Bölüm5/Ev

718 20 8
                                    

Multimedyada Rüyanın babası var.

--------

"Baba ?"

Karşımda babamı gördüğümde birçok duyguyu aynı anda yaşadım. Özlem, nefret, beklenti,ilgi,umut.

   Hepsi bir anlık hissettiğim duygularıdı. Rüzgar "Kim gelmiş ?" Diye seslendiğinde babam,"annen gibi orospuluğamı başladın kızım ?" Dedi alaycı bir ses tonuyla.

   Bunu Rüzgar da duymuştu.Rüzgar babamı gördüğünde bir an şaşırsa da kendini toparladı. Annemin neler yaptığını kafasında oluşturmuştu büyük ihtimalle. Söyleyebildiğim tek şey "bana kızım deme" oldu. Kelimeler çıkmıyordu.

  "İki güne evi boşaltıyorsun. Nereye gidersen git ama evi boşalt. Gidecek yerin çoktur." babamın sesi kulaklarımı doldurduğunda gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı . "ama ben y-yani ne-nereye gidicem ki ?"

  Hayatımdaki en çaresiz günüm bu olabilirdi. Hem Rüzgara hem babama küçük düşmüştüm. 'Evi boşalt' demişti ben nereye gidebilirdim ki ? Bizim gruptan başka takıldığım kimse yoktu akrabam bile yoktu benim. Varsa da ben tanımıyordum.

  Babam hala karşımda bana bakıyordu. "Hayatında Bana ayırdığın beş dakika için teşekkür ederim. Bittiyse gidebilirsin muşterimi bekletmek istemem." madem babam oyun oynuyordu bende bu oyunu sürdürmeliydim. Verdiğim cevap karşısında babam oldukça şaşırdı. Bir cevap vermeden arkasını dönüp gitti.

Kapıyı hızlıca çarpıp bağırmaya başladım. "Lanet olsun!. Lanet olsun baba. Kapıma kadar geliyorsun ve söylediğin tek şey evi boşalt oluyor. Kahretsin !" elime ne geçerse fırlatıyordum. Masanın üzerinde duran fanusu bir hamlede yere fırlattım.

   Saniyeler içinde parçalara ayrıldı. İçimdeki tüm öfkeyi kustuğumda dizlerimin üzerine çöktüm. Yerdeki cam kırıkları dizlerime batıyordu canım oldukça fazla yanıyordu ama ben bunu umursamayacak kadar kırgın ve yorgundum.

   Kafamı kaldırdığımda Rüzgarı kapının pervazına dayanmış yere bakarken gördüm. Bana bakmıyordu. Bana acıyormuş gibi bir hali yoktu. Gayet normal gözüküyordu.

   Ellerimle yerden kuvvet alıp ayağa kalktım. Elimin içine cam girdiğinde sessiz bir şekilde küfür ettim. Ayağa kalktığımda tekrar yere düştüm. Dizlerimi hissetmiyordum. Bu sefer Rüzgar endişeli bir şekilde yanıma geldi. "Hey! İyi misin ?" Gözlerimi dizlerime indirdiğimde kan içinde olduğunu gördüm. Cam parçaları dizime saplanmıştı.

   Acıyı şimdi daha yoğun hissediyordum. Rüzgarın bakışları dizlerime yöneldiğinde 'siktir' dediğini duydum. Altımda zemini hissetmediğimde Rüzgarın kucağına aldığını anladım. Nefesi nefesime karışıyordu. Kafam köprücük kemiğinin üzerindeydi. Çok güzel kokuyordu. Keskin bir parfüm kokusu yoktu. Rüzgarın kendi kokusuydu. Tarif edemediğim bir kokuydu bu.

  Vanilya değildi. Hafif bir sigara kokusu kendi kokusuyla harmanlanmıştı. Beni koltuğun üzerine bırakıp ellerini temizledi. Cam kırıklarını çok dikkatli bir şekilde çıkartıyordu. Çok önemli bir iş yapar gibi Gözlerini dizlerimden ayrımıyordu.

   Çıkardığı her cam parçasını bir kasenin içine koyuyordu. Tüm camları çıkardığında ıslak bezle yumuşak bir şekilde dizimdeki kanları silmeye başladı. Canım çok yanıyordu ama kendimi sıkmaktan başka bir tepki vermiyordum.

