2.BÖLÜM

12 3 3
                                    

      ...Aynı odada açtım gözlerimi.  Ama bu sefer hava karanlıktı.  Karanlıktı sokaklar, karanlıktı gökyüzü,  karanlıktı  içim...
         Ne yaşama isteği vardı içimde, ne nefes alma isteği ,ne de yatıp uyumak. Tek istediğim hıçkıra hıçkıra ağlayarak içimi dökmeti...
         Okyanusta rotasını kaybetmiş bir denizci gibiydim , koca ormanda ailesini kaybetmiş küçük bir karınca, ve 3 yıldır komada yatan bir hasta gibi...
    ...Sanki bir daha yüzüm hiç gülmeyecek gibiydi...

    (kız şarkı söyler)

"Geç kalmışım bu hayatı yaşamaya
  Seç birini; ya ölmek ya da rüyaya
  Tut elimden götür beni uzaklara
  Bak göremezsem anlat bana şu duvarda
   Neler yazılmış, neler çizilmiş
   Sanki bir yalanmış ya da bir düzmeceymiş
   Ben bu odada kaldım bir başıma
   Ne demek sevdiklerim
   Gitti başka bir diyara..."

   Ve içeri bakıcı girdi:
-Ne oldu ,neden bağırıyorsun?
-Ben sadece şarkı söylüyordum.
-Sessiz ol! Şu an herkes uyuyor.
        Kapıyı sertçe kapattı ve ben yine dayanamayıp göz yaşı döktüm.  Yine o kadar çok ağladım ki yanaklarıma düşen kederli damlalar yüzümü kaşındırmaya başladı. Bir başıma ve yalnızdım . Ayrıca bundan sonra ne olacağı da hiç belli olmazdı...

      Sabaha kadar yatakta oturdum  ve karşımda duran boş duvara baktım. Orada bir şeyler görür gibiydim . Boyası atmış ve karalanmış bir duvar... Kim o duvara benim kadar benzeyebilirdi?
Tabi ki kimse!
      Bu düşüncelerimin arasına ,birden kapıdan içeri terbiyesizce giren bakıcı daldı . Kapıyı tıklatmadan ve izin istemeden . Onun bu terbiyesizliğine bir şey demedim ve gözümü bile oynatmadım. Sanki burada hiç yokmuş gibi...

     Kalkmamı söyledi ama ben kılımı bile kıpırdatmadım. Onu umursamadığımı anlayınca geldi ve omzumdan tutarak beni hırpaladı. Bana bağırdı  ama ben onu hâla  tınlamıyordum. En sonunda kolumdan tuttu ve beni sert bir şekilde yataktan fırlattı . Onun bu davranışı karşısında sadece  bağırdım.  Ve olay büyüyerek kavgaya dönüştü. 
     Sesleri duyan kişiler odaya   geldi ve  bizi ayırdılar. Daha sonrasında ise aşağı indim.  Dışarı çıktım ve bir banka oturdum. Hiçbir şey düşünmedim  veya bir şeyi kafama takmadım. Öyle boş boş kaldırım taşlarına baktım sadece. 
      Kısa bir süre sonra yanıma dünkü kız geldi. Oturdu ve hiç konuşmadı.  Sonra kafamı kaldırdım ve ona baktım ,biraz gülümsedi ve elini omzuma koydu, beni teselli etti. Yaptığı bu iyi davranıştan dolayı onunla tanışmak istedim: Adı Sedef imiş. Onun babası varmış fakat annesi vefat etmiş. Babası da tek başına bakmadığı için onu yurda vermiş. Her hafta sonu ise onu ziyarete geliyormuş ve her geldiğinde ona en sevdiği çikolatadan getiriyormuş. Bugün de babasının geleceğini ve çikolatayı alınca benimle paylaşacağını söyledi. Cidden o iyi bir kız.

   Akşama doğru onunla yemekhanede buluştuk ve bana çikolatanın yarısını verdi. Akşam  yemeğini yedikten sonra ise biraz sohbet ettik. Daha sonra ben odama çıktım.

   İçeriye girdiğimde sarışın, uzun boylu ,güler yüzlü bir kadın yatağın nevresimini değistiriyordu . Galiba benim de bakıcımı değiştirmişlerdi. Yavaşça içeri girdim ve ona doğru yürüdüm. Bana baktı ve gülümsedi :
-Merhaba tatlım, bugün olanlardan sonra seninle ben ilgilenmek  istedim. Bu yüzden bir şeye ihtiyacın olursa çekinmeden bana seslenebilirsin. 
   "Teşekkür  ederim" dedim ve kıyafetlerimi değiştirdikten sonra temiz  yatağın içine girip uykuya daldım...

   

GECE YÜRÜYÜŞÜ : Karanlık sokaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin