Louis'le yaptığımız pikniğin üzerinden 1 hafta geçmişti, arkadaşlığımız pekişmişti ve daha samimiydik. Günlerim Noah'dan nefret ederek ama yine de onu unutamayarak geçiyodu.
Louis: piştt kalksana
Louis: Lan kış uykusuna mı yattın ayı, az bi kalk hoca bişi diyo.
Y/n: HOCA MI ANSKM NE DİYO.
Ders tarihti ve ben her zamanki gibi uyuyodum. Louis hoca deyince götüm tutuşmuştu çünkü o kadın benden tiksiniyodu resmen.
tarihçi: Çocuklar sabah müdürünüzle konuştum, önümüzdeki hafta tüm 11. sınıflar arasında 1 haftalık bi gezi yapılıcak. Gezi Brighton'da olucak konaklama gidiş geliş ücretleri hakkında müdür sizi bilgilendirir.
Louis: Ohaaa Brighton mu aşırı iyiii
(brighton burası ve bence aşırı mükemmel bi yer)
Y/n: Hocam gezi derslerle bağlı bi gezi mi yoksa bağımsız ve sadece tatil için mi.
Tarihçi: Haha böyle bi sorunun senden gelmesine şaşmamalı Y/n. Bildiğim kadarıyla tatil amaçlı ve isteğe bağlı.
Tarihçiyi bağzen sadece boğmak istiyodum. Elim istemsizce yumruk haline gelmişti. Louis elini elimin üstüne koyup yumruğumu açtırttı.
Louis: Sakin ol şampuan. Yaklaşık 1.5 sene daha bu kadına katlanman gerek.
Y/n: Off tamam kes, gidiyoruz di mi geziye?
Louis: tabi ki gidiyoruz mal mısın.
Y/n: Millie?
Millie: Valla ben hayatta kaçırmam kesinlikle gidiyoruz.
Gezinin detaylarını müdürden öğrenmiştik ve şükür ki dersler bitmişti. Eve yürümeye başladık her zamanki gibi.
Louis: Kızlar bence yarın alışverişe çkalım tatil için.
Y/n-Millie: bize uyarr.
Y/n: yaa Louis senin Finn'le aran iyi bence onu da çağır hem sıkılmazsın.
Deyip Mills'e göz kırptım.
Millie: öhm öhhö öhöm gerek yok bence ya iyi böyle üçümüz.
Louis: Aslında evet Finn'i de çağıralım iyi fikir.
Cuma günü okul çıkışı (alışveriş günü yani)
Fİnn: bence kıyafet konusunda çok abartmayalım zaten tüm gün deniz kenarında oluruz.
Millie: Bakalım hocalar bu dahiyane fikre ne tepki vericek 🙄
Finn: off millie fikir veriyorum ona da laf, ne halin varsa gör