üç | kendini nasıl koruman gerektiğini öğreteceğim.

1.1K 154 225
                                    



"dayak yemek için bu kadar hevesli olan başka kimseyi görmedim gerçekten."

yoongi elime sargıyı sararken bir yandan da söylüyordu. somurtup alt dudağımı sarkıttım. alt tarafı bir hafta boyunca saat başı mesaj atmış, altı saatte bir aramıştım. kabul etseydi ne ben bu kadar uğraşırdım ne de o.

"evet efendim, önce dayak yemeliyim ki dayak atmayı öğrenebileyim. öyle değil mi?"

sol elimi sarmayı bitirip sağ elime geçti.

"senin diline dil yetişmiyor cidden, neden bu kadar çok konuşuyorsun?"

"ben çok konuşmuyorum ki siz az konuşuyorsunuz."

elimi sarmayı bitirince büyük ellerinin arasında kaybolmuş elimi bıraktı. utanmasam biraz daha tutması için yalvaracaktım.

"artık sizli bizli konuşmayı kes, az sonra bana bu kadar saygı duyacağını da sanmıyorum zaten. canın acıyacak, hazırlıklı ol."

içimdeki korkuyu geçirmek için yutkundum. daha önce kimseden bir tokat bile yememiştim ve az sonra bir canavarla dövüş öğrenmeye çalışacaktım.

resmen min yoongi için min yoongi'den dayak yiyecektim. yoongi de ellerini sarmayı bitirdiğinde gözlerimi sıkıcı kapattım ve kollarımı kendime siper ettim ve gelecek darbeyi beklemeye başladım.

bir darbe gelmezken yoongi'nin kahkahasını duydum. anlam vermeye çalışıp kendime siper ettiğim kollarımın arasından yoongi'ye baktım. resmen katıla katıla gülüyordu.

"neden gülüyorsun?"

sinirlenmiştim ama her an bir tane vurabilme ihtimaline karşın sesimi kibar tutmaya çalışmıştım.

yoongi gülmesini durdurmayı becerdiğinde elini omzuma koydu. "sen az önce söylediklerime inandın mı? seni buraya dövmeye çağırdığımı mı sanıyorsun? ne bu hareketler?"

"nasıl öğreteceksin ki? önce beni döveceksin ve öyle öğreneceğim sanmıştım."

yoongi tekrar bir kahkaha attı, bu sefer kendini daha çabuk toparladı.

"hoseok, saçmalama. seni neden döveyim? şimdilik sadece kendini nasıl koruman gerektiğini göstereceğim. ilerleme görürsem saldırı da gösteririm."

derin bir nefes verdim, en azından dayak yemeyecektim. yerimde birkaç kere zıpladım.

"hadi hazırım, öğret bana."

yoongi arkama geçti ve ellerini ağzıma kapattı. nefesi saçlarımı okşarken konuşmaya başladı. etkilenmemek için kendimi kasıyordum.

"şimdi arkandan biri böyle yaklaşıp ağzını kapattığında yapabileceğin en iyi şey bacağıma doğru tekme atman olur. sendelediğim an dirseğinle de yandan bir tane geçir. kaçman için alan oluşturmuş olursun kendine. hadi, tekme atmakla başla."

dediklerini dikkatle dinledim. yapamazsam dayak yerim diye korkuyordum. bir işe girişmiştim ama her an içimde dayak yeme korkusu vardı.

"nasıl vurayım ki şimdi ben sana? ya acıtırsam?"

yoongi sesli bir şekilde nefesini verirken şimdiden sıkıldığını hissediyordum.

"hoseok gerçek bir tekmeden bahsetmiyorum, yavaş ve temsili bir tekme atacaksın."

bacağımı ters bir tekme atmak için kaldırdım ve yoongi'nin arkamdaki bacağına hafifçe vurdum. sendelemiş gibi yaptı ve dirseğimle bir tane geçirdim. dirseğimi tam ayarlayamadığım için yüzüne gelmişti. arkamı dönüp endişeyle bir şey olmuş mu diye baktım, aksi gibi burnu kanıyordu.

acquainted | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin