kelebek bahçesi

02"Güneşsiz kalan Taehyung ve Papatya"

Bu bölüm ve gelecek bölümler için bir bilgilendirme. LÜTFEN ATLAMAYIN BU KISMI.

''Biliyor musun, papatyalar koparıldıktan sonra kokarmış. Ölümü bile güzelleştiren bir çiçek.'' 🌼

çiçek sepetim sitesinden:
"Papatyanın anlamı 'Çıkarsız Sevgi'

En sevilen çiçeklerden olan papatyaların anlamları da en az kokuları kadar güzeldir. Papatya anlamı gereği çıkarsız, koşulsuz sevgileri simgeler. Doğal oluşları onları daha da içten kılar. Yeni sevgiliye hangi çiçek alınır diye düşünenler için ilk akla gelen çiçekler olan beyaz papatyalar, hemen hemen herkesin favori çiçeklerindendir. Bir diğer popüler papatya rengi ise sarıdır. Sarı papatya anlamı beyaz papatyalardan bir noktada ayrılır. Sarı papatyaların içerisinde biraz daha yoğun aşk vardır. Baharı simgeleyen, güneş rengi sarı papatyalar ile hayatınızdaki kişiye hayatınıza baharı getirdiğini ifade edebilirsiniz. Bu sebeple sarı papatyaların bilinen anlamı saf aşktır."

~
Fotosentez yapmak için güneşini arayıp duran bitki gibi kafamı asla onların evinin ordan çekmiyordum fırsatımı buldukça.
Ama Jeongguk ile... Yani güzeller güzeli Jeongguk'um ile sadece bu bir hafta boyunca baş selamından öteye gidememiştik.

Oysa ki ben son dakikalarını yaşayan bir papatya gibi onun avucu içinde ölürken ilk ve son bir kez kokumu koklamasını sağlamaya çalışmak istiyordum.

Aptal biri değildim. Yönelimimi biliyordum çevrem ne kadar kıt olsa da.

Aptal biri değildim ki biliyordum ben Jeongguk'u nasıl gözlemlediysem o da beni gözlemlemişti.

Bilerek çitin önünde ki papatyalarımın yanında daha uzun oturmuştum bu yüzden son üç gün.

Uzun uzun oturmuştum ki o beni çitten gözlemlesin ve kafasında ki soru işaretlerini kaldırsın. Uzun uzun oturdum ve onun varlığını hissetmeye çalıştım. O tarafa bakmadım hiç, kaçmasın diye.

O bana bakarken bende papatyalarıma baktım. O düşündü, bende düşündüm.
O ne düşündü bilmiyorum ama ben korkuyordum. Bir tane korkum vardı.

O tek korkum da  güzeller güzelimin de onlardan biri olmasıydı ve sevgimi ona asla hissettiremeyecek oluşumdu.

Ama o baş selamını geçmeyen bir hafta sonucunda yanıma ondan güzel ve tatlı olmayan kardeşi geldi.

Davet etmişti beni.

Nasıl biriydi, benim gibi günahkar mıydı, benim gibi günahkarlara karşı biri miydi, bu güzel hoşlantımın büyüyeceğini biliyordum ve o da bu günaha dahil olur muydu, bilmiyordum lakin ilk adımı o atmıştı.

Bize atılan ilk adımı o atmıştı.

Beni tanımak istemişti, evine çay daveti yapmıştı.

Ve bu bizim kasaba dilimiz de Güneş aydınlatacak  bitkisini bulmuş demekti.

~

Not : Yani bir nevi bir çay içelim, randevu gibi vs

~

Yavaş adımlarla kardeşini takip ediyor ve uzun zamandır boş ve kullanılmayan evi, bahçeyi şimdiden iyi dekore eden kişiye hayranlık duyuyordum.

Ve o güzeller güzelimden başkası değildi.

Verandasında oturan ona ilerledim ve nazik daveti için parıldayan gözlerimle teşekkür ettim.

O da bana aynı şekilde bakarken sekiz yaşında ki çoçuk yanımızdan uzaklaşıp on dört yaşında olduğunu tahmin ettiğim çoçukla camdan gözüktüğü kadarıyla oturma odasında ki koltuktan bizi  izlemeye koştu.

Jeongguk güzel gülümsemesiyle heyecanla yerinden kıpırdanıp hoşgeldin diyerek ve davettiğini kabul ettiğim için teşekkür ederek masada oturduk karşılıklı.

Genelde böyle bir şey veranda da değil bir kafe de olurdu. Ama biz iki erkektik.

Ve rahatça konuşamazdık.

"Taehyung öncelikle umarım beni yanlış anlamaz ve kasabanın geri kısmı gibi davranmazsın." diyerek başladı cümlesine ve camdan gözüken kardeşlerine göz atarak devam etti.

"Bilmem fark ettin mi ama seni buraya daha yakından tanımak için davet ettim."

İşte bu kadarı yeterliydi.

Güzeller güzelimi minik bir tebessümle-çünkü kaşlarımı ona asla çatamam- dinlerken büyükçe gülümsedim. Ve önümde ki aşk çayından, papatya çayından bir yudum alarak konuştum.

" Seninle tanışacağım için çok heyecanlıyım Jeongguk. Umarım güzel papatyalar yetiştiririz."

~

Bölüm sonu.

Ben bunu mini fic yapacağım yoksa angst olucak 😔

Bir de ben her şeyi hızlı yaparım, asla yavaş yapmam. Çünkü insanlar birbirlerine çekilebiliyor.

Ben kimseyle yavaş çekimde tanışmadım. Düşmanımdı dostum oldu, dostumdu(nasıl yazılır lan) düşmanım oldu.

Tanışmazken en yakın arkadaşlar olduk veya düşman olduk vs.

Umarım anlatabilmişimdir.

Yine de bu ficte bir hafta boyunca birbirlerini gözlemlediklerini anlatmaya çalıştım.

Adam olana fazla bile clwmdmw

-dün bitti aslında fic. Final yaptım ama sizin için uzatmaya çalıştığım için bölümleri geciktirerek atıyorum ve pek başarılı olduğum söylenemez 😺ağlıycam artık. Ezbereyim artık bazı cümlelerimi clemdmw-

Kendinize iyi bakın!

♡