Bölümü beğenirseniz oylamayı ve 1-2 yorum da olsa yorum yapmayı unutmayın🦋
İyi okumalar🌸
Bölüm şarkısı; Beyonce - Crazy In Love 🎵
🖤🖤🖤
2 Yıl Önce;
Yolda yürürken adımlarını hızlandırdı. Arabasını sokağın köşesine park etmişti. Şirkete gidince babasına hesap vermek zorundaydı. Derin düşüncelerini bölen telefon sesi oldu. Telefondaki kayıtlı isme baktı ve meşgule aldı. Sonra da telefonu tamamen kapattı.
Arabasına ulaştığında cebinden anahtarı çıkardı. Kapıları açtı, telefonu yan koltuğa doğru attı. Kendisi de binince arabayı çalıştırdı ve dar sokaktan çıktı.
***
Evine gelince kapıda onu bekleyen köpeğine baktı. Ne zamandır onunla ilgilenememişti. Banyoya doğru yürüdü. Kıyafetlerini çıkardı, duş aldı. Belki birkaç seneliğine buradan gitmek ona iyi gelecekti. Duşunu aldıktan sonra bornozunu giydi, odasına geçti. Dolaptan her zamanki gibi siyah takımını çıkardı. Bornozunun kemerini gevşetti, giyindi. Köpeğiyle beraber şirkete gidecekti. Daha sonra da yurt dışına. Evin hizmetlisini aradı. Gelmesini söyledi.
Onu beklerken salona gitti. Koltuğa oturdu, ayaklarını sehpaya uzattı ve köpeğini yanına çağırdı. Onu oynatırken kapı çaldı. Hizmetlisi Selda Hanım gelmişti. "Beni çağırmıştınız Serkan Bey."
"Gel geç içeriye." Kadın ceketini çıkarırken, adam içeriye geçti. Tok sesiyle konuştu. "Ben yurt dışına çıkıyorum, uzun bir süre de gelmeyi de düşünmüyorum, şirkete git, maaşını versinler sana." Kadın kafasını salladı. "Şimdi bana yemek hazırla, birazdan şirkete geçeceğim." Kadın ağzından onaylayan mırıltılar çıkardı ve hızlı adımlarla büyük mutfağa yöneldi. Aperatif birkaç bir şey hazırladı.
"Serkan Bey, ben yemeğinizi hazırladım size. İzninizle ben gideyim artık. Bu zamana kadar çok yardımcı oldunuz, teşekkür ederim." Serkan kafasını salladı. "Ben de teşekkür ederim, sen de çok yardımcı oldun bana." Kadın ceketini giydi, koltuğa bıraktığı çantasını aldı. "İyi günler, Serkan Bey." Serkan, mutfağa giderken konuştu. "Sana da."
***
Şirket kapısının önünde bekleyen valeye anahtarı verdi, Sirius'la beraber şirketten içeriye girdiler. "Ooo sonunda Serkan Bey şirketimize teşrif etmişler. Nerede kaldın sen?" Serkan, abisinin sesiyle ona döndü. "İşim vardı Alp." Abisiyle arasında 2 yaş olduğu için bazen ona ismiyle hitap ediyordu. "İşim vardı Alp, işim vardı Alp. Ne işin olduğunu söyleme zaten sen. Her neyse babam odanda seni bekliyor." Alp eğilip Sirius'un tasmasını açtı. Başını okşadı. Serkan, odasına doğru yürüdü.
"Serkan Bey!" Serkan'ın asistanı Leyla, Serkan'ın arkasından koşar adımlarla yürüyordu. "Serkan Bey, bugün sizi aradım ama açmadınız. Her neyse, toplantınız var saat 3'te"
Serkan, baştan aşağı Leyla'yı süzdü. "İptal et toplantıyı. Bu arada ben gelene kadar Alp'in asistanlığını yapacaksın." Leyla şaşırmış bir ifadeyle Serkan'a baktı. " Anlamadım. Ne demek bu Serkan Bey? Bir yere mi gidiyorsunuz?" Serkan kafasını salladı. "Evet, Amerika'ya gidiyorum, bir süre gelmeyeceğim. Konusu da açılmışken söyle adamlara uçağı hazırlatsınlar. Amerika'daki evi de temizletsinler, uygun hale gelsin." Leyla onayladı ve konuştu. "İşinize karışmak gibi olmasın ama Serkan Bey, ne kadar kalacaksınız?" Serkan Leyla'ya arkasını döndü ve odasına girdi. Babası koltuğuna oturmuş, kahve içiyordu.