Yoongi, sorduğum sorudan sonra yanımdan gittiğinde, afallamıştım.
O mektupların bana ait olduğunu düşünüyordu. Belki de bu nedenden dolayı, uzun zamandır benden uzak duruyordu. Aniden değişen o tavırlarını, babası ile olan durumlara bağlamıştım.
Yanılmıştım, çünkü ailevi sorunlardan çok daha sonra, değişmişti bu ani tavırları.
Ondan hoşlanmam, bu kadar kötü bir şey miydi? Benden uzak durmasını gerektirecek kadar mıydı?
Kafam allak bullak olmuştu. Düşüncelerimin arasında kaybolmuş gibi hissediyordum.
Son dersin bitişini haber eden zil, herkesin toparlanmasına ve sınıftan yavaşça çıkmalarına neden olurken, masada duran eşyalarımı toplamaya başladım. Yoongi'ye baktığımda ise, çantasını omuzuna atmış, ayaklanmak üzereydi.
Yanımdan gideceğini düşünsem de, sıramın önünde durdu. Ona öylece bakarken, konuştu.
"Neden durdun birdenbire? Beraber gitmeyecek miyiz?"
Sona doğru sesi kısılsa da, kafamı salladım. Çantamı sırtıma aldığımda, sınıftan çıktık. Arkamızdan Irene, Hyuna ve Suzy'nin konuşmalarında geçen isimlerimizi duymuştum.
"Annem geliyormuş bizi almaya." Yoongi, önüne bakarken konuştuğunda, cevap vermedim. Onaylarcasına bir mırıltı sunmuştum sadece.
Merdivenlerin önüne geldiğimizde, kolumu tutup, yardımcı oldu.
Merdivenlerden indiğimizde, karşımızda bir kız belirdi. Geçen basketbol maçında, Yoongi'ye tezahürat yapan kızdı.
"Geçmiş olsun Esha." dedi, yarım ağızla. Bana söylerken bile, Yoongi'ye bakması ayrı bir ironiydi. Cevap vermemi beklemeden, asıl konuya geçti.
"Selam Yoongi, nasılsın?"
"Tanışıyor muyuz?" Yoongi'nin cevabına, gülümsedi.
"Tanışabiliriz istersen?"
Yoongi'nin eli, hâlâ kolumdayken, kızın gözleri de oraya kaydı. Yoongi, üstünkörü yanıtladı.
"Belki daha sonra, annem gelmiş olmalı. Hoşça kal."
"Pekâlâ, görüşmek üzere Yoongi."
Yoongi, kolumu bıraktıktan sonra, hiç konuşmadan okul binasından çıkmıştık.
İlk tanıdığımız zamanda aramızda oluşan buz kütlesini, eritmem çok uzun zaman almıştı, bir o kadar da çok çaba sarf etmem gerekmişti.
Ama şu an, o buz kütlesini tekrar hissediyordum aramızda. Bu sefer, eritmesi çok güç gözüküyordu.
Eun Ju teyze, okulun dışında bizi bekliyordu. Yanına gittiğimiz gibi de, güler yüzüyle karşıladı bizi.
"Merhaba çocuklar, sınavınız nasıl geçti?"
"İdare eder." Yoongi, umursamaz bir şekilde cevaplarken, Eun Ju teyze arabaya binmemiz için işaret verdi.
"Hadi binin de gidelim. Sun Hee sizin için çok güzel yemekler yaptı."
Sessiz geçen bir yolculuğun ardından, eve geldiğimizde Yoongi üzerini değiştirmek için kendi evine gitmişti. Eun Ju teyze, aramızdaki bu garip durumu anlamıştı.
"Esha, Yoongi ile aranızda bir şey mi oldu? Yol boyunca suskundunuz ve ikinizin de morali pek yoktu."
"Yok, şey, sınavlardan dolayı olmalı."
İnanmasa da, pek uzatmadı. Annem, ikimizin arasındaki konuşmayı duymuştu.
"Sınavlarınız nasıl geçti?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐂𝐚𝐟𝐮𝐧é「 MYG 」
FanfictionYoongi: Herkese böyle ayrı ayrı özelden mesaj atar mısın başkan? Esha: Sadece, okulu ekenlere, sınıfta kalma ihtimali yüksek olanlara, devamsızlıkları günden güne artan kişilere, ha bir de grupta sadece ismi olan ve mesajlara asla bakmayanlara mesaj...