6.BÖLÜM

13 5 6
                                    

Bu bölümde acaba hangi şarkıyı koysam dedim biraz ağlamaklı olacağı için dedim ki biraz duygusal şarkı koyayım

CARTY-SIKILDIM KAFAMDA FARKLI DÜŞÜNCE

SKZ-GROW UP

BTS-SPRİNG DAY

BTS- I NEED YOU

SKZ-SUNSHİNE                              

KOLPA-NASIL ÖĞRENDİN UNUTMAYI

KOLPA-BENİ AŞKA İNANDIR

6 GÜN SONRA

Yazarın ağzıyla:

Herkesin işi bitmişti hepsi yorgundu. Özellikle Chan her yeri ağrıyordu. Levin Chan'ın yanına geldiğinde herkes bir an için şok olmuştu sonuç olarak tanımıyorlardı. Levin" Selam ben Levin Chan'ın sevgilisi." dediğinde hepsi Chan'a bakıyordu özelikle Seugmin sanki aldatılmış gibi hissediyordu. Hani Chan Seugmin'den  hoşlanıyordu hani onu seviyordu bunca yıl Seugmin'e yalan mı söylemişti. Belki kendini kandırıyordu. Chan söze girdi." Hey! Çocuklar onun dediğine bakmayın 14,15 yaşlarındayken sevgiliydik eski sevgilimdi, Levin yanlış söyledi." Seugmin'e bakıp diyordu. Seugmin azda olsa rahatlamıştı sonuç olarak düşündüğü şey çıkmamıştı. Levin kahkahasıyla konuşmaya başladı." Ah Chan-ieee ah ben senin biricik Levin'in değil miyim?" Chan ona sinirli bir şekilde bakıyordu sevdiğinin önünde böyle demesi hiç hoşuna gitmemişti. Chan bağırarak "BELA MISIN KIZIM SEN SENİ SEVMİYORUM DEDİM YA ANLAMA KITLIĞIN MI VAR?" dediğinde Levin'in gözleri dolmuştu. Uzun zamandır görmediği sevdiği kişi ne çabuk bu kadar değişmişti ki anlam veremiyordu öyle bir ağlamaya başladı ki artık Chan'ı görmek istemiyordu. İş yerinden çıkıp gitti. Herkes gitmesine karşı bir şey diyemedi. Seugmin eve doğru yürümeye karar verdi. Chan da sevdiğinin peşinden gitmeye karar verdi. Seugmin soğuk hava karşısında gözleri dolmaya başlamıştı aslında bugünkü olay yüzünden değildi annesi ve babasının kokusu burnuna gelmişti TOPRAK kokusu bariz bir şekilde beliydi.  

6 YIL ÖNCE( SEUGMİN 15 İLA 16 YAŞINDAYKEN)

"Anne ben duştan çıktım sıra sende!" annesi oğlunun yanına gelip yanaklarına buhse koyup banyoya girdi. Babasının yanına oturan genç çocuk bugün yaşadığı olayı anlatı babasına babası onu dört gözle izliyordu en sonda annesinin toprak gibi kokmasıyla ona doğru yaklaştı " Anneciğim eğer bir gün sana bir şey olursa seni bu kokudan hatırlayacağım." annesi oğluna bakıp gülümsedi o kadar seviyordu ki çocuğunu onu bırakıp gitmeye kıyamazdı. Babası atıldı hemen araya " Peki beni nasıl hatırlayacaksın zibidi?" genç çocuk gülümseyerek babasına" Sen o güzel toprağın kokusunu burnuma getiren RÜZGAR olacaksın benim için ama öyle bir şey olmayacağı için boş verin."

GÜNÜMÜZ:

Yazarın ağzıyla:

Chan sevdiğinin ağladığını görünce yanına gitmek istedi ama belki onu görmek istemiyordur diye düşünerek yavaştan arkasından ilerledi. Seugmin hatırladığı olay karşıdında dengesini sağlayamadı tam düşecekken o geldi sevdiceği kurtarıcı meleği geldi. Onun bakışları karşısında etkilenemeden edemiyordu. Az daha böyle kalırlarsa Chan sevdiğinin dudağına yapışırdı bunu fark eden Seugmin kendini toparladı" Ne işin var burada?" Chan ağızını kıvırıp " Ahh Bebeğim sana bir şey olmasından korktuğum için peşinden geldim. Kötü mü yaptım bak hem yardım ettim sana." Seugmin göz devirmekle yetindi. Chanla beraber yürümeye devam ettiler elleri ikide bir birbirine çarpıyordu. 

Minho'nun ağzıyla:

Eve arabayla gitmeye karar verdim. Bugün en yakın arkadaşım gelecekti aslında arkadaş değil benim için kardeşten öte biri her şeyim her şeyimi bilen biri. Eve geldiğimde annem çalıştığı için abimle yalnızdık evet onunla yalnızdık birazdan Sejun gelir diye umut ediyordum. Kapı çaldığında hızlıca odamdan aşağıya ilerledim. Kapıyı açtığımda annem gelmişti beklediğim kişi değildi. Annem abimi öptük den sonra bana " Hey zibidi abin bugün yorulmuştur. Lucanies'den geldin deleli hiçbir bok yaptığın yok!" dediğinde gözüm dolmuştu. O benim annem değil de başka biri benim annem gibi hissediyordum.  Ben annemle abime yemeği hazırladıktan sonra yemek yemeden yukarı çıktım. Sejun'u aradığımda diğer arkadaşlarıyla takıldığını( Bu arada Sejun kız) benimle konuşacak vakti olmadığıma ve onun için bir hiçmişim gibi davrandıktan sonra telefonu yüzüne kapadım. Hemen arama kısmına geldiğimde Jisung'u aramaya karar verdim. Jisung "Hyung bir şey mi oldu?" " Evet jisung buluşabilir miyiz?" Jisung evet der gibi sesler çıkarınca hemen montumu giyip evden çıkıp gittim annemgil arkamdan bağırsalar da duymazdan geldim. Jisung ile buluşacağımız yere geldiğimde Jisung'u beklemeye başlarken ağlamaya başladım bana ne oluyordu neden bu kadar çok ağlıyordum ağlamamalarım şiddetlenince dayanamayıp elimi yüzümü yıkamam için bir musluk bulmaya gittim bulamayınca buluşmamız gereken yere gittim. Orada beni bekliyordu. Koşup ona sarıldığımda şak olmuştu benden bunu beklemiyordu galiba başımı okşamaya başlayınca ağlamam daha çok şiddetlenmişti." Minho Hyung iyi misin bugün bende kalmak ister misin?" dediğinde usulca kafamı sallamıştım.

Hyunjin'in ağzıyla:

Herkes gitmişti. Ben ise Jeongin'in arkasından gittim. Beni fark etmesin diye gizliden gizliye ve yavaş bir şekilde arkasından ilerliyordum. Jeongin bir an durduğunda ben durdum. Bir tane malınteki Jeongin'e yavşıyordu. Bir dakika o bardaki adamdı ve Jeongine dokunuyordu.

Yazarın ağzıyla:

Hyunjin sinirlerine hakim olamadı ve gitti adamın her yerine vurduktan sonra bir dakika Hyunjin güçlerini kullandı yapmaması gerekeni yaptı adam da öldü. Bunu uzaktan izleyen Başkan Jong sinirlendi acilen Chan'ı aramalıydı. Chan telefon çağrısıyla Seugmin'in aynından uzaklaştı. Akşam akşam kim arıyor olabilirdi ki? Telefonuna bakınca Başkan Jong yazıyordu " Efendim, Başkanım. " " Sen nasıl bir lidersin çabuk Hyunjin'in yanına git adamı öldürecek sonrada benim yanıma gelin üçünüzde!" Chan şok olmuştu yine başını belaya soktu hani bir daha yapmayacaktı ne yapacaktı bu çocukla Chan Seugmin'in yanağına öpücük kondurup Hyunjinle Jeongin'in  yanına gitti. Kavgayı durdurduğunda anlam veremediği bir şey vardı Hyunjin nasıl güçlerini kullanmıştı yoksa iksiri içmemiş miydi? Hayır gözleri önünde içmişti anlam veremediği nasıl olmuştu. " Hyung nereye gidiyoruz Tanrı aşkına." Chan sinirli bir şekilde Hyunjin'e bakıp " Gidince göreceksiniz." Hyunjin gördüğü yer ile kaşlarını çatmıştı. Nereye geldiklerini anladıkları an Jeongin Hyunjin'e baktı. Onun yüzünden olmuştu her şey diye düşünüyordu. Başkan Jong'un yanına geldiklerinde " HYUNJİN BEN SANA KAÇKERE DEDİM BAŞINA BÜYÜK DERTLER AÇMA EĞER Kİ AÇARSAN SENİ LUCANİES'E GÖNDERİRİM DİYE MALMISIN ÇOCUĞUM SEN HA?" Hyunjin ne olduğunu anlam veremediğinde kayıtları izletti. Jeongin ağlamaya başladı Hyunjin'i gitmesini istemiyordu onu bırakamazdı. Hyunjin bebek ekmeğinin yanına gelip " Jeonginim sana kaçkere dedim. Benim için ağlamayı bırak ben seni bizim dünyadan izleyeceğim korkma cezamı çektikten sonra geri geleceğim ama biraz sabret meleğim tamam mı?" Chan diğerlerine haber verince hepsi birden Hyunjin'in Lucanies'e gitmesini izledi en son Jeongin" Hyung gitmesen ya da beni de yanına alsan ben sensiz yapamam lütfen beni bırakma!" dediği anda geri dönen Hyunjin küçüğüne sarıldı ve saçlarından öpüp göz yaşlarını sildi ve " Benim meleğim yapma bak ben daha kötü oluyorum bak burada yalnız değilsin ki Minho Hyung var Jisung var Felix var Seugmin var Changbin Hyung var ve en önemlisi Chan Hyung var yapma bırakma kendini hem ben sana ordan mektup yazacağım ağlamak yok anlaştık mı?" dedi. Sevdiğinin yanağından öpüp son kez sarıldı. Lucaniesle bağlantılı olan geçitten geçmeden önce hepsine el salladı ve geçitten geçti...

EVET CANLARIM BÖLÜM BU KADARDI SEVGİLİ KUZENİME YALANDAN TÜYO VERDİM AMA HEPSİNDE TERS KÖŞE YAPTIM ASLINDA ONA ANLATIĞIM GİBİ OLUCAKTI AMA SONRA BİRAZ AĞLAMAKLI OLSUN İSTEDİM..

YORUM VE YILDIZ ATMAYI UNUTMAYIN YARIN VE SONRA Kİ GÜNLER OKULUM OLUCAĞI İÇİN YAZAMAZDIM BUGÜN YAZİM KURTULİM DEDİM 

SİZLERİ ÇOK AMA ÇOK SEVİYORUM❤❤❤

Farklı Dünyalar: Lucanies(SKZ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin