~ KAPINA GELDİM ~

DUR DURAK BILMEYEN SEVILME IHTIYACI

Dedeman babası , Osmanlı'nın son döneminde Ermeni asıllı bir aile olarak Istanbul'un elitleri içinde yer almış, hem siyasette  hem de ekonomide hatırı sayılır bir yer edinmiştir. Dedemi müslüman bir ailenin kimsesiz ve güzel bir kızıyla evlendirerek görkemli bir düğün yapmışlardı.
Gelin hanıma da bu evlilik öncesi şart koymuşlar " Sen artık bir ermenisin, Müslümanlıkla bildiğin herseyi unut!" diye.
Zaten yetimhanede büyüyen o gariban da her isteklerine boyun eğerek , bir Ermeni gibi yaşamaya başlamıştı. Içinde bir türlü sönmeyen iman ateşi, sessiz sessiz yanmaya devam etmişti.
     Bir Ermeni hastanesinde son nefesini verirken, basucunda ki rahibeye yalvarmisti:
-bana Kur'ân-ı Kerim bul, ben Rabbim in huzuruna bu kutsal kitapla çıkmak istiyorum, demişti. Rahibe, kendisinin de Müslümanlığı nı korkudan gizleyen bir insan olduğunu söyleyerek , eline küçük bir Kur'an-ı Kerim tutuşturmustu.
Sinesine bastırdığı Kur'ân-ı Kerim'le, sevinç gözyaşlarını içine alınmış, fersiz dudaklarından sehadet sözleri döküle döküle Rabbine kanat çırpmıştı.
Çok zengin olan dedem, babamı eğitim alması için Fransa'ya göndermişti.
Eğitimini, görgüsünü ve hayat biçimini Fransa'da tamamladı. Ekonomi , siyaset ve işletme alanlarında kendini yetistirmisti. Dedemin istanbuldaki şirketlerinden birinin başına geçmişti.
  Kısa bir süre sonra dedem, bir kalp krizi nedeniyle hayata veda edince , genç tecrübesiz yaşına rağmen babam, tüm şirketlerin yönetimini ele almıştı.
  Asi, ön yargılı ve sert bir mizaha sahip olan babam, önceleri çok zorlanmiş şirketleri yönetmekten ama sonraları da etrafına topladığı profesyonel çalışanlarla birlikte , o günlerin önde gelen zenginleri arasına girmişti.
Dört dil bilmesi , iletişim  siyaset ve ekonomi konularında eğitim alması ve bu alanlara özel bir ilgi duyması emsalleri içinde ön plana çıkmasında büyük bir avantaj sağlamıştı.
  Fransa'da yetiştiği ortamın gereği, büsbütün inanç değerlerin den uzaklaşarak , dinî çevrelere karşı içinde nefret duyacak kadar radikallesmisti.bu hali , içki, kumar ve kadın düşkünlüğü gibi bir takım batakhanelerle daha fazla iç içe olmasında zemin hazırlamıştı.
Merhamet ve vicdan gibi duyguları bir zaaf olarak kabul eden , tavizsiz ve Hoşgörüsüz bir yönetimle , otoriter yönü ön planda olan babam , gece hayatının olması nedeniyle de zaman zaman zor durumda kalır mış.
   Evliliği kendine bir yük ve özgürlüğü önünde bir engel gördüğü için kırk yaşına kadar , onlarca kadın ve kızla düşüp kalkmış. Ama bir iş adamına böyle bir hayatın yakışmadığı ikazları ve baskıları karşısında göstermelik bir evlilik yapmış güzelliğiyle çevresinde ilgi odağı olan bir Çerkez kızıyla...