Irmakkoru'na Doğru

402 18 14
                                    

Naora Hadvar'ı takip etmeye devam etti. Dışarıda bir çok kişinin acı çektiğini bilmek onu rahatsız ediyordu. Ne yazık ki yapabileceği bir şey yoktu. Gidip ejderhaya meydan okuyacak değildi ya! Yapabileceği en iyi şey kendini kurtarmaktı.

"şşt, Fırtınapelerinler." Hadvar elini kılıcına götürdü. Ancak daha dokunamadan Naora'nın sert bakışlarıyla karşılaştı.

"Onları öldürmeyeceğim!"fısıltı halinde konuşmaya özen gösterdi. "Onların kim olduklarını bile bilmiyorum! Bana zarar vermediler ve bende onları öldürmeyeceğim." Sesi gayet kendinden emindi.

Hadvar gözlerini devirdi. "Pekala onlarla konuşmayı deneyeceğim ancak tetikte ol."
Bosmer rahat bir nefes aldı ve başıyla onayladı. Anlaşmaya varmak çok daha mantıklı bir çözüm olurdu. Bir sorun çıkacağını sanmıyordu. Ancak yine de adama uydu ve yayını sıkıca kavradı.

Hadvar önden sakince ilerledi. Herhangi bir şekilde saldırıda bulunmuyordu. "Savaş nedeniyle burada değilim. Dışarıda bir ejderha var ve bu..." Ancak iki kuzeyli Hadavar'ın konuşmasına müsaade etmedi. Iri yapılı olan kalkanını kavradı ve baltasını Hadvar'a doğru savurdu. Bu hamleden çevik bir şekilde kurtuldu fakat ardından gelen Kılıç kolunda büyük bir yaraya sebep oldu. Yarımağızla küfretti ve kılıcını kavrayıp kadına saldırdı. Tam saplayacakken kuzeyli kadın bir anda yere serildi. Başında bir ok vardı. Hadvar arkasını hızlıca döndü ve Bosmer kadını gördü. Gözleri korkuyla iri iri açılmış ve neredeyse yayıla bütünleşmişti. Önünde iri olan kuzeyli duruyordu. Sadece bir değil bir kaç tane ok göğüsüne saplanmış ve yığılmıştı.

Naora kalbinin gümbürtüsüne kulak asmadı ve hemen Hadvar'ın yanına koştu. Kan akan kolunu gördü ve kendisine kızdı. Bilmediği bir şey varsa o da skyrim'de işlerin medeni bir şekilde çözülmediğiydi. Onu da öğrenmiş oldu.
Hemen adamın koluna baktı. Derin bir bir yaraydı ancak büyük çaplı değildi. Naora yarayı sarması gerektiğini düşündü. Elbisesinin eteğinden uzunca bir parça kopardı ve admın kolunu sardı.

"Teşekkür ederim."

"Teşekkür etme. Bu benim hatamdı. Bundan sonra ne dersen o."

Hadvar gülümsedi ve yola devam ettiler. Eski yosunlanmış kayalar arasından ilerliyorlardı. Bir süre böyle devam etti fakat sonunda daha açık bir alana vardılar. Burada da bir kaç kuzeyli daha vardı.

Naora refleks ile yayına bir ok koydu ve üzerine doğru gelen kuzeyliye fırlattı. Ok adamın omzuna saplandı. Bir süre yalpaladıktan sonra ilerlemeye devam etti. Naora daha seri olamadığına sinirlendi ve tekrar bir ok fırlattı. Bu sefer onu ıskalamıştı. Her ne kadar iyi ok atsa da bunu hiç bu kadar stres altında yapmamıştı. Bu yüzden ıskaladığına şaşırmadı. Tam okunu fırlatacaktı ki Hadvar adamın icabına baktı.
Kulağının yanında bir ıslık sesi duydu. Ne var ki bu bir ıslık değildi. Bosmer okun geldiği yöne doğru döndü ve ileride bir okçunun kendisini hedef aldığını fark etti. Ani bir iç güdü ile o da bir ok kaptı ve yana doğru kaçtı. Derin bir nefes aldı ve okun yaydan fırlayışını izledi.

Kuzeyli okçu bir süre sonra yere yığılmıştı. Naora başka biri var mı diye etrafına baktı. Hadvar hariç kimse yoktu. Rahat bir nefes aldı ve Hadvar'a doğru ilerledi. Adam nefes nefese kalmıştı. Hızla toparlandı ve Naora'ya baktı.

"Sanırım okçuluk üzerinde daha fazla çalışmalısın. Yeterince hızlı değilsin." Bosmer onaylamakla yetindi. Harika bir okçu olmadığını o da biliyordu.
geniş alandandan geçip yine dar bir yola girdiler. Deri çizmeleri altından sığ bir su akıp gidiyordu. Naora şapırdamadan yürümeye özen gösterse de Hadvar bunu pek umursamıyor gibiydi.

Dar yolun sonunda yeniden geniş bir alandaydılar. Hadvar sessiz olmasını işaret etti. Naora adama uydu ve neredeyse hiç ses çıkarmadan ilerledi. Bu konuda neredeyse uzmandı. Hiç zor olmamıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SkyrimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin