XXIX

662 89 104
                                    

⌀

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Haruto--"

"Sonunda yaptılar!" dedi kollarını benden çekip uzaklaşırken. "Sonunda sana kadar uzanabildiler ve ben ne yapabildim? Hiçbir şey!"

Sonunda gözlerindeki tek duygu öfkeye dönüştüğünde ondan böyle bir çıkış beklemediğim için şaşkındım. O ise bunu umursamadan sadece aklından geçenleri söylüyordu. "Bugün yanındaydım. Yarın olmazsam ne olacak?!"

Birden iki elimi avucum ona doğru olacak şekilde kaldırıp iki yana sallamıştım. Ne söylediğimi, ne yaptığımı bilmezken sadece susmak istemediğim için konuşmuştum. "Önemli değ--"

"Önemli değil mi?" diyerek lafımı böldü bana hayretle bakarken. "Alia, sen benimle dalga mı geçiyorsun yoksa işin ciddiyetini hala anlamadın mı?"

"Bunu çözebiliriz."

"Neyi çözeceğiz? Daha sana yaklaşmalarını engelleyemiyorum. Sana bir şey olursa ne yapacağım?"

Ona doğru uzandığım an kendini geri çektiğinde olanlar karşısında gerçekten şaşkındım.

"Sana zarar veriyorum." dedi yüzünü buruştururken. Bana doğru bir adım atacakmış gibi ayağını kaldırdı ama hemen sonrasında kendini vazgeçirip attığı adımı geri aldı. "Sana bir şey yapmasam bile zarar veriyorum. Ben bir şey yapmasam bile hayatım yüzünden zarar görüyorsun."

Böyle düşünmesini istemiyordum. Başından beri böyle düşünmesinden korkuyordum ama bunu engelleyememiştim. Kendimden eminliğimi göstermek adına sırtımı dikleştirip "Sana gitmeyeceğimi söylediğimde bunların hepsinin farkındaydım. Bunu göze almıştım." dedim.

Ama o buna daha çok sinirlenmişti.

Ellerini bir hışımla saçlarının arasından geçirirken yüzünü sıvazladı ve işaret parmağıyla beni gösterip alayla güldü ama sesindeki öfke görmezden gelinmeyecek kadar barizdi. "Ve buna rağmen yanımda kalmayı isteyecek kadar iyi niyetlisin!"

Ve sinirinin bana değil aslında kendisine olduğunu o an anladım. Bana değil kendisine söylüyordu bunları. Kendini kaybetmiş gibi görünüyordu ve sanki beni duymuyordu. Sadece diline geleni söylemekle uğraşıyordu. Ve yine kendini suçlu çıkardığı için bir anda bedenime öfke nüksetti. Zaten böyle gergin bir ortamda pek zor olmamıştı.

"Çünkü saydığın hiçbir boka katılmıyorum!"

Sesim onunkinden de yüksek çıktığında şaşırıp kalan o olmuştu. Sonunda beni duyuyor oluşuna sevinirken kaşlarımı çattım. Bir şeyleri aştığımızı sanıyordum ama şu an tek yaptığımız başa dönmekti. Haruto'nun benden uzaklaştığı zamanlara.

"Bana zarar falan vermiyorsun! Bana ne kadar iyi geldiğin hakkında bir fikrin var mı? Yok! Kötü biri olduğuna kendini o kadar inandırmışsın ki ne kadar masum biri olduğunu göremiyorsun bile! Kendinden o kadar nefret ediyorsun ki benim seni sevebileceğime inanmıyorsun! Yanında ne kadar mutlu olduğumu göremiyorsun çünkü tek odaklandığın hayatımı nasıl mahvettiğin, öyle bir şey olmamasına rağmen hem de!"

my lips ft. yours ᥫ᭡ w.harutoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin