SSS Sınıfı İntihar Avcısı SSS-Class Suicide Hunter Türkçe

70

'Soğuk.'

Baek-hyang karlı bir tarlanın ortasında düşündü.

Beyaz kara gömülü dünya renksiz, kokusuz ve sessizdi.

Dünya soğuk, boş bir kağıt yaprağından ibaretti.

'Soğuk…'

Eti soğuktu. Kemikleri soğuktu. Kanı bile soğuktu.

Böylece Baek-hyang düşündü.

Midem uyuştu.

Anne?

İç organlarımın buzla dolu olduğunu düşünüyorum.

Anne.

"Burası çok soğuk."

Düşündü ve düşündü. Düşünmeye devam ettikçe, içi giderek dondu. Sonunda düşünceleri ve hatta kafası bile soğudu.

Soğuk.

Başka bir soğuk dünya.

Annesinin silueti.

Ne kadar zaman geçti?

-……HI-hı.

Sessizlik bozuldu.

-Bu garip. Ne garip.

Koku geri geldi.

-Burada kar yağmasının üzerinden 10 gün geçti. Kar en az 5 fit derinliğinde. Nasıl oluyor da bu çocuk hala nefes alıyor?

Sonunda, renksiz manzara bile dağıldı.

Baek-hyang genç, çocuksu gözlerle ileriye baktı. Önünde yaşlı bir adam duruyordu. Kar tarlasını kazdı ve bir ses çıkardı. Bileğini tuttuğunda yaşlı bir adam gibi kokuyordu. Ona bakan yaşlı adamın gözleri siyahtı.

-Sen sıradan bir çocuk değilsin.

O yaşlı adam eski bir sihir ustasıydı.

- Buz ve kardan doğdun. Dünyanın soğuğu yakında enerjinizin bir parçası olacak. Daha meraklı ve daha meraklı. Küçük bir çocuk karla kaplı bir alanda on gün geçirir ve böyle ortaya çıkar… Sanki kitaptan çıkmış bir şey!

- …….

-Çocuk. Adın ne?

Böylece Baek-hyang dudaklarını araladı.

-Bilmiyorum.

Adını hatırlayamıyordu.

-Kaç yaşındasınız?

-Bilmiyorum.

-Bu kar tarlasına nasıl düştün?

-Bilmiyorum.

- …….

Hiçbir şey hatırlayamadı.

Soğuktu. Düşünceleri dondu, kafası ve düşünme yeteneği dondu ve kafasındaki ve kalbindeki bütün kelimeler donmuş gibiydi.

-Zavallı şey. Genç biri zaten elementlere gönderildi ...

Eski usta inledi.

-Ancak, dövüş sanatlarını öğrenmek için mükemmel bir araçsın. Kuzey Denizi'nin Efendisi bir milyar altın ödemesi gerekse bile sizi alacak. Ne harika kader! Ama ne amaçla? Okulumuz size bir hediye mi yoksa okulumuza bir hediye mi olacaksınız? Eski gözlerimle değerlendirmek çok zor.

Yani Baek-hyang anlamadı. Önceden, yaşlı adamın ne dediğini güçlükle anlayabiliyordu. Önündeki kişi, kendisi için çok zor olan kelimeler kullanıyordu.