Hastane

462 44 9
                                    

Midoriya POV

Uyandığımda hala yoldaydık, herkes -bakugou, kirishima ve Momo hariç- uyuyordu. Tabi akşamdı zaten. Omuzumda ki ağırlıkla kafamı çevirdim, todoroki-kun omuzuna yaslanmış yatıyordu. Yüzü biraz kızarmıştı nedense.

"Todoroki-kun? İyi misin?.." olabildiğince kısık sesle konuşmuştum. Cevap vermediği için elimi alnına bastırdım, düşündüğüm gibi biraz ateşi vardı. Eğer ateşini düşürmek için birşeyin olsaydı... Aklıma şimdi geliyor galiba, çantamda yedek haplar bulunduruyordum bizim sınıf tuhaf olduğu için gerekli olacağını düşünmüştüm. Şanslıyız ki ateş düşürücü vardı.

Bardağa -nereden geldiğini sorgulamayın ehhsha- su doldurup todoroki'yi uyandırmaya çalıştım "Todoroki-kun bunu içersen biraz ateşini düşürebilirim.." gözlerini -biraz olsada- açmıştı, ilk önce yüzüme baktı ve kafasını eğdi.

"Özür dilerim.." dedi kısık sesle, sadece ben duyabilmiştim ama şimdi bunun sırası değildi, ateşi yükselirse ne yapacağımı bilmiyordum.

"Ne için özür diliyorsun bilmiyorum ama.. bunu içer misin? Ateşin var.." kafasını kaldırarak evet anlamında salladı sonra elimdekilerini alıp içti, ona biraz dinlenmesini söyledim ve uyumasına geri dönmüştü.

Biraz zaman geçmişti ve ateşi düşmüyordu. Bana mı öyle gelmişti yoksa ateşi yükseliyormuydu? Belki de aizawa sensei'ye söylemeliyim..

"Sensei.. uyanır mısınız?" Kısık sesle konuştum adam aniden gözlerini açarak yine uyukulu halde bana baktı.

"Efendim midoriya?" Esneyerek bakmaya devam etti bana, derin nefes alıp dengemi korumak için koltuğa tutuldum.

"Todoroki-kun.. şey hastane.. yani.. yani demek istediğim çok fazla ateşi var acaba.. hastaneye gidip bir kontrol bilmiyorum işte birşeyler yapsak?.." bana uzunca baktı sonra kafasını tamam anlamında sallayarak şöföre hastaneye gitmesini söyledi

Kısa zamanda en yakın hastaneye varmıştık zaten, todoroki'yi sensei ile yürümesine destek çıkarak hastaneye girdik.

.
.
.

Arabaya geri döndüğümüzde ise herkes uyanmış birbiriyle konuşuyorlardı en çok 'neden buradayız' sorusunu soruyorlardı birbirlerine, bir kaç kişinin önceden uyanık olmasına rağmen Birşey dememişlerdi.

Arabaya bindiğinizde herkes susmuş bize bakıyordu, sensei'ye teşekkür edip Todoroki ile oturduğumuz yere yürüdük.

"Teşekkürler midoriya" sakince söylemişti, etraf sessizdi ve bize bakıyorlardı.

"Önemli değil.." mırıldanmıştım utançtan, sensei herkese bir kaç saat içinde orada olacağımızı söylediğinde herkes susmuş sadece koltuklarında oturuyordu. Uraraka ve ida bize dönüp endişe içinde baktılar.

"Ne oldu? İyi misiniz?" Uraraka endişe ile soruyordu, ida uraraka konuşurken kafasını sallıyordu.

"Todoroki-kun'un biraz ateşi çıktı da.." endişelenmemeleri için kısa kesmiştim, ikisinde geçmiş olsun dedikten sonra yine yoldaydık. Kafamı todoroki'ye yaslayıp gözlerimi kapatmıştım oda bir yandan başımı okşuyordu.

"Özür dilemene gerek yoktu... Şimdi düşündümde tuvalete bir daha senle gidicem.." bu sefer kızaran ben olmuştum. Kendisi kıkırdadıktan sonra alnıma dudaklarını birleştirerek gülümsedi

"Eğer o gün seni doğru düzgün dinleseydim belki böyle olmazdı biliyorsun değil mi? Asıl benim suçumdu midoriya." Kolunu arkamdan geçirerek omuzuna daha da bastırdı başımı. İkimizde sessizce uyukuya daldık.

Bu bölümde biraz doğaçlama yaptım.. kitapta nasıl yazıyor bilmiyorum ama umarım olmuştur..

ilk aşkımsın (tododeku)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin