Bölüm 8:NEDEN

94 4 0
                                    

       

         Sabah kalktım.Saat yaklaşık 5 veya 6 ydı.Beyaz Çarşafa bağlanmış şekilde önümde duran kardeşlerime bakıyordum.Neden onlar ölmüştü ki.Artık kimsem kalmamıştı.Yaşamak için bir sebeb yoktu.Onlar daha küçücüktü ne yapabilirdi ki o aşşalık zombilere.Artık o aylaklarda nefret ediyordum.Annemi ve kardeşlerimi benden almışlardı.Duvarın dibinde otururken bir anda ayağa fırladım.Çarşaba sarılı olan kardeşlerimi gördükçe içim yanıyor ve ağlıyordum.Artık onları gömmeiydim.Kalktım ve iki kardeşimide arka bahçeye götürdüm.Toprağı kazmaya başladım.YAKLAŞIK 30 dakika sonra işim bitti ve kardeşlerimi gömdüm.Mezarlarının başına oturdum ve millet kalkana kadar onların başında durdum.Koruyamamıştım onları.En çokta bu üzüyordu beni.


--------------------------------------------------

Misha'nın dilinden;

    Sabah herkes kalkmıştı.Kapıyı bir koltuk yoluyla kapatmıştım.Sabah kalktığımda kapı yarı açıktı.Bir an kormuştum.Hemen bizimkilere baktım , hala uyuyolardı.Abraham'ın odasına gelince ne Abraham nede kız kardeşleri vardı.Endişeliydim.Hemen dışarı çıktım.Arka bahçeye doğru sessizce yürüdüm.Abraham'ı görmüştüm.Kardeşlerini gömmüş,başlarında bekliyordu.Bu beni korkutmuştu.Usulca yanına doğru yanaştım kısık bir sesle''Abraham..''Ses yoktu.Dizlerini başına kadar çekmiş ve elleriylede bağlamıştı bacaklarını.Öylece kardeşlerine bakıyordu.Biraz daha yakınlaşarak yanına oturdum.

''Abraham kendini toparlamalısın.Zor bi durum fakat zamanı gelince hepimiz öleceğiz.''Uzun bir sessizlikten sonra istifini bozmadan:
''Onlar daha çok küçüktü Misha.Neden ben değilde onlar''dedi ağlak ve kısık birsesle.
''Tanrı sevdiklerini erken yanına alır dostum.Şimdi kalk ve içeri geçelim.Sonrada ne yapacağımızı düşünürüz''dedim ve Abrahamı kaldırdım.İçeriye girmeye hazırlanıyoduk.Geçekten perişan görünüyordu...

-----------------------------------------------------
   Misha'nın beni uyarmasıyla toparandım ve ayağa kalktım.Üzgünlüğüm şişkin gözlerimden belli ouyordu.Kalacak yer ayarlamamız gerekti.Çünkü ev artık tekin ve güvenilirbir yer olmamıştı.Eşyaları , malzemeleri,silahları herşeyi toplayarak karavana attık.Direksiyona Cris geçti.Benim durumum ortada o gecedende Patric'te yaralar vardı.Herkes o gece ne oldu merak ediyordu.Misha,Tres'e dönerek
''Tres,size o gece ne oldu?Nasıl kaçırıldınız?''
Karavanda meraklı gözlerle herkes ona bakıyordu.
''Biz evleri ararken,dışarıda sesler geldi.Gidip dılşarı baktım.Kimse yoktu.Evi aradık ve dışarı çıktık.O sırada çalıların arasından bir ses daha geldi ve hemen bir evin arkasına koştuk.Bir adam çalılıklardan çıkıverdi ve yardım edin diye bağırdı.Biz tam adamın yanına gidecekken arkadan bir kurşun ve beng adam kafasından vurudu.''Şaşkın gözlerle herkes Tresh'i dinliyordu.

''Tekrar yerimize geri döndük ve adama ateş ettik.O anki heyecanla tetiğe bastım.Adamla biraz çetıştıktan sonra Patric adamı vurdu.Sonrasında adamın yanına gittik ve adam ölmüştü.Kafasından vurmuş Patric.Tam adamın silehını falan alcakken arkamda soğuk namluyu hissettim.Kalın ve korkutucu şekilde bize eğilin diye emir verdi.Sonrasında bir iğneyle bayılttı.Gözlerimizi açtığımızda askeri üs gibi biyerdeydik.Çok sağlam korunuyor.Biz ayılınca adam Patrıc'e inanılmaz bir şekilde vuruyordu.Vururken de ''Sen benim oğlumu öldürdün demek.Bu odadan sağ çıkmayacaksınız.''diyerek vurmaya devam ediyordu.Burda birkaç tane daha bizim gibi insanlar vardı.Onlarıda vahşi şekilde öldürüp aylaklara atıyolardı.Bazılarınıda kötü amelleri için kullanıyolardı.Eğer siz gelmeseydiniz ya aylaklara hem olacaktık yada...''diyip sustu.''Eminim ki dostum eğer sizin bizi kaçırdığınızı anlarsa sonumuz kötü olabilir''diyerek ortamı dahada gerdi.Kalacak yer bulmamız gerekti.Malzememizde fazla yetmezdi.Arabayla yolculuk 3-4 saat sürdükten sonra benzin bitti.Misha bundan sonrasını yeni araba bulana kadar yaya olarak gideceğimizi söyledi.Saat tahminen öğleden sonraydı.Hava 2 saate kararmaya başlardı bu yüzden çabuk olmalıydık.Ormanın içinden beri gidiyorduk.Önümüze çıkan aylakları ben hallediyordum.Çünkü onlardan nefret ediyordum.Biraz daha gittikten sonra evimize 4 tarafıda duvarlara kaplı bir korunaklı küçük , 5-6 ev olan bir yer  çıktı.İşte kalacak yer burası olabilirdi.Kaşlarım çatık,gözlerim şiş bir şekilde ''İçeriye bakmamız gerek.Temizse kalabilriz.Değilsede temizleriz''Diyerek kararlı bir şekilde konuştum.Duvardan beri içeriye ulaştık.Site gibi olan yerde sokaklar boştu.Elimize silahları alarak evlere bekmaya karar verdik.Kadın ve çocuklarada bıçak vererek bizi takip etmelerini söyedik.Yavaş yavaş içeriye girmeye başladık.Yaklaşık yarım düzine aylak öldürdükten sonra her evde temizdi.Büyük ve konaklanacak bi ev seçerek oraya yerleştik.Herkes yorgun düşmüştü.Evde erzak olarak konservede yiyecekler vardı.

Onları da düzenleyip evi yaşanacak bi hale getirdik.Aklım hala kardeşlerimdeydi.Onları koruyamamştım.Bu duygu beni deliye çeviriyordu.Nereye baksam kardeşlerimi görüyorum.Biraz dalsam veya gözlerimi kapatsam gözümün önüne geliyordu.Lavaboya gidip elime yüzüme su serptim.Kafamı çevirdim ve banyo kabininin içinde haraket eden biri vardı.Kılıfından bıçağı çıkardım.Duşa kabinin kapağını açtım ve karşımda,küvette birikmiş suyun etkisiyle eti yumuşacık olmuş bir aylak vardı.Bıçağı kafasına saplayarak acısına son verdim.Elimi yüzümü yıkadıktan sonra bizimkilerin yanına geçtim.Konuşuyorlardı fakat ben azımı bile açmıyordum.Bana bakıyorlardı hepsi birden.Mutfağa doğru gidip dolabı açtım.İşte aradığım kan bu.Dolabın içinde sırayla dizilmiş biraları gördüm.2-3 tane alarak kenara çekildim.''Evet şimdi napacağız?Kalacakmıyız burda?''diyerek sessizliğimi bozdum.Böyle devam edersem grubunda huzurunu bozabilirdim.Misha bana doğru bakarak:Burda kalmayı planlıyoruz.Dinleneceğiz.Seninde dinlenmen gerek.''diyerek cevapladı.''Tamam o zaman Misha ben üst kattayım''diyerek biralarla birikte yukarı çıktım.Akşam olmuştu herkes bi yerde sızıp kalmıştı.Bende yatağa uzanıp biralarımı yudumluyordum.O sırada merdivenden ayak sesleri gelmeye başladı.Alkolün etkisiyle yerden kalkacak halim yoktu.Gelen Natalia'ydı.Çok sexi bir kızdı.Yanıma gelerek''Kendini toparlamalısım Abraham.Seni böyle görmek beni üzüyor.Lütfen toparlan.''diyerek bana bir gülümseme attı.Bende ona hem alkölün hemde baş ağrımın etkisiyle gülümsedim zorda olsa.

         ''Çok üzgünüm Natalia.Kız kardeşlerimi koruyamadım.Onlar benim en değerlilerimdi.Ama artık yoklar.''dedim ve gözlerim doldu.
''Haklısın Abraham.Seni anlıyorum.Benimde kardeşlerim küçükken ölmüştü.''dedi ve şaşırmıştım.Oda benim gibiydi.Ona gülümseyerek''GÜÇLÜ KALMALIYIZ''dedim ve bana sarıldı.Bende ona sarıldım.Biranda dudağı benim dudağıma yapıştı.Öpüşmeye başladık.Kafam zaten güzeldi ve ona engel olamıyordum.Elim istemsizce tişörtünün altından beri göğüslerine gidiyordu.Bunu yapmamız ne kadar doğru olurdu bilmiyorum ama kendime engel olamıyordum.

Bölüm sonu

Ölülerin ŞafağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin