AkLıNa GeLiRiM, aKlıN gİdEr

kApA o LaNeT çEnEnİ

"atsushi.. bileğin nasıl?"

"küçük bir zedelenme. birşey değil yani."

"ben özür dilerim.."

"sorun değil."

"telafi olarak öğlen yemeğinin parasını ben vereyim ha?"

"hayır! hayır! sorun değil cidden. paranı harcama."

"o zaman ne yapmamı istersin!"

"gerçekten-"

"ben biliyorum! bugün bize gel. sana ders çalıştıracağım. hem zaten aynı mahallede oturuyoruz. sorun olmaz yani.."

"bu iyi olurdu.."

"o zaman karar verdik! bize geliyorsun!"

"tamam. çıkışta buluşalım?"

"olur!"

"hadi sınıfa geçelim. yoksa odasaku-sensei kızar."

"tabi~ o ango-sensei'yi bırakırsa gelir."

"deme öyle! onlar birbirlerini çok seviyor."

"bizde sevebiliriz."

"ha?"

"diyorum ki hani onlar birbirlerini seviyorlar ya? bizde onlar gibi onları severiz-"

"edebiyat dersinde neden kötü olduğunu anlıyorum."

"gerçekleri yüzüme vurma atsushi~"

"gerçekler her zaman can acıtır."

"bunu iyi biliyorum"

🖕🏻👁️👄👁️🖕🏻

akşam 🌌✨🌙;

"odasaku? nerdesin?"

"burdayım. ne oldu?"

"gözlüklerimi bulamıyorum.."

"ango.. gözlüklerin kafanda."

"ne?- haa~ hep unutuyorum~"

"şapşal mısın ango~?"

"sus be! zaten okulda başım ağrıdı. birde senin dırdırını çekemem."

"başın mı ağrıdı? o zaman~"

odasaku ango'ya arkadan sarıldı. kulağına eğildi.

"biraz eğlenirsek gider~ hmm~ sence?"

"demek bu yüzden okulda.. tamam! ama yarın tarih sınavı var. o bütün sınıfların kağıdını sen okursun."

"ama aşkım ben tarih-"

"merak etme~ zaten çoktan seçmeli sorulardan oluşacak. sadece sana cevap anahtarını vereceğim. sende hepsini okuyacaksın."

"kaç tane sınıf-"

"13"

"kaç tane!"

"13. 13 sınıfın tüm kağıtlarını sen okuyacaksın."

"her sınıfta 32 kişi var. 32 × 13 = 416 kağıt.."

"aynen! kabul edersen-"

"tamam! kabul ediyorum! okurum ben!"

"işte bu! kurtuldum!"

"yoo~ sen sınav kağıtlarından kurtuldun. ama daha kötüsü olan ben varım burda."

"kaç tur olacak-"

"sabaha kadar."

"aaaaaaaaa!!!! hayır! hayır! hayır! bu olamaz! izin vermem!"