17

570 53 20
                                    

Aynanın karşısından kendimi süzerken elbisemin üstümde nasıl oturduğuna bakıyordum. Bugün okulda yaşananlardan sonra bir de partiye gidecektim. Şu anda görmeyi hiç istemediğim o lüzumsuz kişileri görecektim. Ama bir yanım da gerçekten bu partiye gitmek istiyordu. Neden mi? Onlara ihtiyacım olmadığını gösterecektim, burdayım diyecektim, Lalisa Manoban tekrardan sahalarda.
Telefonumdan bildirim sesi geldiğinde, yanımdaki komidinin üstünden telefonumu aldım. Mesaj atan oydu, singularity.

singularity
Party'e hazır mısın?

Gülümsedim, hazırım ama hazır değilim.
Daha sonra yatakta telefonuyla ilgilenen anneme seslendim.

"Anne sence de biraz abartı olmadı mı bu elbise?"

Annem oturduğu yerden bana baktığında büyülenmiş bir şekilde gülümsedi.

"Çok... Çok güzel olmuşsun kızım."

Üstüme mini siyah elbisemi giymiştim. Siyah saçlarımı açık bırakmıştım, makyajımı ise fazla uğraşmadan hafif ışıltılı yapmıştım.

Annem bir kaşını kaldırmıştı.
"Lisa eve 11 olmadan geleceksin ona göre. Zaten bugün de erkenden okuldan ayrılmışsın. Bayan Lee sürekli şikayet ediyor. Baban öğrense bu devamsızlıkları sana ne kadar kızacak haberin var mı?"

Annemin yanına oturdum.

"Bundan sonra olmayacak anne, söz veriyorum. Artık derslerime daha dikkat edeceğim."

Elleriyle saçımı okşamış, dudaklarını birbirine bastırmıştı. Ardından ciddi bir ifade takınmış konuşmaya başlamıştı.

"Bay Jeon'un oğlu? Onunla iyi anlaşıyor musun?"

Jungkook mu? Annem neden soruyor ki yani anneme hiçbir zaman ilişkimizden bahsetmemiştim. Ne diyecektim ki? Yeni ayrıldım anne, sevgilimdi mi diyecektim?

"Neden sordun anne?"

"Baban, Bay Jeon ile şirket için önemli bir anlaşma yapmış. Bay Jeon ve ailesiyle yarın akşam birlikte yemek yiyecekmişiz, baban söyledi."

Ne?
Tanrım bir de bu eksikti değil mi?
Harika, cidden harika (!)

"Peki anne yeriz... Neyse ben party'ye geç kalmayayım..." Yanağına bir öpücük kondurup ayağa kalktım.

"Şöför Yang aşağıda bekliyor tatlım, hadi iyi eğlenceler. Dikkat et olur mu? Bir de 11 olmadan eve gel."

Telefonumu çantama yerleştirirken konuştum.
"Tamam anne, 11'den önce geleceğim..."
Odamdan çıktığımda aşağı kata, salona indim. Babam koltukta oturuyordu ve beni gördüğünde dizindeki laptopu masaya bırakmıştı.

"Merhaba kızım. Gidiyor musun? Dikkat et kendine."

Annem babama party'den söz etmiş olmalıydı, gülümsedim.

"Merhaba baba. Evet, çıkıyorum görüşürüz."

Başıyla tamam işaretini yaptığında ben de evin kapısına doğru ilerlemeye başladım. Babam beni her zaman çok severdi bunu bilirdim ama bu sevgisini bana çok hissettirmezdi. Benim iyi bir eğitim almam için ilkokuldan beri en iyi okullarda okumamı sağlamıştı, küçüklüğümden beri 5 farklı dili akıcı öğrenip konuşmam için birçok hoca tutmuştu. Evin tek kızı olmam bana büyük bir sorumluluk yüklüyordu. Annem de babam da benden bir şeyler bekliyordu, onların güvenini sarsamazdım. Sonuçta ünlü iş adamı Bay Manoban'nın kızıydım değil mi? Kapıdan çıktığımda önümdeki arabaya bindim. Şöförümüz Bay Yang sürmeye başlamıştı.
Büyük ihtimalle Jungkook ve ekibi de orada olacaktı. Tek başımaydım, tek başına party ne kadar eğlenceli olabilecekse o kadar keyif almaya çalışacaktım, umarım başarabilirdim.
Party'nin yapılacağı mekanın önüne geldiğimizde Bay Yang arabayı durdurmuştu.
"Teşekkür ederim, 10.30'da gelirsiniz."

love yourself, taelice Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin