Arkamdan kollarını bana dolayan bedenle irkilmiştim. Ama o kadar aklım bulanıktı ki ne arkamı dönüp onu sorgulayacak ne de itiraz edecek gücüm vardı. Ve belli ki onunda yoktu. Her ne kadar kolu belime sıkıca sarılmış olsa da yerinde sallanıyordu ve bu da onun sarhoş olduğunun kanıtıydı. Anın etkisiyle bu durumdan rahatsız olmayan içimdeki sürtük Taehyung fırsatı değerlendirip, beline sarılı olan kollara kolunu dolamış, bir nevi arkasındakini kendine iyice çekmişti. Bu hareketimle arkamdaki bedenden hırıltılı bir ses geldiğini duymuş ve ardından alt tarafını bana sürttüğünü hissetmiştim. Zevkle gözümü kapatıp ortama bir inilti bırakmamak için dudaklarımı ısırdım. Yaklaşık 15 dakikadır konuşmayan arkamdaki beden sonunda kendine gelmiş olacak ki kulağıma fısıldadı.
"Gel benimle." Nereye diye sormak istesem de, gereksiz yere laf kalabalığı yapmak istemedim zira biliyordum. Kolumdan tutup beni arkasından sürükleyen bedenin adımları barın aşağı katındaki, her yerin seks koktuğu ve koridordan bile inlemelerin duyulduğu odaları bulmuştu. Direnmedim, direnmek de istemedim çünkü bugünlük hayattan zevk almak istiyordum. Sonunda bir odaya girdiğimizde derin bir nefes almıştım. Hala yüzünü görmediğim için kolumu tutan kişiyi bilmiyordum bu yüzden bir anlık refleksle kolumu kendime çekince bana döndü. Gördüğüm yüz gözlerimin hızla açılmasına sebep olmuştu. Jungkook kısık ve zevkten parıldayan gözleriyle bana bakıyordu. En azından götün yabancıya gitmeyecek. İç sesim tekrardan haklı olarak konuştuğunda kirpiklerim titredi. Bir anlığına her şeyi, özellikle de karşımdakinin Jungkook olmasını umursamadım ve ensesindeki küçük saçlara hızla asılarak dudaklarına yapıştım. Gerçekten de hızlı bir çekim yaşamıştık. Bekliyor gibiydi zira hiç bozuntuya vermemişti. Kollarını belime sıkıca doladı ve alt bedenini penisime sürttü. Ağzımdan kaçan iniltiye engel olamadım. O da boğazından gelen bir sesle inledi. Belimdeki ellerinden biri eteğimin ucuyla oynamaya başladı. Çekiştiriyor, avucunda toplayıp sıkıyor, kaldırıp duruyordu. Bir süre sonra geri geri yürüyerek ve beni de kendiyle beraber çekiştirerek odanın ortasındaki yatağa getirdi. Dudaklarından ayrıldım bir anlığına.
"Umarım yanında kondom vardır." Dudaklarını büzdü ve yalandan düşünür gibi yaptı. Ayılıyordum sanırım.
"Mutlaka burada bir yerde vardır. Böyle yerlerde illaki olur." demiş benden tamamen ayrılıp komodini karıştırmıştı. Birkaç saniye sonra elindeki prezervatifi havada sallayarak gülümsemişti. Hızla yanıma gelerek tekrardan öpmeye başladı beni. O sırada elleri yavaşça eteğimin fermuarını indirmeye başladı. Biraz sonra da eteğim ayaklarımın dibine düşmüştü. İçime giydiğim yarı dantelli iç çamaşırımla kalmıştım. Yatağa uzandım ve yaklaşmasını istediğim bir işarette bulundum. Üstüme çıkarak bir elini çamaşırımın kenarına diğer elini de saçlarımın arasına koymuştu. Dili boynumu buldu ve yalayarak kulağımın arkasına geldi. Zevkle inledim ve kalçamı kaldırarak kendimi ona sürtmeye çalıştım. Hemen sonra ellerim onun tişörtünün eteklerini buldu. Hırsla çıkardım ve odanın bir köşesine fırlattım. Tekrardan boynuma eğilen kafasıyla sanki hiç yakınımda değilmiş gibi biraz daha kendime çekmek için kollarımı kaslı ve çıplak omuzlarına doladım. O boynumun sol tarafıyla ilgilenirken bende onun omuzlarına ard arda öpücüklerimi bırakıyordum. Birbirimize sarmalanmış bir şekildeydik ve bundan büyük bir zevk alıyordum. Bir süre sonra hem çamaşırımı hem de üstümü çıkarınca karşısında çırılçıplak kalmıştım.
"Eşitlik istiyorum." dedim ve elimi sert bir şekilde penisine bastırdım. Kalın bir sesle hırlayınca gülümsedim ve yukarıdan aşağıya pantolonunun üstünden okşadım. Bir anda kendimi onun üstünde bulunca sarsıntıdan dolayı kusacağım sanmıştım.
"O mükemmel ağzı beni soymak için kullanabilirsin, güzelim." Hay hay dermişçesine gülümsedim. Dişlerim düğmesini bulunca büyük bir uğraş sonucunda açmıştım. Sonra tekrar dişlerimle fermuarını kavradım ve seksi olmaya çalışarak indirdim. Adonislerinde dilimi gezdirdim ve çamaşırının üstünden penisine bir öpücük kondurdum. İnleyince bir daha yapmak istesem de kolumdan tutulduğumu hissettim. Şimdi arkam ona dönük ve dizlerimin üstündeydim. Ne kadar utanç verici de olsa şuan hiçbir şeyin önemi yoktu. Pozisyonumuzun değişmesiyle bir sağ kalça yanağıma güçlü bir tokat yemiştim.
