tavsiye ederim. Umarım bu bizim son günümüz olmayacak.’’dedi kısık sesiyle. Ona dikkatlice baktım. Şu ana dek gördüğüm en yakışıklı erkekti. Kusursuz vücudu, pamuk kadar yumuşacık teni vardı. Uzundu. Esmerdi. Yüz hattı düz, geniş daha doğrusu biçimli bir şekildeydi. Gözleri kahverengiydi ve  yüzü orantılı büyüklükte, dudakları ise çıkıntılı olan elmacık kemiklerine orantlı büyüklükteydi. Saçları siyah ve tüm kızların hayal ettiği uzunluktaydı. Kasları kendisini daha da ateşli göstermesine yeterli oluyordu. Sesi, parfümünün kokusu, ciddi oluşu, bakışları, gülümsediğinde ortaya çıkan elmacık kemikleri ve yanağında beliren gamzeleri beni baştan aşağı kendisine daha da çekmesine neden oluyordu. Ben, ona göre birisi değildim.  Ona göre kısaydım. Biraz balık etliydim. Sakardım... ‘’ Çok ciddi bir konuşmaydı bay James.’’ Dedim parmaklarımı yüzünde gezdirerek. İşaret parmağını kırmızı dudaklarımdan çekti ve ‘’ Soyadımı nereden öğrendin?’’ dedi kaşlarını havaya kaldırarak. Gülümsüyordum. ‘’Hm... Acaba nereden öğrenmiş olabilirim? Bir düşüneyim. Ah... Hatırladım. Markette borcumu öderken kasiyerin sana Bay James dediğini duydum. İlk başlarda adının James olduğunu düşündüm. Ama yanılmışım. Jenna sana Colby dediğinde adının Colby olduğunu öğrendim. Colby James. Kulağa çok hoş geliyor, Bay James.’’ Dedim gülümseyerek. Yatağımın köşesinden kalktı, boy aynamdan kendisine baktı. O sırada onu inceliyordum. Ceketini çıkardı, kırışmış yerlerini düzeltti ve pufumun üzerine koydu. ‘’Gömleğimi çıkarmamın bir sakıncası var mı?’’ diye sordu aynadan yansımama bakarak. Kekeleyerek, ‘’El-elbette sorun yok. İsteiğin gibi takılabilirsin.’’ Dedim. Aynadaki yansımamdan kendisini izlediğimi görüyordu. Bakarak boğazındaki kravatı çıkardı, sonra beyaz gömleğinin düğmelerini yavaş yavaş açmaya başladı. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki ona bakmamak için başka şeylere konsantre olmaya çalışıyordum. Gömleğini çıkarttığında geriye kalan tek şey pantolonuydu. Gömleği pufun üzerine koydu. Kusursuz vücudu gözlerimi kamaştırıyordu. Colby,’’ Böyle daha iyi oldu.’’ Dedi. Yanıma geldi, yatağımın üzerine uzanacaktı ki, ‘’ Ayağın acıyor mu? ‘’diye bir soru yöneltti. Kesinlikle evet. Bence tekrar masaj yapabilirsin. Hiç bir sorun olmaz. Düşüncesi aklımdan geçiyordu. ‘’ Hayır. Acımıyor.’’ Dedim. ‘’Ayrıca sorduğun için saol. Peki şimdi ne yapacaksın?’’ dedim utangaç bir tavır koydum ortaya. ‘’Uyumanı izleyeceğim. Sonra belki giderim.’’ Dedi. Ayakkabılarını çıkararak yanıma uzandı. ‘’Yanımda olduğun için teşekkür ederim. Buna hiç gerek yoktu. Yani beni bırakıp da gidebilirdin. Ama bırakmadın. Yani şey gerçekten teşekkür ederim.’’ Dedim. ‘’ Benim için hiç bir sorun yok. Bu günümü sana ayırabilirim. Yanında kalabilirim. Uyanmanı bekleyebilir, kalkman için ya da başka bir işin varsa yapabilmen için yardım edebilirim. Ayrıca sana tekrar bir özür borçluyum. Alışveriş merkezinin çıkışında sana biraz kaba davranmış olabilirim. Kısacası özür dilerim. İyi birisine benziyorsun. ‘’ dedi. Sessiz bir şekilde. Bir şey söylemedim. Çünkü o konuda gerçekten özür dilemeliydi. Başka bir konu açmaya çabalayarak,’’ Hiç kız arkadaşın oldu mu?’’ dedim. ‘’ Oldu ama hiç birisi de içimi titretecek kadar beni sevmedi. Paramı sevdiler denilebilir. Ya senin... Senin hiç erkek arkadaşın oldu mu?’’ dedi. ‘’Hayır.’’ Dedim. ‘’Ama olmasını isterdim.’’ Dedim gözlerimi cama çevirerek. James,’’ Sen ciddi misin? O zaman hala bakiresin? Neden? Erkek arkadaşın olmasını istemedin mi? Ya da başka bir nedenin mi vardı? ’’ dedi. Uzandığı yerden oturma pozisyonuna geçerek. ‘’Görmüyor musun?’’ dedim kaşlarımı çatarak. ‘’ Neyi görmüyor muyum?’’ ‘’ Yaşananlara bak. Seninle ilk karşılaşmamıza bak. Seni akşam yemeğine davet ettim ve şu olanlara bak. Ne kadar saf, sakar olduğu mu görmüyor musun? Bana bak. Ne görüyorsun?’’ dedim sorgular bir şekilde. Açıkçası kendimden utanıyordum. Bu kadar mükemmel olan bir erkeğin yanında ben hiç olmazdım.

  

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 19, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SONUN BAŞLANGICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin