~ AY 4 ~

76 2 0
                                    

Sabah sabah yanağıma kondurulan öpücükle uyandım. Gözlerimi araladım. Bu bu Arel'di. E ama ben odamı kitlemiştim. Anlamsızca suratıma baktı ve dudaklarıma küçük bir buse kondurdu. Yerimden sıçradım. Ne oluyor ya .

'Günaydın prenses seni uyurken izlemek çok keyifliydi.'

Söylediği şeylerin hiç birini beynim algılamıyordu. Arel az önce beni öpmüştü hemde dudağımdan. Kafayı yiyicem.

'Eveeet kahvaltını bile ayağına getiriyorum küçük hanım siz bana bir öpücüğü çokmu görüyorsunuz.'

Yanağını uzattı. Hiç bir şey yapmadan durdum.

'Aah peki o zaman.'

Kendini yatağa yanıma attı. Bense olanları şaşkınca izliyordum. Beni yavaşça yatırdı. Sanki tüm bedenim kitlenmişti. Neden karşı koyamıyordum. Yorganı yavaşça üstümüze çekti. Bana döndü. Konuşmak istiyordum ama ağzımı açamıyordum. Bir eliyle belimden tuttu ve beni kendine çekti. Karşı koymak istiyorum ama hayır kitlenmiş gibiydim. Diğer elini saçlarımda buldum. Artık aramlzda mesafe yoktu. Burunlarımız birbirine değiyordu. Birbirimizin nefes alışverişlerini rahatlıkla duyuyorduk. Benim ki Arel'inkinin aksine hızlıydı. Gözlerini bana dikti. Parfümünün kokusu beni benden alıyordu.

Saçlarımdaki ellerini çekti ve gözlerimin kapanmasını sağladı. Artık gözlerimi bile açamıyordum. Elleri tekar saçlarıma karıştı. Belimdeki elini tekrar kendine çekti. Ahh kalbim güm güm atıyordu.

Arel'in nefesini artık tamamen tenimde hissediyordum. Dudağımın hemen kenarına öpücük kondurdu. Ürperdim.

Ardından dudaklarıma bir öpücük kondurdu. İçimde büyük bir ürperti vardı. Durdu. Hissedebiliyordum. Bir daha öptü ve ardından bir kez daha. Ah gözlerimi bir açabilsem sesim bir çıksa. Bu sefer uzun durdu. Ne yani benden karşılıkmı bekliyordu. Hadi ama bırak artık beni.

'Bekliyorum.'

Ne ?. Neyden bahsediyor bu.

'Hadi ama.'

Ne hadi. Ne diyor bu ya.

'Bunu sen istedin.'

Bir anda gıdıklamaya başladı hem kahkaha atıyor hemde yatakta hareket ediyordum.

'Ahahaha Arel Dur. Ar ahahh Are dur dur yapma.'

'Peki bir şartla.'

Ne şartı anlamında baktım.

'Öp beni.'

Ha? Yok artık.

'Tabiki de hayır. Arel farkındaysan biz kar...

'Biz kardeş falan değiliz Efulim tamammı. Bunu aklına sok.'

Bana arkasanı döndü. Galiba onu sinirlendirmiştim. Evet kardeş değildik belki ama aynı soyadlarını paylaşıyorduk.

Onu kırmıştım. Bu durumun ne gibi bir açıklaması olabilirki. Elimi kolunun üzerine uzattım. Dokunamadım.

'Arel bak ben ne diyeceğimi yani.'

Bana döndü. Gözlerini bana dikti. Aklıma direk o şarkı sözleri geldi.

'Bana öyle bakma bizi anlamıycaklar.'

Yanıma yaklaştı. Yanağıma öpücük kondurdu.

'Sevmek suçmu. Eğer suçsa ben cezamı çekmeye hazırım.'

Bana sorarsanız. Ben ve duygularım. Onu görünce kalbim hızlı hızlı çarpıyor. Kilitleniyorum sanki. Bana sarıldığında huzuru hissediyorum. Tüm bunlar ne oluyorsa o işte.

Bizim aramızda böyle birşey olamazdı. Bizim hesap vermemiz gereken annemiz ve babamız vardı.

'Hadi giyin seni bir yere götürücem.'

Yataktan kalktı. Bana öpücük atıp odadan çıktı. İstemsizce gülümsedim. Yaşadıklarım hâlâ rüya gibi geliyordu. Yüzümü yıkadıktam sonra dolabımın önüne geçtim. Ah ama okul evet annem bizim okul işlemlerimizi halledicekti. Bana haber verir düşüncesiyle siyah mini elbisemi çıkarttım altına botlarımı giydim. Saçlarımı düzleştirdim. Hafif makyaj yapıp montumu giydim. Aşağı inmeye başladım. Arel salonda elinde telefonla uğraşıyordu. Annem ve babam yoktu. İşe gitmişlerdin kesin. Arel bana doğru döndü ve dudaklarını olmamış anlamında büzdü.

'Ne? Ne bakıyorsun öyle.'

'Seni o mini elbiseyle bir yere götüreceğimimi sandın.'

Ne demek yani. Ne varmış elbisemde. Evet biraz mini olabilir ama sonuçta oda nereye gittiğimizi söylemedi ki ona göre giyinelim.

'Üstüne rahat bişeyler giyin ben arabadayım.'

Daha birşey demeden ayaklanıp çıktı. Hemen odama çıktım. Elbisemi çıkarıp dar bir jean giydim üstüne de salaş bir kazak. Montumu tekrardan giyip evden çıktım. Arel son model bir arabanın sürücü koltuğunda oturuyordu. Ne yani babam ve annem Arel'e arabamı almışlar. Arel beni baştan aşağı süzdükten sonra eliyle gel işareti yaptı. Tüm düşüncelerimden sıyrılıp arabaya yöneldim kapıyı açıp yanına oturdum. Bana bakıp gülümsedi.

'İşte şimdi olmuş.'

Ne olmuş. Ha elbisem. Sonradan anladım. Radyodan müzik açtı. Tam da o şarkı. 'Bana öyle bakma.' Aklıma yaşadıklarımız geldi. Tekrar bana baktı. Gözlerimi ondan kaçırdım. Arabayı gayet rahat ve güzel kullanıyordu.

Nereye gittiği belli olmayan bir yola girmiştik. Arel beni nereye götürecek gerçekten çok merak ediyorum..

Yeni bölüm. :) Yorumlarınızı beklerim. Sevgilerimle :) ❤

Açtığın YoldaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin