03."Minik velet ve iyi kalpli Kelebekler Bahçesinin sahibi Kim Taehyung"

126 18 21
                                    

~
Jeongguk'um hakkında bir çok bilgi topladığım ve kendi hakkımda bilgi verdiğim konuşmamızı ben su içmek için izin isteyerek bölmüştüm. Ona zahmet olmasın diye onun bana tarif ettiği şekilde mutfağı arıyor ve hiç bir şekilde diğer odalara bakmamaya çalışıyordum.

Yani zaten düşüncelerimden dolayı baktığım şeyi göremiyordum da.

Daha yeni ki konuşmamızı düşünüyordum.

Jeongguk'un anne ve  babası boşanmıştı. Babası o evi eski eşine bırakıp, normalde asla böyle bir şey yapılmaz babası tam bir centilmen gibiydi gözümde benim gibilere karşı olduğunu öğrendikten sonra vazgeçtim bu düşüncemden, buraya taşınmıştı.
Babası kasabada ki işleri hallederken, ki büyük ihtimalle ancak aylık izinlerle gelebilecek, Jeongguk burda kendisine, iki kardeşine, eve ve bahçeye bakacaktı.

Bu bahçe çitleri birbirine yapışık evlerden başka kimse yoktu burada.

Kasabaya inmek gerekiyordu ve kasabaya gitmek için iki yokuş çıkıp inmek gerekiyordu.

Jeongguk on dokuz yaşındaydı. Ben yirmi dört.

Hep işlerin peşinden koşan biriymiş ki bende öyleydim.

Biraz kendimizden bahsetmiştik böyle. Ve biraz da kişisel hayatımızdan.

Mesela  Kim Taehyung'un Kelebek Bahçesi diye anılan bu bahçeye altı senemi verişimi, bende ki değerini anlatmıştım. Onun deyimiyle "Parlayan gözlerle" anlatmıştım.

Hiç sevgilisi olmamıştı benim aksime.

Ben sevgili olmuştum biriyle ve ikimizinde hayatını karartmıştım, o ise akıllılık ederek  uzaktan çevresinin tepkisini ölçerek içinde yaşamıştı duygularını.

Eğer benim kasabadakiler gibi tepki gösterdiğimi görürse de anında şakaya vurup yalan söyleyeceğini de şakayla karışık laf arasına sıkıştırmıştı.

Sonunda dediği gibi yaparak bulduğum mutfağa girip bardaklardan bir tane alıp çeşmeden su doldurarak içmeye başladım.

İşte o an düşüncelerimden çıkmamı sağlayan fısıltılarla gözüm büyüdü.

"Babamın dediğine göre bu adam çok garip biriymiş. Abim onunla neden konuşuyor ki?"

"Bilmem. Ama bence iyi biri gibi."

"Saçmalama. Babam bize yalan mı söyleyecek?"

"Hayır!Öyle demek istemedim."

"Öyle anlaşıldı ama."
"Hayır abi-"
"Babama söylemeli miyiz?"

"Jeongguk abimi dövmez mi?"

"Onun iyiliğini düşünüyoruz."

"Hımm"

Sanırım ben Jeongguk'un dediği gibi kasaba da o kadar da iyi anılmıyordum.

Jeongguk ile başka bir güne sözleşerek ve bahçeme davet ederek, ayrıca kendisine dikkat etmesini söylerek, evime geçtim.

Eve giderken papatyalarımı selamladım, güllerime biraz su döktüm ve Jeongguk'un deyimiyle yakışıklı, iyi kalpli Kelebekler Bahçesinin sahibi Kim Taehyung olarak 'evim' diyerek andığım yerle ilgilenerek kendimi teselli ettim.

Ama ne diyebilirim ki? Ne kadar kendimi teselli edebilirim ki?

Her yüz yüze geldiğimde yüzüme gülümseyenler, iltifat edenler, iyilikler yaptığım ve değer verdiğim kişiler kim bilir arkamdan neler diyordu.

Lakin o kadar da takılmıyordum. Çünkü önemli olan güzeller güzeli Jeongguk'umun düşüncesiydi.

Ve Jeongguk'un benim hakkımda ki düşüncesi, kendisinden güzel olmasın, güzeldi.

~
Bölüm sonu.

Şimdi söyle ki ztm yazılı bölümler ama uğraşa uğraşa uzatmaya çalışırken bi baktım ki elimden geleni bu ve zaten okuyanım da yok.

O yüzden yarına kadar bitmiş olur fic.
(ben şarkıya kadar düşünüyorum bu durum sinirimi bozdu bi an kusura bakmayın. Özür dilerim normal de cidden takılmam. Asla yorum ve okuma sayılarına da bakmam. Ama bi moral bozukluğu bedenimde dolaşıyor. İşte bende hıncımı çıkaracak yer arıyorum. Özür dilerim cidden iyi günler. 💗✨😭)

Kendinize iyi bakın!

(sonradan eklemeli not. Watty çöküp duruyor. Kusura bakmayınız bu yüzden tüm bölümleri salıyorum. Böylece ben wattyle cebelleşirken sizde beklemezsiniz bölüm.)

kelebek bahçesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin