Keyifli okumalar~~~~~~~~~~
Bölüm şarkısı
Sertab Erener - Farzet 🎶
~~~~~~~~~
Son iki haftadır bulmacanın parçalarını birleştirmeye çalışırken onca zaman her şey gözümün önündeymiş. Benim Chanyeol'um. Gerçekten de o. Tüm o ne yapacağını tahmin etme çabalarım ve endişelerimde, her oralarda, uzanabileceğim yakınlıktaymış. Bir sıra önde, solda. Koridordan kafam bir dünya, bunun tam olarak ne anlama geldiğini bulmaya çalışarak yürürken fen binasındaki bir kapıda Sehun'un dalgaları gözüme çarptı ve bakmak için durdum.
Sehun, üzerinde World of Warcraft tişörtü olan bir çocuğa hararetle, "Jongho," dedi. "Bunu başka nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Dinozorların varlığı hiçbir şekilde ejderhaların da bir zamanlar aramızda dolaştığını kanıtlamaz."
"Senden sadece bunu kabul etmeni istiyorum çünkü henüz hiçbir kemik bulunmamış olması onların sadece mitolojik yaratıklar olduğu anlamına gelmez!" Jongho tabii ki terli olan ellerini ovuşturdu. "Geçen hafta sana gösterdiğim, Romanya'daki yanmış kalıntıları nasıl açıklayacaksın?"
"Bana bir kanat kemiği göster, sonra konuşalım," dedi Sehun başından savarcasına. Sonra beni fark etti. "Ortaçağ güzellerinden bahsetmişken." Sırıttı.
Gülümsedim. "Benim için durmayın, bu konu kulağa enteresan geliyor."
Oliver, "Bitiriyorduk zaten," dedi. "Haftalık Taht Oyunları Hayran Kulübümüz bu." Sınıfta tek kişi olduğunu şimdi fark ettiğim Jongho'yu gösterdi. "Jongho, Baekhyun ile tanış. Şu an söylemek için çok erken ama ben onun ilk eşim olacağından eminim."
Jongho kollarını göğsünde birleştirdi. "Sehun'un sevgililerini almıyoruz."
"Onların katılmasına izin veriyoruz, Jongho," dedi Sehun. "Sadece onların hiçbiri bize katılmak istemiyor."
...
İki tekerlekli araçlarımıza doğru yürürken, "Cuma günü bir parti veriyorum," dedi Sehun. "Annemle babam şehir dışında... yine."
"Jongho'yu davet etmek istemedin mi?" dedim inanılmaz bir şeymiş gibi dalga geçerek. "Oysaki ne kadar da arkadaş canlısı görünüyor!"
"Ah, Jongho'yu davet ettim," dedi Sehun. "Partilerime herkes davetlidir. O lise ayrımcılığını yapmam ben. Bazırları gibi..."
Chanyeol'un, Hongjoong'un yanında, eşit derecede ürkek ve sıkkın davrandığı yere doğru baktı. Ona her şeyin gerçek olduğunu bilerek ilk kez baktığım an kalp atışlarım hızlandı. Bunların hepsi gerçekti. Sonra benimle göz göze geldi ve ben yine hemen başımı eğip yola baktım.
Sehun anahtarlığını çıkarıp kaykayının kilidini Porsche'muş gibi bip-bip diye açarken, "Park," dedi. Ya ortamdaki gerginliğin farkında değildi ya da sadece kibarlık yapıyordu ve bu kişi Sehun olduğu için bunun nedeni yüksek ihtimalle kibarlığıydı. "Ben de Baekhyun'a parti vereceğimi ve ayrımcı biri olmadığım için senin gibilerin de gelebileceğini söylüyordum."
"Cömertliğin için teşekkürler," dedi Chanyeol.
"Eee, gelecek misin Baekhyun?" Sehun, Chanyeol'u umursamadı. "Cuma günü. İstersen erken gel, biraz yalnız vakit geçiririz." Chanyeol'e baktı ve kaykayına binip gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just A Dream || ChanBaek
Teen Fiction"Yakında görüşürüz," dedim. Bu bize özgü, birbirimizi yeniden bulacağımızı düşündüren, neredeyse batıl bir alışkanlıktı. "Yakında görüşürüz," dedi sonunda içini çekerek ve gözlerim yavaşça kapandı. ----- Başlangıç Tarihi : 27 Haziran 2020 ----- Bu h...