Bölüm24

418 14 9
                                    


Uzun zamandır bölüm yayınlayamıyorum. Kusura bakmayın lütfen. Bu bölümde biraz kısa birkac nedenden dolayı aksadı. Emin olun zor durumda kalmadıkça yazıyorum.


Lütfen oy Ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Teşekkürler :)

Multimedya Rüzgar.


Gözlerimin altından süzülen güneş ışıklarıyla araladım gözlerimi. Ah lanet olsun dün aklıma geldikçe kalbimin ritmi hızlanıyordu.

Ben bu kadar kolay etkilenen birisi hiç olmamıştım. Rüzgar beni değiştiriyordu. Aslında Rüzgar da kolay etkilenecek bir tipe benzemiyordu. Oysa dün fazlasıyla kolay etkilenmişti.

Yattığım yerden yaşadıklarımı düşünmeye başladım. Rüzgar beni bu evde neredeyse zorla tutuyordu. Okuldan ayırlamı istiyordu. Başkası olsa asla boyun eğmeyeceğim şeyleri Rüzgar istediğinde nedensizce kabulleniyordum.

Bu çocuk beni gerçek anlamda değiştiriyordu. Ben böyle bir insan degildim. Ben kaba , sert ,herkesin imrenerek baktığı güçlü kızdım.

Odanın kapısı yavaşça açıldığında bir adet Rüzgar kafasını içeriye uzattı. .

"Uyanmışsın ?" dedi soru sorar gibi.

"Öyle gözüküyor. " dedim hafif tebessüm ederek .

"Acıktım. " dedi saçlarını karıştırırken.

"Ne yapmam gerekiyor ?" dedim alaya alarak.

"Kahvaltı hazırla." dedi. Moron. Her şeyi geçtim ben beceriksiz bir kızdım. Yani yemek konusunda. Ama kendimi ona rezil etmek gibi bir salaklık yapmazdım.

"Ah, neden kendin yapmıyorsun ?"

"Beceremiyorum demiyorda " dedi ilahi sesiyle kahkaha atarak.

"Ben mi ? Hah " dedim. Bozulmuştum. Beni küçümseyemezdi. Beni kimse küçümsemezdi.

"Kahvaltı hazırlaya bilir misin ? Bunu yapabilir misin gerçekten aman Allahım bunu başarabilir misin ?" dedi. Benimle dalga geçiyordu.

Hızlıca yataktan kalkıp banyoya doğru yürüdüm. Yüzümü yıkarken söyleniyordum. "Aman Allahım bunu başarabilir misin. Gerizekalı." kapının arkasında duran havluyla yüzümü kurulayıp banyodan çıktım.

Mutfağa inip dolaptan kahvaltıda yediğimiz genel şeyleri çıkarttım. Domates,peynir,zeytin ve diğerleri. Domatesleri yıkayıp kesme tahtasını tezgahın üzerine bıraktıp. Çekmeceden bir bıçak çıkartıp domatesleri mükemmel(!) bir şekilde kesmeye başladım.

Bir tane domatesi kesmeyi bitirdiğimde domatesten fazla salçaya benzediği kanaatine vardım. Arkamda gülen Rüzgara sinirli bakışlarımı gönderip bıçağı kesme tahtasının üzerine sapladım.

"Bu bıçak iyi kesmiyor. " diye sitem ettiğimde daha fazla gülmeye başladı. Yanıma gelip sapladığım bıçağı çıkarttı.

"Bakalım iyi kesmiyor muymuş " dedi alayla.

Elimi tutup kendine doğru çekti. Başını hafifçe eğerek gözlerime baktı. Gözlerinde gördüğüm tek şey alaydan ibaretti.

Gözlerimin içine bakmaya devam ederken bıçağın ucunu elime batırdı. Canım yansa da belli etmiyordum. Biraz daha batırdığında avcumun içi kanamaya başlamıştı. Gözlerimi kırpmadan ona bakıyordum.

Gözlerini bir süre gözlerimden ayırıp elime baktı ardından tekrar gözlerime baktığında muzipçe gülümsedi. Dudaklarını yalayıp kanayan elimi dudaklarına götürdü. Kanı yaladığında diliyle dudaklarını temizledi.

Beni baştan çıkartmaya çalışıyordu sanırım. Ve başarıyordu da. Gözlerimi sonunda dudaklarından ayırabildiğimde onun da dudaklarıma baktığını farkettim.

Onunla olduğum zamanlar kendim gibi değildim. Bana istediğini kolayca yaptırabiliyodu. Beni istediği gibi etkisi altına alabiliyordu.

Dudakları beni öp diye bağırıyordu resmen. Daha fazla kendimi tutamayıp dudaklarını dudaklarımla örttüm. İlk başta biraz afallasa da karşılık vermeye başladı. Ağazındaki kan tadını alabiliyordum.

Öpüşü daha fazla derinleştiğinde kendimi tutamayarak inledim. Beni Kucağına alarak odasına götürüp yatağa yatırdığında hala öpüşüyorduk.

Gözümün önüne gelen görüntüyle nefesim kesildi. Gözlerim yanarken son sesimle bağırdım.

"D-dokunma bana !"

Oy ve yorum lütfen :Dd

YeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin