Dört.

269 16 1
                                    


  Gözlerimi açtığımda görüş alanıma beyaz tavan girdi,burnuma dolan hastane kokusuyla yüzümü buruşturarak kalkmaya çalıştım. Annem dolmuş gözleriyle kolumdan tutup yatağa yatırdı sarılarak ağlamaya başlayınca benimde gözlerim doldu.

    "Seni de kaybedeceğim diye çok korktum Açelya. " annem geri çekilip kızarık şişmiş  gözleriyle yüzüme bakınca sanki biri kalbimi avucunun içine almış sıkıyormuş gibi hissettim.

   Annem gözlerini silip sarılı elimi göstererek "Kedi nasıl tırmaladıysa eline dikiş attılar birkaç gün elin sargılı olacak. " dediğinde gözlerim elime gitti. Elimin büyük bölümü beyaz sargı beziyle sarılıydı. Bu sefer bakışlarımı anneme çevirip " Ne zaman çıkacağız buradan ?" Diye soru yönelttiğimde "Ben bir sorayım." Deyip beni odada yalnız bıraktı.

   Aklıma bayılmadan öncesi gelince kalbim atma hızını artırdı. Bir haftadır rüyalarımda gördüğüm çocuğu görmüştüm.  Gözleri aynıydı. Beni görünce o da şaşırmıştı. O da mı beni rüyasında görüyordu ? yada aynı rüyayı mı görüyorduk ?

  Odada ki büyük camdan dışarı bakınca havanın kararmış ve yağmur yağmaya başladığını gördüm.

Kapı iki kere tıklatılınca bakışlarımı kapıya doğru çevirince gülümseyerek odaya giren Çisil Hocayı gördüm. Yatağın yanındaki deri siyah koltuğa oturup "Nasılsın?" Diye sordu.

   "İyiyim yani sanırım"deyip gülümsedim. Çisil Hoca'da gülümserken odaya annem ve yanında beyaz önlüklü yaşlı bir kadın girdi. Kadın yatağın ucundaki masadan hiç görmediğim pembe dosyayı alıp başındaki gözlüğü burnunun ucuna getirip bakmaya başladı. Kadın dosyadan başını kaldırıp beni süzdükten sonra yaşına rağmen sürdüğü kırmızı rujlu dudaklarıyla gülümseyip " Serum bitince çıkabilirsiniz."dedikten sonra kapıya yöneldi.  Kapı kolunu tutup bana baktı " Bir daha kedileri severken dikkatli olun küçük bayan." Dedikten sonra gülümseyip odadan çıktı.  Kadının gözlerinin patladığına yemin edebilirim.

    Çisil Hoca tedirgince gülümseyip " Benim şimdi gitmem gerek. " Deyip annemle vedalaştı. Bana dönüp " Sana da geçmiş olsun güzelim. Yarın okulda görüşürüz. " Deyip destek verircesine omzumu sıkıp odadan çıktı. 

  Yarım saat sonra serum bitmişti annem hemşireyi çağırdıktan sonra annemin yardımıyla üzerimi değiştirip hastaneden çıkmış ve kısa araba yolculuğuyla eve gelmiştik.Eve geldiğimizde saat 3'e geliyordu. Annemin yardımıyla duş alıp yatağıma girip gözlerimi yumdum bugün yeterince yorucu geçmişti zaten. Yatağın sol tarafı çöktü yaralı olan elim zarifçe tutulup saçlarım okşanmaya başladı. Annem kontrole gelmiştir diye gözlerimi açmadım. Gözlerimi açamayacak kadar yorgundum zaten.

      Terden yüzüme yapışmış saçlarım ve yerinden çıkacakmış gibi atan kalbimle uyandım. Yine aynı rüyayı görmüştüm. Karanlık oda,parlak kapı ve o çocuk.  Yatakta oturur pozisyona gelip nefesimi düzeltmeye çalıştım. Komodin de ki saate bakıp iç geçirdim saat 6.30'a geliyordu.  Kısa bir duş için odamın içindeki küçük banyoma ilerlemeye başladım.

   Duştan çıkıp beyaz bol tişörtümü giydim, altıma siyah şortumu geçirip saçlarımı gelişi güzel tarayıp at kuyruğu yaptım.  Şarjı bittiği için kapanan telefonumu alıp şarja taktım. Odadan çıkıp mutfağa ilerledim annem benden önce kalkmış kahvaltı hazırlıyordu.

   Arkadan yavaşça yaklaşıp yanağını öptüm. Yerinden sıçrayıp elini ağzına götürüp baş parmağıyla damağını ittirdi. Elini göğsüne koyup "Korkuttun beni." Deyip krep yapmaya devam etmeye başladı. Bende masaya oturup ağzıma küçük bir kaşar dilimi attım. Birtane daha alacağım sırada annem elime vurup gülümsedi önümdeki  tabağa krep koyarken " Elin acıyor mu?" Diye sordu. 

RüyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin