Boşver

55 4 3
                                    

Heyoooooo nabersiniz saolun bende iyiyim sjsjsjMultimedyada Dila var bu bölüm kim olduğunu öğreneceksiniz.
İyi Okumalar
****
Güneş yavaşça çarparken yüzüme uyanmamak için dirensemde gökyüzüne her halinden belli oluyordu yeni gün doğmuştu bile artık çok geçti uyanma vakti.Gözlerimi kırpıştırarak açtım ve yatağa oturdum telime telefonumu aldım saat daha 9'du kendime işgence çektirmek için bile erken bir saat ne yapacağımı düşündüm ve güzel bir fikir buldum sahil boyunda koşmak kulağa eğlenceli geliyordu Siyah kalın bir tayt,kısa kollu siyah bir thsirt,kalın bir kapşunlu hırka ve onun üztüne de şişme bir yelek giydim kulaklıklarımı telefonuma takıp spor ayakkabılarımı da almayı ihmal etmeyerek aşağı indim uyunırlarsa bizimkiler merak etmesinler diye yürüyüşe çıktığıma dair bir not yazıp masanın üstüne bıraktım kapıyı yavaşça açmama rağmen bir anda soğuk hava yüzüme çarptı ve acı acı genzimden geçti tam vazgeçmek üzereydim ki nolcak dedim kendi kendime en fazla biraz üşürdüm sadece.Yavaş bir tempoda koşarken aynı zamanda da etrafı inceliyordum hava biraz kapalıydı ve soğuktu ama yağmur yağacak gibi durmuyordu biraz koştuktan sonra sahile vardım bir kayanın üstüne oturup biraz dinlendikten sonra yine koşmaya başladım koştum koştum ta ki Pars'a çarpana kadar evet yine çocuğa bodoslama girdim evet yine ben.Ama bu sefer biraz daha sert girmiştim çarpmanın etkisiyle kendimi yumşak kumlara bıraktım ama kumlar sandığım kadar yumşak değilmiş ki popom acıdı acıyla yüzümü buruşturunca dalga geçercesine sırıttı Pars ve "Noldu çok mu kötü düştün?"dedi alayla işte o an aklıma gelen bir fikir benim alay etmemi sağlayabilirdi olayların yönü değişebilirdi hazır kimsede yokken biraz ona boş boş baktım yüzündeki sırıtık ifade yavaş yavaş yerini endişeye bırakırken ben de kalkmaya çalışır gibi yapıp kendimi yine kumlara bıraktım ve gözlerimi sımsıkı kapattım işte başlıyoruz
"Deniz şaka yapmanın sırası değil.Deniz beni duyuyor musun?!Deniz?!"
kafamı yavaşça bir elin kavradığını hissettim ve bir anda yerle olan ilişkim kesildi beni kucağına almıştı hoş kokusu dolarken burnuma daha yürümeye başlamamışken içimde tuttuğum kahkahayı bir anda bıraktım kendime bile şaşırarak ben Deniz Çağlar daha yenilerde tanıştığım birine şaka yapmış üstüne kahkaha atmıştım ilginç.
"Beni...Beni ne kadar.."
"ya şaka yapmak istemiştim özür dilerim"
"Beni..cidden beni ne kadar..bu nasıl bir şakaydı!"
"Bana bağırma!"
"Bağırırsam duyguların mı incinir küçük hanım şımarık mısın nesin böyle şaka mı olur!?"
"Birincisi benim duygularım senin tahmin edemiyeceğin kadar incindi zaten bağırman sadece beni rahatsız etti,ikincisi ben şımarık değilim hiçbir zaman olmadım olmayacağım da,üçüncüsü ben de sana şaka yapmak nerden esti bilmiyorum sadece bir an da oldu sadece seni kendime yakın hissettim,dördüncüsü yanılmışım."
"Sen beni ne kadar...."
"Sen beni ne kadar ne!?"
"Neyse boşver,gözlerini de sil ağlayan kızları görmeye dayanamam"
o an istemsizce yanağıma gitti elim ıslaklık vardı ama çok değil sadece bir şaka yüzünden bunların olması duvarlarımı bir kat daha örmem gerektiğini söylemişti bana adeta,koşarak yanından geçtim ve eve kadar durmadan koştum genzimin yanması,soğuk havanın içime işlemesi ve iğne gibi batışı bile durduramamıştı eve girince bizimkilerin uyanmamış olmaları işime geldiğinden notu çöpe attım büyük umatlarla çıktığım kapıdan büyük hayal kırıklıklarıyla dönmüştüm odama çıkıp aynaya baktığımda ise tek farkettiğim şey artık ağlamıyor olmamdı ağlamaya bile fazla yorgundum yatağıma girip uykuya dalmak istedim ama yapamadım gerçek dünya üzerindeki bir kabustan kaçabilmek için kendi düş alemimdeki kabuslara katlanabilir miydim?belki evet belki hayır ama ağlayarak uyanacağımı bile bile neden ağlamaktan vazgeçip uyuyacaktım ki?kendime çelişirken aklıma gelen fikirle hemen banyoya koştum Uzay'ın eskiden kalmış rahat 2-3 saat uyutan sakinleştiricileri hemen elime 3-5 tane doldurdum fakat hepsini bir anda yutmadım ölmek istesem öyle yapardım ama şuan ihtiyacım olan tek şey biraz uyumak kendimde olmadan uyumaktı,elime aldığım sakinleştiricilerden iki tanesini yutup diğerlerini komidine koydum yarım saat sonrasında artık gözkapaklarım ağırlaşmaya başım dönmeye ve gözlerim kararmaya başladığında kendimi yatağa attım ve üstümü örttüm beni uyuyo sansınlar diye...
***
~Uzay'dan~
"Anlayamıyorum niye sakinleştirici içtin ki sen kaç tane içtiğini de ne zaman uyanacağını da bilmiyoruz be güzelim"dedim sinirle ellerimi saçlarıma geçirirken sabah Irmak uyanmış beni de uyandırmıştı Deniz'e kahvaltı hazırlayalım demiş ve hazırlamıştık fakat Irmak yukarıya Deniz'i uyandırmaya çalıştığında uyanmamıştı ve Irmak beni çağırmıştı,gece onu biz yatırıp o uyuduktan 3 saat sonra uyumuştuk nefes alıyordu fakat niye uyanmıyordu derken komidindeki sakinleştiricileri bulmuş ve bir nebze rahatlayabilmiştim.
"Ne demek bekliyeceğiz ne demek?!"dedim yine sinirle Deniz'in doktoru beklemeniz lazım ilaçların etkisi gittiğinde kendisi uyanacaktır sadece siz sürekli başında olmalı ve değişik bir durum görülürse 112'yi sonrada beni aramalısınız cidden önemli olabilir diye saçma şeyler söylemişti ama değişik bir şey olmayacaktı Deniz'in kılına dahi bir şey olmayacaktı gerekirse uyanana kadar başında bekler ben uyumazdım ama ona yine de bir şey olamazdı.
****
(Hala Uzay'dan)
4 Saat sonrasında Deniz yavaşça kıpırdanmaya nefesindeki düzen bozulmaya başlamıştı gözlerini zar zor araladığında hemen yanına koşup elini tuttum Irmak çoktan uyuya kalmıştı beklerken elini sıkıca tuttum ağzını açıp bir şeyler geveledi fakat anlamadığımı söyledim o ise eliyle 2 yaptı demekki 2 tane içmişti elini bırakmadan telefona sarılıp doktoru aradım doktorsa iki tane olduğu için sadece baş ağrısı yorgunluk ve sürekli uyku halinin gerçekleşeceğini söyleyince içimdeki ateş bir anda söndü o iyiydi ona bir şey olmayacaktı ama sadece uyumak için neden böyle bir şey yapmıştı?Öğrenecektim ama şimdi değil bugün boyunca onu uyandırmayacaktım artık.
***
Gözlerimi yavaşça aralamaya çalıştığımda üzerimdeki ağır yorgunluk izin vermedi buna veremedi elimin sıcak olduğunu hissettiğimde zaten düşmüş olan başımı biraz daha hareket ettirdim ve bu elin Uzay'a ait olduğunu gördüm benim kıpırdandığımı hissetmiş olacak ki aniden oturarak uyuya kaldıpı sandalyeden zıpladı ve benim açık olmaya çalışan gözlerimi görünce gülümsedi"Hala mı uykudan korkuyorsun?"diye bir soru yönelttiğinde cevap vermek için ağzımı açsamda sözcükler kelimeler dökülemedi ağzımdan başımı evet anlamında sallamakla yetindim duvar saatine bakınca saatin gece 2.30 olduğunu gördüm Uzay'a kısaca "G..it uuyu"diyebildim o ise zaten ayakta uyuyordu gitti bense sonunda dayanamadım ve karanlık uykuya testlim oldum.
****
"okula gelmeyeceksin!"diye bağırdı Uzay zaten yarım saattir diretiyordum bi faydası olmamıştı"Tamam"dedim bıkkınlıkla ve bizimkileri gönderince yatıp televizyon izlemeye başladım saatler geçiyor bense bulduğum yabancı dizileri izliyordum ve birden telefonum çalmaya başladı arayan Pars'tı açmadım ama o mesaj attı"İyi misin?Neden böyle bir şey yaptın?Çınar anlattı"mesaja da cevap vermeyecektim zaten Uzaylar okuldan gelince Irmak beni kolumu koparırcasına çekerek odama sürüklemeye başladı odama gelince elimi bırakıp dolabı karıştırmaya başladı çıkardığı siyah mini dar elbiseyi bana fırlattı ve giymemi söyledi"Niye"dedim aynada kırmızı gözlerime ve mor gözaltlarıma bakarken cevap geçikmedi"Çünkü giy"dedi onu kırmak istemediğimden giydim beni önüne oturttu ve saçlarıma dalgalar verdi sonrasında da saçlarımı hafifçe ensemde tutturup salaş bir topuz yaptı aslında hoş olmuştum fakat aynaya bakınca bir şey eksikti ben ben gibi değildim dolabımı açtım ve siyah deri bir şort üzerine yarım beyaz bir thsirt onun üztüne de bir kot bir ceket giydim işte şimdi kendime benzemiştim Irmak beğenmişçesine başını salladı ve bana makyaj yapmak isteyince hayır dedim o da en azından rimel sür diye diretti yine onu kırmadım mat bir ruj ve rimel sürdüm Irmaksa beyaz mini bir elbise giydi çok güzel göründüğünü kesinlikle görmezden gelemezdim.Odamdan çıktığım gibi Uzay'ı gördüm cidden yakışıklı olmuştu ee kimin ikizi beni kolunun altına aldı Irmak'ı da diğer kolunun altına ayakkabılarımızı giydik ve ilginçtir ki taksiye bindik demekki içkili bir yere gidecektik Uzay da ben de asla içkili araba kullanmazdık çünkü alkollü bir sürücü yüzünden neredeyse kaza yapıyorduk ve adam kendinde bile değildi.Mekana geldiğimizde buranın bar gibi bir yer olduğunu gördüm içeriye girdiğimizdeyse çok şaşırdım çünkü ortam seviyeliydi herles sarhoş değildi laf atan yoktu,boğaz yakan sigara dumanı yoktu cidden hoştu,boş yer bulunca oturduk ve bizimkiler bir şeyler söyledi ama ben sadece kola istedim alkol kullanmayı pek sevmezdim.2 saat sonunda Irmak hafif sarhoş olmuştu bu halleri komikti o sırada bir yerden hafif bir gürültü geldi ama tahmin ettiğim gibi herles oraya dönmedi sadece ben baktım ama baktığıma çok pişman oldum ve ayağa kalktım Pars oturuyordu yanında da Dila vardı.Dila neredeyse bütün çocukluğumu zehir eden insan benimle en çok dalga geçen insan Mert'in kuzeni ama Parsla ne işi vardı ve burada ne arıyordu yanlarına gidince duyduğum gıcık ses ve lakapla "Aaa Buz kız nasılsın?"dedi yapmacık gülümsemesiyle ben de ona yapmacık bir gülümseme gönderirken "İyiyim"dedi ama yalandı zaten gözlerimde anlatıyordu beni mor ve kırmızının dansı Göz yakında sinamalarda sjsjsjsjs."öhhhhhhöhhhöhöööhöhöööhö"
"İyi misin?"
"öhöhhhöhöhhö nefesöhööhööhalamıyorum"
"tamam şimdi lütfen rahatlamaya çalış "derken kahkaha patlattı Pars şaka yapmıştı intikam almıştı belki masum bir intakam gibi görülebilirdi ama intikamdı ben beni öldürmeye kalkan insandan bile intikam alamıyorken o benden almıştı ve bu beni lanet olsun ki kırmıştı,kendimi ondan uzaklaştırdıkça kendimi daha kolay ona çekiyordum sanki,"Ödeştik"dedi ve devam etti "Hadi ama cidden bunu sürdürecek miyiz yoksa harbiden kendini kötü mü hissediyorsun?bembeyaz oldun"cevap veremedim ve sorusunu yineledi"Deniz iyi misin?"o kadar hızlı geçiyordu ki aklımdan düşünceler beynimin durduğunu hissediyordum sanki,sanki o benden intikam alınca kalbim durmuştu,karnıma bir tekme yemiş gibiydim.Son bir kez daha"Deniz bak ben çok ciddiyim İyi Misin?"ağzımdan çıkan kelimeye dikkat etmezdim normalde ama onun dün sabah ban söylediği kelimeyi kendime uyarlayarak kelimenin dudaklarımı yırtarak çıkmasına izin verdim.
"Boşversene".

Ki SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin