1
2
... "Abi polisler geliyor" sımsıkı yumduğum gözlerimi korumalardan bir tanesinin korku dolu sesi ile açtım. Bulut Görkem'in kafasına dayadığı silahı beline koyarak, "Siktir" diyerek sahneden hızlı adımlar ile indi. "Defne arabaya koş!" Dedi tüm gücünle. Sesi o kadar gürdü ki bütün salonda belki de iki defa yankılanmıştı.Defne tüm hızı ile Arka taraftan çıkışa yönlenirken, Polis sirenlerinin sesi gittikçe yaklaşıyordu. Evren belki de bana dört ayak üzerine düşmem için bir yardım yollamıştı ? Kolumdan tutulan bir el ile Evren'in geri dönüşü olarak, şimdi kurtulda göreyim.. dediğini duyar gibi oldum. Kafamı çevirdiğimde Bulut kolumdan hunharca tutmuş çekiştirmeye çalışıyordu. "BIRAKSANA BENİ.. BIRAK BE" Kafamda hissettiğim acı ile etrafa 3 saniyeden fazla bakamadım. Ama tek duyduğum ses, Görkemin'in çırpınışlarıydı.
......Göz kapaklarımda ki ağırlık git gide artıyordu. Gözlerimi Açmak istesem de kafamda ki acı daha da belirginleşmişti. Elimi saçlarıma götürdüğümde acıyla beraber inledim. Beş saniyenin sonunda bütün olayları idrak etmeye başlamıştım. Neredeyim? Görkem'e ne oldu? Ceyda ne yaptı ? Bulut kim ? En önemlisi Görkem göz göre göre beni niye bu adamların eline teslim etti ?..
Sorular beynimde alabora oldukça kafamda ki ağrı kendini daha çok belli etmeye başladı. Gözlerim, etrafı çok net seçemiyordu. Buğulu görüş açım kapının açılma sesi ile netleşmeye başladı.Defne elinde ki su şişesi ile bana doğru geliyordu. Daha öncesinde inceleme fırsatı bulamadığım ^kumral kızı^ şimdi daha yakın ve daha net bir şekilde görüş alanımda duruyordu. Dalgalı gelen saçları göğüs hizasına kadar uzanmış, ve biraz dağılmış gözüküyordu.
Yeşil gözleri yüzümü incelerken, aslında tam da şu an birbirimizi analiz ettiğimizi anladım. Küçük burnu, uzun ve kusursuz bacakları, dolgun dudakları, yüzüne orantılı kaşları.. Her şeyi ile "güzel" kavramının karşıtıydı. Üzerinde ki şarap kırmızısı renginde olan elbise, beyaz tenine uyum sağlamıştı.
Görkem'in Defne'yi tercih etmemesi gibi bir neden yoktu. Her erkeğin isteyeceği tiplemeye sahip bir kızdı. Peki seni satabilecek kadar çok mu beğendi Elif?.
İşte iç sesime bugün ilk defa verecek bir cevabım yoktu. Beni her kötülükten koruyacak, karanlıklardan uzak tutacak sandığım adam, bugün göz göre göre birine teslim etmişti. Hiç tanımadığım içi de dışı da simsiyah birine .. yolda görsem yolumu değiştireceğime emin olduğum birine..
Karanlık ortamlardan korkup hep ışığı açarken, o ışık bugün elimde patlamıştı. Görkem ile aramızda ince çizgi vardı. Bana hep "sen çizginin beyaz kalan tarafısın Elif. Derdi. O çizgi ortadan kalkmış, beyaz ile siyah birbirine karışmıştı. Artık, ne siyah'ın kendine has zifir, al benisi vardı, ne de beyazın saflığı ve temizliği. Karışmış olan renkler asla kendi özlerine dönemeyecekti.
"Sana diyorum" Defnen'in sesi odak noktam olan gözlerinden, elinde ki suya odaklandı. Gözlerim etrafa bakındığında, camı bile olmayan karanlık bir oda da sadece kapının aralık olduğu kısımdan içeriye küçük bir ışık geliyordu. Ne zamandır düşünüyordum bilmiyorum, ama bana asırlar gibi gelmişti.
"İstemiyorum su falan. Çıkar beni burdan Allah aşkına bırakın beni!"
Boğazlarım su diye kavrulurken tek istediğim şey buradan çıkmak ve evime dönmekti. Hatta mümkün olsa, bu günü tekrar yaşamak isterdim. Ceyda ile o mekana gitmemek, hatta 3 yıl öncesinde dönüp, Görkem'i hiç tanımamak.
Kararlarım, yaşadığımı hayatın gidişatını değiştiriyordu. Ve ben yanlış kararlar vererek yanlış bir hayat yaşıyordum. Yanlışlarımla doğruyu bulamıyordum, hatalarımın bana bir mükafatı olmuyordu. Tecrübe katmıyordu. Sadece kendimi çıkmaza sokuyordum. Hiç bir zaman gün yüzüne çıkamadığım bir çıkmaza ..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüme 3 Saniye
Teen Fiction•TANITIMA Hikayenin içerisinden ekleme yapılmıştır•. SANA DİYORUM. NİYE CEVAP VERMİYORSUN?" Kulağıma yaklaşarak "ÖZÜR DİLERİM" dedi. Ne için özür diliyordu? Benim tanıdığım Görkem asla özür dilemezdi. Beni çoğu zaman kırmış olsa bile bundan haber...