Herkese uzun bir aradan sonra "Helloooo " diyorum , umarım herkes çok çok iyidir 💘
Size güzel mi güzel bir bölüm ile geldim 😍 yazarken mutlu olduğum bir bölüm oldu ve inanıyorum ki sizinde beğeneceğiniz bir bölüm olacak
Çok uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum
İyi okumalar 💕💕💕💕
Işte tam o an nefesim kesildi , boğazımdaki yumru nefes almamı engelliyordu , ismini duymamla nereye koyacağımı bilmedigim titreyen ellerimi birleştirdim , ayaklarim geri adım atıyordu kaçmak ister gibi , kaçmak mı istiyordum gerçekten ? bu mümkün müydü ?
Yillardir görmediğim ilk aşkım , tek aşkım Klaus Mikealson aşağadaydı , birden bedenimi bir heyecan kapladı , bir yanim onu görmek için can atiyordu diğer yanım ise korkuyordu , hızlı adımlarla merdivenlere doğru yöneldim ve basamağın başında durdum , Ne yapiyordum ? 1 asır görmediğim adam'a ne demeyi bekliyordum ki ?
Kendimle tartışırken kizlar yanima gelmişti bile , Hepsi yüzüme üzgün bakarak ilerlemeye başladı Lydia hariç , o sırtımı sıvazladıktan sonra kafasını omuzuma yasladi .
" Bundan kaçış yok Chloé , biliyorsun değil mi ?"
Hakliydi , bu yüzden derin nefes aldim ve aşağa inmeye başladim.
Klaus çoktan içeri girmişti ve hararetli bir şekilde konuşuyordu , ne söylediğine odaklanamiyordum kafam sesinin tınısına takılmıştı , insan bir sesi özler miydi ? Uzun yillardir duymamama rağmen hala sesini hatirlamak beni sevindirmişti.
Sesler yükselirken basamaklarin sonuna kadar gelmiştim fakat daha fazla ilerleyemedim put gibi duruyordum , o karşımdaydi , sırtı bana dönük bir şekilde duruyordu , hararetli bir şekilde konuştuğu halde birden sesi kesildi ve bir kaç saniye hiç kıpırdamadan öylece durdu , sanki hissetmiş gibi , beni hissetmiş gibi.
Yavaş adımlarla bana doğru döndü ve ben bir asır sonra o mavi gözlerle karşılaştım , yüzünde şaşkın bir ifade vardi , bir kaç adım geriledi ,koyu pembe dudaklarından bir kaç sözcük döküldü fakat "insani" kulaklarim ne dediğini anlayamamıştı , gözlerini bir kaç saniyeliğine kapatip tekrar açtı emin olmak ister gibi , gözleri bir an parladi ve bana doğru kocaman bir adım atacakken aklina birşey gelmiş olacak ki hızla arkasini döndü
"Gerçek değil , değil mi ? bana nasıl bir oyun oynuyorsunuz ?" dedi sesini düz tutmaya çalışarak
" Paranoyak Klaus'a hoşgeldin diyin" dedi Damon viskisinden bir yudum alarak.
"Gördüklerin tamamen gerçek Klaus , o Chloé Carter" dedi Stefan kardeşine nazaran ciddi bir şekilde.
Klaus , Stefan'in sözüne ikna olmuşcasına bir kez daha bana doğru döndü ve tek adim'da vampir gücünü kullanarak yanima ulaştı
"Bu imkansiz sen öldün" diye mırıldandı kendisini ikna etmek ister gibi,gözleri yüzümün her bir yanini talan ediyordu , bakışları içime işliyordu sanki,
"Bir mucize olmuştur belki ?" sesim titrek ve kisik cıkmıştı, vampir olmasa muhtemelen duyamazdi .
Ne olduğunu anlamadan beni hızla kollarina aldi o kadar çok sıkıyordu ki cılız bedenim kollarinda kayboluyordu , yillardir bu anı bekliyormuş gibi kollarimi boynuna doladim ve bir kaç dakika öylece kaldık , etrafimizda kimse yokmuş gibi , sanki hiç ayrilmamiş gibi .
Bergamot ve Vanilya karışımı kokusunu içime iyice cektim , bir daha ve bir daha . Bu an hiç bitmesin istiyordum fakat unuttuğum bir şey vardi , her güzel an'ın bir sonu vardi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"HUNTER " (klaus mikaelson)
FanficHunter 2, Avci ailesinden olan Chloé Carter ve tek aşkı Klaus Mikaelson'un hikayesi. Bir hikaye'de toplanmış Kurtlar , cadilar , vampir ve avcilar . Bu hikaye Teen Wolf&The vampire diaries ve The originals'i bir araya getiriyor okumaya hazir misin...