•eighteen'

1K 125 22
                                    

San kapının açılmasını beklerken telefonunu sessize alıp cebine koydu. Şu an için kimsenin onu rahatsız etmesini istemiyordu. Zaten yeterince zor bir geceydi.

Saniyeler sonra kapı açıldı ve Wooyoung görüldü. Wooyoung, San'ın kolundan tutup içeriye girmesini sağladıktan sonra kapattı kapıyı. San anında derin bir nefes bırakıp, kollarını Wooyoung'un beline doladığında gözleri dolmuştu. Tıpkı canı yandığı zaman ağlamayıp, daha sonra annesini görünce ağlayan küçük çocuklar gibi.

Wooyoung da kollarını boynuna sarmış, San'ın ensesini usulca okşamıştı. İçten içe ona biraz kırgın hissediyordu ama yine de bu gece yanında olmalıydı.

Sürekli Yeosang'ı kurtarmak için bunları yaptığına, o haberlerden vazgeçtiğine inanamıyordu Wooyoung. Alacağı terfilerin hepsini San için elinin tersiyle itiyordu. San, onun hayatındaki en değerli insandı. Eskiden beri bu böyleydi. Ama şimdi o hissin yanına bir de aşk eklenince, Wooyoung'un onun için bunlardan vazgeçmesi kaçınılmazdı.

Bir süre kapının önünde sarılı durduklarında ilk ayrılan Wooyoung olmuş, kollarını sakince ayırmıştı sevgilisinden. San, Wooyoung'dan ayrılır ayrılmaz dolu gözlerini sildi. Wooyoung elinden tutup içeriye çektiğinde birlikte salona girdiler. San anında sevgilisinin göğsüne sokulduğunda, Wooyoung gülümseyip şefkatle saçlarını okşamaya başlamıştı. "İyi misin?"

San bu soruyu düşündü. İyi miydi? En güvendiği iki arkadaşının onun ne kadar yıprandığını görmesine ve bilmesine rağmen, bu oyuna devam ettiklerini öğrenmişti. Ama ikisinin de kendince haklı sebepleri vardı. Yunho arkadaşı Seonghwa'yı korumak istemişti, Yeosang ise aşık olmuştu. Bu durumda ikisine de kızamıyordu. Peki kime kızmalıydı San? Ne hissetmesi gerektiğini ve ne hissettiğini bilmiyordu. Bu yüzden "bilmiyorum" diye mırıldandı.

Wooyoung, San'ın çenesinden tutup kendisine dönmesini sağladığında dudaklarını birleştirip şefkat dolu bir öpüşmenin içine çekti onu. Son olarak alt dudağına sesli bir öpücük kondurup geri çekildi.

"Anlatmak ister misin?"

San anlatmak istiyordu ama şu an o gücü kendinde bulamıyordu. Tek istediği sevgilisinin kolları arasında bu yorucu günün acısını çıkarmak, birazcık huzur bulmaktı. "Anlatacağım ama şu an değil. Senden tekrar böyle bir şey istediğim için üzgünüm Woo. Ama o fotoğraf yayınlanırsa, Seonghwa ve Yeosang işini kaybedebilirdi."

Wooyoung bir şey demek yerine sakince başını salladı. Wooyoung'un ne kadar inatçı ve gözü pek bir gazeteci olduğu herkes tarafından bilinirdi. Kimse için bir haberi, özellikle kendisine büyük fayda sağlayacak bir haberi bırakmazdı. Ama San farklıydı işte. Onun karşısında tamamen savunmasızdı.

San, Wooyoung'un bir şey dememesi üzerine içten içe kötü hissederken tekrar göğsüne yattı. Bir eliyle belini okşarken, "teşekkür ederim, seni çok seviyorum" diye mırıldandı.

Wooyoung birkaç saniye sessiz kalsa da derin bir iç çekip San'ın saçlarına öpücükler kondurmuştu. "Ben de, ben de seni seviyorum."

Daha sonra kendisinin bile zor duyacağı bir sesle mırıldandı. "Seni seviyorum ve bu kendimden vazgeçmeme bile değer."

***
biliyorum kısa bir bölüm oldu ama bugün içinde 1 bölüm daha gelecek. önce biraz ders çalışmam lazım dostlarım 😔

 önce biraz ders çalışmam lazım dostlarım 😔

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

22 Nisan 2021🌈

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

22 Nisan 2021
🌈

curious || woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin