Hastanede

5 0 0
                                    

Uzun saçları yağmurdan dolayı ıslanmış dağılmıştı ve bu onu daha çekici kılıyordu,yandan bakınca o kadar güzel görünüyordu ki resmen bir model gibiydi,boyu manken olabilecek kadar uzundu vücudu da iyiydi,gözleri hafif çekik gibiydi,yağmurda anlayamadığım göz rengini şimdi net görebiliyordum elaydı gözleri.Kaşları adeta özenle doldurulmuş gibiydi,şuanda bana o kadar çekici geliyordu ki...Bir anda bana döndü kalbim çıkacak gibiydi!Kaç dakikadır gözlerimi ondan ayırmadan onu dikizliyordum,kendimden utanmaya başladım,yanaklarımın kızardığını hissettim.Gayet sıcak gülümsemesiyle ne olduğunu anlamış gibiydi tam bir şey söyleyecekti ki,ismim okundu ve doktorun odasının yolunu tutmaya başladık,hastane yeniydi zemini çok temizdi ayna gibi parlıyordu,duvarlarının boyası da yeni gibiydi.Odaya gireceğim sırada Elias'ın bana  baktığını gördüm adeta kendisinin de girmesinden rahatsız olur muyum diye bana bakıyordu,onay almaya çalışıyordum sanırım.Kapıyı açtım ve içeri girdim,kapıyı ona da tuttum.

''İyi günler.Şikayetiniz nedir?''

''Ayağımı biraz incittim,üstüne basınca acıyor ve birazcık morardı.''Doktor nazikçe ayağımı muayene ediyordu,o sırada benim gözüm odanın içindeki eşyalara takılmıştı,odası ne çok büyük ne de çok küçüktü,sandalyesi siyahtı ve konforlu duruyordu,masasının üstünde bir çerçeve,kum saati,notluklar,kalem kutusu,kalemler ve bilgisayarı duruyordu.Odanın penceresi genişti ve hoş duruyordu karşımda büyük bir dolap vardı.

''Hafif bir ezilme olmuş,ciddi bir şey değil.Endişelenmenize gerek yok.''Yerinden kalkıp yavaşça masasına gitti ve bilgisayarını açtı,notluktan bir reçete kağıdı alıp bana vereceği şeyleri yazmaya koyuldu,o sırada gözlerim yine Elias'a kaydı bana bakıyordu sanki daha mutlu gibiydi,yavaşça gülümsedi,gülümsemesi içi ısıtan cinstendi,hayatım mahvoluyor olsa bile bana bu şekilde gülümsese her şeyin yoluna gireceğine inanabileceğim bir gülümsemeye sahipti.Doktordan reçeteyi aldım ve odadan çıktık.Telefonum çalmaya başladı arayan babamdı.

''Mel,hastaneye geldim neredesin?''

''2.Blok A kapısının girişindeyim baba.''Beni onaylayıp telefonu kapattı,Elias'a baktım tam ikimizde bir şey söyleyecektik ki Elias'ın telefonu çalmaya başladı.Telefonuna baktı ve ''Bu acil açmam lazım.'' deyip uzaklaştı.Oturaklardan birine oturup babamı beklemeye başladım,en sonunda gelmişti,çok korkmuş ve telaşlı gibiydi kahverengi gözleri korkudan büyümüştü,beyaz teni daha da beyazlamıştı.''Mel neredeydin,okulda yarım saat boyunca seni aradım,o kadar korktum ki!''Sesi yükselmişti belli ki şok içindeydi yavaşça kalktım ve omzunu sıvazladım,''Bak iyiyim baba bir sorun yok,okulda seni bekledim sende gelmeyince otobüse binmeye karar verdim ama yağmurdan dolayı önümü göremediğim için olanlar oldu...''Daha da paniklemiş gibi duruyordu hızlıca ''Hiç bir sorun yok gerçekten,sadece biraz ezilmiş korkulacak bir şey yok merak etme iyiyim,gerçekten...''Bir kaşını kaldırdı ve elini omzuma götürüp sıktı,bir daha geç kalmayacağını ekledi ve yağmurlu günlerde dışarıya tek başıma çıkamayacağım yasağını eklemeyi de unutmadı.Yavaşça çıkışa doğru yöneldik aklıma o sırada Elias geldi onu bırakmıştım,ama babama da açıklayamazdım ki...Babamla arabaya bindik,babam anahtarı yavaşça çevirdi ve arabanın motoru hırıldamaya başladı.Hastanenin otoparkından çıkarken aklımdaki tek şey yapmış olduğum büyük kabalıktı,Elias'a haber vermeden onu orada öylece bırakıp gitmiştim.O sırada üstümdeki ceketi de fark ettim,ceketi Elias'a geri vermeyi de unutmuştum...Ama çoktan evin yolunu tutmuştuk.

Evin kapısından içeri girdiğimde annem şaşırmış bir ifadeyle bana bakıyordu.

''Melissa o ceket senin mi?Öyle bir ceketinin olmadığını hatırlıyorum...''Babamda bana baktı ikisi de aynı anda cevap vermemi istiyordu o kadar meraklanmışlardı ki

''İlk önce elimi yüzümü yıkayayım sonra anlatacağım söz!''Koşarak banyoya gittim elimi yüzümü yıkadım,ceketi astım,onun gibi kokuyordu ama bu sefer boğacak kadar değildi kendi kendime güldüm.Sonra aşağıya indim.


BaloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin