LY-2

240 14 4
                                    

Olayların üzerinden 1 hafta geçmişti.Demir Hande'yi gerçekten çok kırmıştı.Ama o son olay her yerden patlak vermişti.Okulun magazin dergisi,Hande'nin ailesi ve en önemlisi benim hislerim patlak vermişti.Öpüştüklerinde hissettiğim burukluk bazı şeyleri fark etmeme neden olmuştu.Bazende diyorum ki hadi ama Bade o hissettiğin şey aşk olamaz.Daha önce hiç aşık olmadığım için hissettiğim şeylerin aşk olup olmaması konusunda kaygılıydım.Belki o an çok korktuğum için öpüştüklerinde rahatlamıştım.Bilmiyorum.Sarışın bir kız olarak fazla salağım sanırım.

Düşüncelerimi İpodum'da çalan Ankara'nın Bağları bozdu.Kalkıp hunharca oynamaya başladım.O sırada odamın kapısı açıldı.Oynamayı bırakarak gelen kişiye bakınca gülmesini saklamak için şekilden şekle gelen Rüzgar'ı gördüm.Hemen yanına gidip tüm gücümle vurmaya başladım. 

 "Sen niye benim odama izinsiz dalıyorsun ya? Gerizekalı." Kahkaha atmaya başladı. 

 "Ya sussana sen ya." Diyerek ağlamaya başladım. 

 ''Özel gününde misin kızım? Ne bu sinir?" Kahverengi saçlarını karıştırarak konuştuğu için o mükemmel erkeksi şampuan kokusu burnuma gelmişti.Yanımda Rüzgar'ın olduğunu önemsemeyerek parmaklarımla kaç gün sonra regl olacağımı hesaplamaya başladım. 

 "2...4...5" Dışımdan hesap yaptığımı fark edip hemen sustum ve Rüzgar'ın gülerek beni izlediğini fark ettim."Rüzgar şimdi...'' İlk önce sakin söyledim. ''Evimden siktir git!'' Bu kelimeleri ayaklarımı yere vura vura ve bağırarak söyledim.Rüzgar gülerek kaçmaya başladı.Ben de peşinden koşacaktım ki karnıma dayanılmaz bir ağrı girdi ve yere kapaklandım.Rüzgar arkasına dönüp bana ufo görmüş köylü gibi baktı.Saniyelere kalmadan karnını tutarak gülmeye başladı. 

 "Özel günündesin işte.İnkar etmeyi bırak artık bence'' Diyince yüzümü buruşturdum.Rüzgar'ın saçma sapan sözlerini duymazdan gelerek acımı çekmeye başladım.Her ay çok şiddetli oluyordu.Kullandığım bir hap sayesinde diniyordu ağrı.Şimdi o hapa ihtiyacım vardı fakat sanırım bitmişti.Belki vardır düşüncesiyle ayağa kalkıp mutfağa ilerlemeye başladım.Her adımımda karnıma küçük küçük iğneler batırıyorlardı sanki.Peşimden Rüzgar geliyordu ama şu an en son düşüneceğim şey Rüzgar'dı.Buzdolabını açtıktan sonra ilaçların olduğu bölüme baktım.Benim için gerekli olan ilacı bulduktan sonra elime aldım.Kutunun içinden ilacı alınca kalıp kalmadığına baktım.Hadi ama.Bir tane bile yoktu.Rüzgar bana bön bön bakıyordu. 

 "Bir şey isteyebilir miyim?" Diye çekinerek sordum.Rüzgar bana sorarmış gibi bakınca istediğim şeyi söyledim. 

 ''Beni bir eczanenin önüne bırakabilir misin?'' Dedim utana sıkıla.Rüzgar ilk önce dalga geçecek gibi oldu ama benim ciddiliğimi görünce hemen düzeldi. 

 ''Tamam hadi'' Dediğinde çıkış kapısına yöneldim.Kapıyı açtıktan sonra ayakkabılar bana ben ayakkabılara bakıyordum.Bu durumdayken eğilemezdim.Rüzgar sanki kafamdakileri havada kapmış gibi yere çömeldi. 

 ''Giyiyorsan giy hadi.'' Rüzgar'a gülümsedikten sonra ayağımı ayakkabıma geçirdim.Rüzgar arkadan destek verdikten sonra ayakkabı ayağıma geçmişti.Bağcıklarımı bağlarken bakışlarımı Rüzgar'a çevirdim.İşini o kadar dikkatli yapıyordu ki.Rüzgar bakışlarımı hissetmiş gibi o da bana baktı. 

 ''Diğer ayağını geçirmeyi düşünüyor musun?'' Diyince hemen önüme döndüm ve sol ayağımı ayakkabıya geçirdim.Rüzgar yine aynı işlemleri yaptıktan sonra kendi ayakkabılarını giymeye başladı.Ezcaneye vardığımızda benimle gelmek için çok ısrar etti.Onu yanımda gelmemesi konusunda zor ikna ettim.Bir erkeğin yanında hangi kız regl hapı alabilirdi ki.Eczaneye girdiğimde ağrıdan dolayı karnımı tutmaya başladım.Kadın anlamış olacak ki 2 hap adı söyledi.İlk söylediğinden istedim.Kafamı cama yaslayarak kadının gelmesini bekledim.Üzerime bir gölge düştüğünde kafamı kaldırdım.Kadın bana hap ve su getirmişti.Teşekkür ederek önce hapı sonra da suyu kadının elinden aldım.Hap birkaç saat sonra etkisini gösterdiği için içer içmez ağrıyı geçirmiyordu haliyle.Hapın ücretini ödedikten sonra poşetiyle beraber hapı aldım.Allah'tan poşet mat rengindeydi de hapın ne olduğu belli olmuyordu.Eczaneden çıktıktan sonra Rüzgar'ın arabasına yöneldim.Arabanın yanına gelince kapısını açıp bindim.Rüzgar'ın morali bozulmuş gibiydi. 

 ''Bir şey mi oldu?'' Dedim merakıma yenik düşerek.Rüzgar'ın çenesi kaskatıydı. 

 ''Eve bırakıyorum seni.'' Soruma cevap vermemişti.Kafamı salladıktan sonra gaza basmaya başladı.Yol boyunca hiç konuşmamıştık.Arabadan inmeden önce belli belirsiz teşekkür ettim.Duyup duymadığı tartışılır konuydu.Onu merak ediyordum.Hemde çok.Ama ona ne sorarsam sorayım cevap vermeyecekti biliyordum.Yine de aradım onu.Çaldı.Çaldı.Çaldı.Tam ümidi kesip kapatıyordum ki bir ses duydum. 

''Aradığınız kişiye şu an da ulaşılamıyor.Lüt-'' Söverek kapattım.İçimde kötü bir his vardı.Rüzgar ve Demir sürekli dip dibe oldukları için Demir biliyordur düşüncesiyle Demir'i aradım.Üçüncü çalışta açmıştı. 

''Efendim?'' Demir'in uykulu sesi gelince istemsizce gülümsedim.Şu an büyük ihtimalle saçları dağılmış,gözleri kısık ve huysuz bir Demir haline bürünmüştü. 

 ''Uykucu uyuyor musun sen hala?'' 

 ''Evet.Ne oldu birileri benimle mi uyumak istiyor yoksa?'' Gülümsediğini ta buradan hissetmiştim. ''Şapşal'' dedim gülümseyerek. ''Rüzgar'ın nerede olduğunu biliyor musun? Bugün arabada çok sinirli gözüküyordu.Bu yüzden endişelendim ve onu aradım.Telefonunu da açmıyor.Senin yanındadır diye seni aradım.Yanında değil mi?'' 

 ''Evet Bade.Biz zaten sen aramadan önce birlikte.Anlarsın ya işte.'' 

 ''Ne?'' Dedim bana bile korkunç gelen bir sesle. 

 ''Evet Rüzgar benden hamile hatta.Onun patiklerini sen ör tamam mı ablası?'' Cırlayarak telefonu kapattım.Bu olamazdı dimi.Ah.Kesin yalan söylüyordu.Ankara'nın Bağları şarkısı odamda yankılanınca hemen aramayı cevapladım. 

 ''Demir senin bana yalan söylediğini anladım.Kendini çok mu zeki sanıyorsun?'' Dedim gururlu bir sesle.Rüzgar'ın kahkaları kulağımı dolduruyordu. 

''Ne gülüyorsun?'' Dedim kaşlarım çatık bir şekilde. 

 ''Sana salak malak diyordukta sen o evreyi aşalı çok olmuş.'' Dedikten sonra bir kahkaha daha patlattı. 

 ''Dalga geçmeyi keste Rüzgar nerede sen onu söyle.'' Dedim meraklı bir şekilde.

''Kızım ne bileyim ben? Rüzgar'ın bekçisi miyim? Aşık falan mı oldun yoksa.'' Dedi ciddi bir sesle.

''Demir sen kafayı mı yedin? Hiç birinize bu açıdan bakmayacağımı sende pekala iyi biliyorsun.Salak salak tahminlerde bulunma.Neyse Rüzgar'dan haber alırsan bana da haber ver mutlaka.Hadi görüşürüz.'' Dedikten sonra telefonu kapattım.Cidden bu kadar salak olabilir miydi bir insan.Tamam,Demir'e karşı bir burukluk hissettiğim dayanılamaz bir gerçekti ama ben o burukluğun aşk olmadığını zannediyorum.Yani.Sanırım öyle.

Düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan zil olmuştu.Hemen kapıya yürümeye başladım.Kapının kolunu açmamla kendimi halsiz hissetmem bir oldu.Sanki her yer sarı ve kahverengi renginden ibaretti.Vücudum git gide ağırlaşıyordu ve kendimi taşımakta zorlanıyordum.Bu direniş çok uzun sürmedi ve saniyeler sonra gözlerime siyah bir perde indi. 


Lise YıllarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin