Kapının çalmasıyla başını çizimlerinden kaldırdı.
"Efendim, Koray Bey sizi çağırıyor."
"Hemen geliyorum Derya."
Lara, Güler ailesinin küçük kızıydı. Başarılı, genç, güzel bir iç mimardı. Kocaman bir ailesi ve onu seven dostlarıyla hayatı tam istediği gibi gidiyordu. Herkes bir erkek arkadaşının olmamasının eksiklik olduğunu düşünse de onun için bir sorun yoktu. Dostları vardı ya aşkı kim takardı!
Akşamki davet için hazırladığı sunumun son kontrollerini yaptıktan sonra bilgisayarını alıp babasının odasına doğru yöneldi. Babasıyla ablası kafa kafaya vermiş yarın teslim edecekleri taslağın üzerinden geçiyorlardı.
"Selam yakışıklım. Selam ablacım."
"Selam hayırsız. Kızım davet dedin, basın açıklaması dedin yarınki toplantı için yapman gereken tüm işeri başımıza yıktın. Gel şu çizimleri bir kontrol et. Bizim çömezlere güven olmaz adamlara rezil olmayalım." Koray Bey'de Arya'ya katılırcasına hafif sitemkar bir şekilde yanaklarına yöneldi kızının.
"Prensesim, yüzünü gören cennetlik. Güya ayrı eve çıkmadın. Tüm işleri de başımıza yıktın. Günlerdir evladımıza sarılamıyoruz."
"Ama babacım biliyorsun bu akşamki davet bizim için çok önemli. Hem Yunanlarla ortak girdiğimiz işin detaylarını açıklayacağım hem de bugün şirketimizin 30. yıldönümü. Tüm gözler üzerimizde olacak basına rezil olmamak için iyi hazırlanmam gerekiyordu."
"Biliyorum canım kızım. Benimki evladını özleyen ihtiyar babanın sitemi işte, hoş gör."
"Ay senin neren ihtiyarmış acaba. Abim olacak herife taş çıkarırsın." derken abisinin odaya girdiğini fark etmemişti. Ah ne talihsizlik(!)
"Yine beni gömdün yani cadı. Öyle olsun. Nasıl olsa işin düşer bana." Lara içindeki büyümeyen çocuğun hatırına dil çıkararak cevap verdi ağabeyine. Bu sırada da ablasına beşlik çakmayı ihmal etmemişti.
Can dostu Kerim'in de gelmesiyle ittifaklar kurulmuş kılıçlar kuşanılmış savaşlar başlamıştı ki Koray Bey'in azarlayan sesiyle kızlar suratını asıp köşeye çekilmiş erkekler de kızların haline gülmeye başlamıştı ama Koray Bey'in sesiyle onlar da susmak zorunda kaldılar.
Kısa bir sessizliğin ardından ciddileşip iş kimliklerine büründüler. Öncelikle yarınki toplantı için son kontrolleri yaptılar ardından da büyük bir ciddiyetle Lara'nın akşam basın karşısında yapacağı sunumu dinlediler. İçerideki üç adamı ve ablasını etkilemeyi yine başarmıştı Lara. Çoğu zaman içindeki cadının hakimiyetinde olup çevresindekilere kök söktürse de söz konusu iş olduğu zaman akan sular duruyordu onun için.
Sunumun ardından ilk beğeni nidası Kerim'den geldi. "Kızım sen bizim yanımızdayken rakip firmaların hiç şansı yok."
"Teveccühünüz efendim." beğenilmenin verdiği hazla arkadaşına gülümserken babasının cümlesiyle kafası karıştı.
"Bence o kadar emin olmayın çocuklar. Prensesim yine harika bir iş çıkarmışsın ama kibire kapılmanı istemem. Rakiplerimiz de en az bizim kadar güçlü. Rehavete kapılıp elimizden gelenin en iyisini yapmayı bırakırsak bu piyasada toz oluruz." Dördünün de kafasında dolaşan soruyu Arda dile getirdi.
"Sorun ne baba? Sen rakiplerimizi bu kadar takmazdın kafaya."
"Takmazdım evlat ama Atasoy İnşaat. Henüz on yıl bile olmadı kuruları. Son yaptığı projesiyle de çok büyük ses getirdi biliyorsunuz. Yeni kurulmuş bir şirkete göre fazla başarılı. Şirketin sahibini tanıyorum. Asla rehavete kapılıp çalışmayı bırakacak, elindeki başarısıyla yetinecek birisi değil. Ve bu beni korkutuyor açıkçası." Arda gülümseyerek babasını rahatlatmaya çalıştı. Adam bu kadar endişelendiğine göre Atasoy İnşaat onlar için büyük bir tehditti ama böyle düşündüğünü babasına fark ettirip bugünü sıkıntı içinde geçirmesini istemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğimin Sesi +18
General FictionHayatı boyunca tek başına olmuş acılarla tek başına savaşmış bir adam ATLAS Doğduğu andan itibaren kocaman bir sevgiyle sarmalanan yüreği acı nedir bilmeyen bir genç kız LARA "Sen busun işte bencil, şımarık bir kızdan ötesi değilsin. Benim can yak...