Hayatı pahasına koşmaya başladı. Eğer ondan kaçabilirse hayatta kalırdı. Sonra da bir yerlerden para bulup şehri terk ederdi. En azından o böyle düşünüyordu. Nefesi kesildiğinde yavaşlamaya başladı. Bulduğu ilk çöp tenekesinin arkasına saklandı. Gözleri kararmaya başladı. İçtiği içkiler etkisini gösteriyordu
Hayır
Dedi kendi kendine
Burada uyuyup kalamam o hala burada
Kafasını salladı uyanmak için. Tam ayağa kalkacakken bir ses duydu. Ayak sesleriydi bu. Ona yaklaşıyordu. İsmini söyledi: Fikri
Bu soğukkanlı ses, bir kız sesine benziyordu. Peki, neden bu kızdan bu kadar korkuyordu? Gece her zaman takıldığı bardan çıkıp evine doğru yol alıyordu. Fakat ters giden bir şey hissetmişti. Dükkân camından bir çift kırmızı göz görüp koşmaya başlamıştı. Kendisine barda anlatılanların sadece bir efsane olduğuna inandırmaya çalışmış ve daha sonra hızlıca koşmaya başlamıştı. Ayak sesleri durdu. Fikri, bunu fırsat bilip saklandığı çöp kutusunun arkasından çıkıp tam karşısındaki dar ve nayhoş görünümlü sokağa doğru koşmaya başladı. Koştuğu sokak evine yakındı. Kendisini yüreklendirerek
İki sokak sonra evimdeyim. Telefon bulup Hikmet'i ararım sonra da ondan parayı alıp bu şehirden kaçarım
Diye düşündü. '' aslında güzel plan Fikri' ciğim fakat başka şehirde olsanda seni bulurum'' dedi aynı ses. Bu ses Fikri' yi durdurmaya yetmişti.
?Düşüncelerimi mi okuyor
Dedi kendi kendine '' bravo bildin fakat sana bunun için verebileceğim en güzel ödül, ölüm'' dedi aynı ses.
Sokak lambasının ışıkları birkaç kere yanıp söndükten sonra tamamen kapandı. Fikri etrafına hayretle bakıyor, kaçacak bir delik arıyordu. Işıklar geri geldiğinde oradaydı, tam karşısındaydı.
Baştan aşağı siyahlar içindeydi; siyah dar bir pantolon giymişti. Altına da siyah ve dizinin yarısına kadar uzanan bir çift çizme. Üstünde siyah boğazlı bir kazak vardı. Ya da ona benzer bir şey. Boğazından başlayacak şekilde gözlerine kadar yüzünü kapatan bir maske vardı yüzünde. Sadece gözleri açıktı. Saçları beline kadar uzanıyordu. Ve atkuyruğu şeklinde özenle bağlanmıştı. Önüne düşen perçem kahkülleri sol gözünü tamamıyla kapatıyordu. Ellerine siyah deri eldiven giymişti. Bu kıyafet kombinini dizlerine kadar uzanan deri ve siyah bir kaşe ile tamamlıyordu.
Üstündeki siyah kobini bozan üç şey vardı; kahverengi ile kumral arasında değişen saçları, maskenin kapatmayan kısmından görebildiği teni ve gözlerinin açık kahverengiliği.
Fakat bu gözlerden birinin yerini kızıl, öfkeli ve tek arzusu öldürmek olan vahşi göz aldı. Fikri artık anlamıştı. Ağzından şu kelimeleri çıkarmaya cesaret edebildi sonunda. ''S-sen o-o musun?'' dedi. Kız güldü ellerini ceplerine koyup alay edercesine '' kim?'' dedi.'' K-kızıl Kurt.'' hafif bir kıkırtı duyuldu. Küçük bir kız kıkırtısına benziyordu bu. '' Demek efsanem dillerde. Biliyor musun fikrî'ciğim ünlü olmak zor iş be.'' dedi.
Sonra birden ciddileşip Fikri'ye şu sözleri söyledi. '' ee neymiş peki o barda duyduğun bana ait olan efsane? Anlat'' kız fikri' nin üzerine gelmeye başladı fikri de aynı şekilde geriye doğru gitmeye başladı. ''K-kızıl Kurt genellikle geceleri ortaya çıkar. Kurbanlarını, yaptıkları hatalara göre belirler. Cinayet işlemiş birinin canını alır. Tabii bu kurbanının hayatına da bağlıdır. Eğer biri canı istediği için birini öldürmüşse onu öldürürmüş, ailesi olan katillere merhamet eder-''Kız fikri'nin sözünü kesti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL ÖFKE: UYANIŞ ( DÜZENLENİYOR )
FantasyAslında buraya ne yazacağımı bilmiyorum. Sanırım normalde buraya öyle bir şey yazmalıyım ki insanları hikayeme çekmesi lazım. Ne yazık ki bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. Eğer hikayemi okumak istiyorsan okumaya başla demen yeterli. çünkü ne ben bur...