"Sakin ol tavşancık." dedim iniltiyle karışık.
"Tavşan mı ? Az sonra kimin tavşan olduğu belli olacak güzelim." demişti kıkırdayarak. Ayaklarımı biraz daha ayırarak kendimi besbelli ona sunmuştum. Deliğimde hissettiğim ıslaklık ile gecenin en güçlü iniltisini ortama bırakmıştım. Dili deliğimi talan ediyordu ve dilinin pütürtülü yapısı deliğimin kaşınmasına sebep oluyordu. Bir süre böyle devam etmişti ta ki beni döndürüp konuşasıya kadar.
"Üstüme gel ve zıpla bakalım tavşancık." Yaptığı göndermeye göz devirdim ve pozisyonumu aldım. Penisini deliğime konumlandırıp birazını içime aldım. Nefesim kesilmişti.
"TANRIM !" Elleri belimi buldu ve beni kendine bastırmaya başladı. Acıyla çığlık attım ve koluna tırnaklarımı geçirdim.
"Yavaş ol biraz, tünele girmiyorsun !" Şu an da bile kıkırdıyordu. Biraz kendime gelebilmek için derin nefesler almaya çalıştım. Kendimi hazır hissedince tamamen içime aldım onu. Deliğim kasılıp gevşiyordu zevkten. İkimizde aynı anda derince inlemiştik. Durmadan üstünde zıplayıp en derinime alıyordum onu. Kalçamın tenine her değişinde çıkardığı vıcık vıcık ve sert sesler bana daha da zevk veriyordu. Ben kendimden geçmiş gibi hareketlerime devam ederken bir anda beni belimden iterek yatağa düşüren bedenle afalladım. Sırtım yatağa değdiği anda hiç vakit kaybetmeden tekrar içime girmişti. Dudakları kulağımın arkasını yalıyor, emiyor ve kulak mememi dişliyordu. Hassas noktalarımı ezmek konusunda cidden iyiydi.
"Daha hızlı! Tanrım. evet orası." Daha da hızlanmıştı ve böylece yatak daha da çok sallanmış ve ses çıkarmaya başlamıştı. Deliğimi kastım ve penisini içimde sıkıştırdım.
"Siktir, yapma şunu. Erkenden gelmek istemiyorum." Ellerim sırtında geziyor ve zevkle olduğu yere kanlı çizikler atıyordu.
"Jungkook, geleceğim. Daha sert becer beni." Ağzımdan çıkan hiçbir şeyin önemi yoktu. Bu bir seksti sonuçta. Elleri benim kızarmış ve taş gibi olmuş penisimi buldu ve içime girdiği ritimle aynı anda beni çekmeye başladı. Sanki aklına bir şey gelmiş gibi hareketlerini durdurup beni yan döndürdü. Arkama geçti ve belime kollarını sımsıkı doladı. Penisi yine içimi doldurmaya başladı. Sağ bacağım havada, onun elleri arkamdan bana dolanmış ve benim ellerimde sanki bir yerden yuvarlanacakmışım gibi ona sarılıydı.
"Gel bebeğim." Hırıltılı sesiyle gözlerim kaydı ve kendimi titreyerek bıraktım. Menilerim yatağı fena bir şekilde batırmıştı. O kadar fazla gelmiştim ki kendim bile şaşırmıştım.
"Geleceğim Taehyung, ahh." Hemen deliğimi sıktım ve ellerimi kalçalarına uzatarak onu kendime sertçe bastırdım. Derince inleyince geldiğini anlamıştım. Bir süre içimden çıkmadan aynı pozisyonda kaldık.
"Bu hayatımda yaşadığım en iyi seksti." dedim yutkunarak. Hala daha nefesim düzene girmemişti.
"Benimde öyleydi. Orgazm olurken yüzünün aldığı şekli göremedim ama bir daha ki sefere bunu unutmayacağım." dedi utanmazca gülerken. İçimden çıktı ve düz bir şekilde yanımda yatmayaa devam etti.
"Bir daha ki seferin olacağına eminsin yani." dedim sorar bir şekilde. Ne olur evet de. Çünkü içimi böylesine güzel doldurman sürtük kişiliğimi fena azdırıyor.
"Evet eminim. Hatta buradan çıkarken bile beni özleyeceğinden eminim." İnkar etmedim ve gülümsedim.
"Evet, kabul ediyorum beni güzel dolduruyorsun." dedim ve dudağına bir öpücük bırakarak odanın içindeki banyoya gittim. Arkamdan kalçalarıma baktığını hissediyordum. Banyoya girince arkamdan kapıyı kapatmadım ve ona açıkça bir davet sundum. O da beni reddetmemiş ve gelmişti. Biliyordum. Bugün sabaha kadar inlemelerimizle bu odayı dolduracağımızı biliyordum.
Ben Eliza.
Umarım beğenmişsinizdir.
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Yorumlarınız benim için çok değerli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERMAPHRODİTE/ taekook
Fanfiction"Arar mısın bilmem ama benim nazımı çekmeye dermanın varsa, ara." dedim ve avcuna numaramı yazdım. femTae! semeKook!