   Yara temizlendiğinde kesiklerin fazlasıyla derin olduğunu gördüm. Sargı beziyle yavaş bir şekilde sarmaya başladı. Sargı işlemide bittikten sonra odadan çıktı. On beş dakika sonra tekrar geldiğinde elinde bir çanta vardı. Çantayı omzuna attı,bana doğru yürüyüp tekrardan beni kucağına aldı. Evden hızlı adımlarla çıktık.

   Arabasına bindiğimde daha doğrusu bindirildigimde nereye gittiğimizi anlamaya çalışıyordum. O kadar çaresizdim ki. Babamdan hiçbir zaman için gerçekten nefret etmedim.

    Hep belki beni sever beklentisiyle büyüdüm. Hiçbir zaman beni sevmemişti. Ne zaman bir çıkarı olacaksa arardı beni. Bazı anlar bu hayattan öylesine kopmak istedim ki. Acının beni kendime getirdiğini düşündüm, belki hâlâ da öyle düşünüyorumdur. Çünkü acı zaten hep var. Sadece acımzı biz seçiyoruz ve bu dünya da tek özgürlüğümüz acımızı seçmek. Rüzgarın sesi beni düşüncelerimden kopardı.

   "İşte geldik. " camdan dışarıya baktığımda burasının daha önce beni getirdiği ev olduğunu gördüm. Kapıyı açıp arabadan indiğimde acı dolu bir şekilde inledim. Dizlerimdeki acı çok yoğundu. Bacaklarımdan akan sıcak sıvıyı hissetiğimde, Rüzgarın 'lanet olsun ' dediğini duydum.

****

Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Kırmızı, siyah ve krem renginin hakim olduğu bir odadaydım. İçerisi menekşe kokuyordu. Odanın duvarları dümdüzdü. Ne bir poster vardı ne bir tablo. Odada sadece bir dolap ile yatak vardı

  . Büyük bir odaydı. Hangi ara buraya gelmiştim ? Rüzgar içeriye girdiğinde önce dizlerime baktı. Sonra bana bakıp gülümsedi.

   Ben de dizlerime baktığımda dikiş atıldığını gördüm. Anlamadığımı anlamış olacakki konuşmaya başladı. "Arabadan inince bayıldın, dizlerin kanamaya başladı, tekrardan. bende endişelendim ve doktor çağırdım. Yaraların fazlasıyla derin olduğu için dikiş attı. Şimdi iyi misin ? Agrın falan var mı ?"

  yüzü o kadar komikti ki kahkahayı bastım. Benim güldüğümü görünce o da gülmeye başladı. " Burası neresi ?" diye ani bir soru sorduğumda afallasa da "ımm benim evim" dedi ardından da gülümsedi. Telefonum titrediğinde mesaja bakmak için telefona uzandım.

   'Rüya? Uzun zamandır konuşmadık nasılsın ?' Mesaj atan kişi Anıldı.

   Kahretsin. 'Konuşmadık haklisin konuşmak istediğimi de sanmıyorum. ' diye yanıtladığımda Rüzgar soran gözlerle bana bakıyordu.

   "Imm şey eskiden takıldığım biriydi " diye açıklama yaptım. "Beni ilgilendirmez. Ne diye açıklama yapıyorsun ? Umursadığımı falan düşünme sakın" dedi ve kahkaha attı. Sesi odayı doldurduğunda garip hissettim.

  Neden böyle demişti ki birden bire ne olmuştu? Br şey demeden odadan çıktı. Onun evindeydim. Kendimi fazlalık gibi hissediyordum. Havanın kararmasına az kalmıştı. Olduğum yerden kalktım ve Rüzgarın getirdiği çantamı omzuma atıp merdivenlerden inmeye başladım .

  Rüzgar aşağıda telefonla konuşuyordu "Ne demek yeni öğrendim ? Rüyanın bunu öğrendiğini düşünmek bile istemiyorum. Kahretsin. Evet haklısın o kadını sevmiyordu ama..." Rüzgar beni farkettiğinde telefonu ani bir hareketle kapattı.

  "Beni mi dinliyordun ?". Cevap vermeden yanından geçtim kapıyı çarparak evden çıktım. Dizlerimin acısı gittikçe azalıyordu. Rüzgar kiminle konuşuyordu acaba? Öğrenmemi istemediği şey ne olabilirdi ?

Arkadaşlar biraz yorum yapar misiniz :) bu şekilde kimse okumuyormuş gibi geliyor :))
Teşekkürleer :D

YeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin