|Final/Tutku|

540 44 13
                                    

Üzerimdeki korse arkamdaki iplerde aniden çekilince nefessiz kalıyor gibi hissettim.

Omzumdaki el şevkat verircesine okşayınca elin sahibi Rose'a başımı çevirip gülümsedim."Korse takmak zorunda mıydık?"

Jisoo arkamdan ipi daha fazla çekince sustum."Güzellik zorluk gerektirir Lalisa!"

Ağzıma hayali bir fermuar çekip,Jisoo'nun son defa sıkmasına izin verdim bitince omzumdan tutup bana döndü ve topuzumun üstündeki taçı düzeltti.

"Tabiki senin güzel olman için ayrıca birşey yapmamıza gerek yok her halinle bize taş çıkarırsın."Kocaman gülümseyip Jisoo'ya baktım kıpkırmızı olmuş gözleriyle bana bakıyordu.
Yaklaşık üç gündür geceleri aralıksız gelinliğimin çizimini yapmış ve sabahlarıda dikmişti.

Gelinliğimi tamamen kendisi yapmak istemişti bende onu kırmamak için izin vermiştim.Doğru mu yapmıştım bilmiyordum ama o uykusuzluğuna rağmen kocaman gülümsüyordu bir kez bile gülümsemediğini görmemiştim.

Jisoo'ya sarılınca güldüğünü duymuştum.

"Evet sıra bende Lisa gel gelinliği giymende yardımcı olayım."Jennie heyecanla bana doğru gelip beni Jisoo'dan ayırmış kabine sokmuştu.

Gelinliği eline alıp göz gezdirdi her dakika daha fazla gülümsüyordu aniden bana döndü."Kendi gelinliğimide Jisoo'ya tasarlatacağım.Resmen şahaser yaratmış."

Jennie gelinliği ayaklarımdan yukarı doğru çıkarınca düşmemek için Jennie'nin omzundan destek aldım.

"Lisa daha fazla omzumu tutarsan ikimizde yeri boylacağız."Kahkaha atıp elimi geri çektim.

Askılarını yavaşça omzuma doğru çıkardı.

Gelinliği tamemen girdiğimde arkadaki fermuarı çekti ve bana baktı.

"Leydim bir günlüğüne de olsa güzelliğini bana verir misin?"

"Kesinlikle hayır sen bu kadar güzelken birde benim güzelliğimi eklenince tapılacak derecede güzel olma ihtimalin çok yüksek."

"Oh peki gelin hanım."Dalga geçercesine söylediği cümleden sonra ayakkabılarımı girdim.

"Hadi çıkalım."

Kabinden çıktığımızda duyduğum tek şey şurdu.Joy kalbini tutup kendini koltuğa fırlatmıştı"Bayılmanın serbest olduğunu düşünüyorum."

"Hadi ama bir kez göreyim bari."

"Jungkook ablan olarak emir veriyorum defol git."
Solar son ses kapının arkasında beni görmek için çırpınan Jungkook'u göndermeye çalışıyordu.

"Solar girsin içeri." Solar 'Emin misin?'dercesine bana baktıktan sonra kafamı salladım ve koşarak odanın içerisinde buluna bana özel hazırlanmış odaya girdim.

Bir süre sonra kapı açıldığında telaşla ayağa kalktım.
Jungkook'la göz göze geldiğimde size yemin edebilirim ki gözlerinde oluşan o parıltıyı gördüm.

Kapıyı kapatıp bana doğru yaklaştı tam takım giyinmiş saçlarını özenle şekillendirmişti.

"Peri kızı bu akşam tam anlamıyla benimsin."

Başımı utançla aşağı eğdim ama o tam tersini yapıp çenemden tutup başıyla hizaladı.

Ellerini belime sardı bende kollarımı onun boynuna doladım.

"Beni bir dokunuşunla bile büyülüyorsun,çok güzelsin çok..."

"Bu aralar çok romantiksin."

"İnsanın senin gibi eşi olunca kendini tutamıyor."

Elimi kendi eline kenetledi."Bu günden sonra bu ellerin bir daha ayrılmaması için tutkal falan sürebilirim." Kahkahamı durduramazken Jungkook başını arkaya atıp güldü.

Suratını suratıma yakınlaştırırken ben bu ani haraketle başımı geriye doğru çektim ama Jungkook bu sefer gülüp beni kendine daha fazla çekti.
"Gel buraya utanma."

Gülüp başımı salladım ve bana yakınlaşmasına izin verdim.

"Dünyaya yüz defa gelsem hatta binlerce kez gelsem yine sana aşık olurum bıkmadan usanmadan sana aşık olurum.Hayatım boyunca tek istediğim şey hep senin o gözlerinin içine hapsolmak,seninle olmak istiyorum.Büyülüyorsun beni..."

Uzun konuşmasından sonra aniden dudaklarımızı birbirine değdirdi.

Yavaşça geri çektiğinde ona derince sarıldım başını boyun girintime sokup derince nefes aldığında onun kulaklarına yaklaştım ve fısıldadım.

"Seni seviyorum Küçük Prens."

"Seni seviyorum Peri Kızı."

Son...

☙Vampire Life☙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin