Hey! Bu da neydi? Neden her yer bembeyaz? Neden herkes ağlıyor? Grace? Nerdesin? Oliver? America'ya vardık mı? Heyy?! Ses versenize!¡ Beni duyuyor musunuz! Bu bir şaka mı? Grace neden ağlıyor? Neden "Canı yanmış mıdır?" diyorsunuz? Grace kolun kırılmış noldu? Neden bana cevap vermeye çalışmıyorsun Grace. Ne yapıyorsunuz siz? Aman Tanrım! Anne ne kadar özlemişim seni. Ama neden sarılamıyorum sana? Neden içinden geçiyorum. Bu sadece hayaletlerde olur. ....... Yoksa.. bu bir uygulama mı? Haha çok güldüm tamam hadi uzatmayın. Oliver ve Gus neden perişan halde be? Noldu bunlara? Nereye gidiyorsunuz? Beni bekleyiiin!!
Mezarlık yoluna saptık. Niye burdayız biri açıklasın. Grace dayağımı yiyeceksin ama artık. Of. Bir mezar taşının önündeyiz. Mezar taşında "Felicity Naomi 1997-2015 " Olamaz. Yoksa ben öldüm mü? Nasıl olur en son uçakla beraberdik tek hatırladığım bu. Sonrasıda var demek. Açıkcası canım yanmamıştı, aynı sinek ısırığı gibi keskin ve netti. Ama şimdi Grace'in hali ne olacak. Ya annem babam? Yaşamak istiyorum ama ben. Grace çok üzgünüm, seni tek bırakmamalıydım. Anne merak etme iyiyim ben. Herzaman hanında olacağım tamam mı? Ah Oliver. Keşke bağlanmasaydın bana ha? Neydi bu? Nasıl bu kadar kabul edebilirim bunu. Edemezdim. Edemem. Ben Grace ile salakça şeyler yapmak istiyorum. Gus'la dalga geçmek Oliver ile hayatımı yaşamak istiyorum. Çok mu şey istiyorum. Annemin kokusunu içime çekmek, babamın tatlı yanaklarını öpmek istiyorum. Olamaz ya! Neden hep ben?
Değerli Anne ve baba.
Sevgili Grace Caster.
Sevgili Oliver ve Gus.
Millet sanırım gitme vakti. Vedalardan nefret ediyorum diye boşuna Grace'in başının etini yememişim. Gitmek istemiyorum millet. Gitmeme izin vermeyin. Sizinle gitmeden çok güzel şeyler yapmak isterdim ama galiba tek sonuç sizi korkutmak olur. Gereksiz bir sonuç. Boşverin. Sakın ağlamayın arkamdan millet. Hoşçakalın. Sizi seviyorum.
