Yatakta uzanıyordu. Belki uyuyordu. Gözleri kapalı olsa da sürekli iç çekişlerini duyuyordum. Göğsü bir daralıyor,bir yükseliyordu.
Birden yüzü acılı bir hal aldı. Dudakları birden büküldü,kapalı olan gözlerinden yaşlar akmaya başladı. "Bu kadar acımamalıydı."
Elini göğsüne koydu. Gözlerini sıktı,ve sıktı. Yumruk olmuş avuçlarını göğsüne vurdu.
"Bu kadar acıma! Ne olursun yanma bu kadar." Sessiz iç çekişleri hıçkırıklar ile devam etti.
Yüzü o kadar acı doluydu ki... Verem olsa bu kadar yanmaz gibi. Gözlerini açıp ayağa kalktı. Pencere yanına yaklaşana kadar sarsak adımlarla yürüdü. Camı açtı. Temiz havayı içine çekti... Ve gökyüzüne bakmaya başladı. Bir yıldıza dakikalarca dalıp, " Acaba o da bakıyor mudur gökyüzüne?" diye mırıldandı. " Belki de şuan aynı yıldıza bakıyoruzdur" Yüzünde yeşeren şey umut muydu? Gülümsedi. Çok içten. Elini yukarı kaldırdı,sanki dokunabilecekmiş gibi yıldıza... Birden asıldı yüzü,yine acılı bir ifade yer aldı. Saniyeler önce gülen kadın,şimdi yas haline bürünmüştü. İndirdi elini gökyüzünden. Tüm umutları yıkılmış gibi yumdu gözlerini. "Baksa bile düşündüğü kişi olmadıkça ne farkeder ki?" Yaşlar aktı bir bir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartpain
Non-FictionBu hikaye kitabı değildir. "Gülmek acıtmıştı kadının yüreğini."