Morgan'a bir bardak kahve yaptığımda odama, yere oturdu ve konuştu, "Anlat." dedi. "Bir şey saklıyorsun."
Nasıl da beni biliyordu...
"Bak, bana inanacağına söz ver." diye söze başladım.
Endişeyle başını salladı, "Hadisene!"
Böylece anlatmaya başladım. "O Cadılar Bayramı'nda ben gerçeklik değiştirmeyi başardım." dedim ve Morgan'ın gözlerinin yuvalarından fırlayışını izledim. "Evet." diye onayladım. "Hogwarts'a gittiğimde ormandaydım ve bir oğlan beni kurtardı. O olmasaydı orada vahşi hayvanlara yem olmuş olabilirdim."
Eliyle ağzını kapadı, heyecanla ağzından bir nida kopardı. "Bu harika!" diye bağırdı.
"Şşt!" diye onu uyardım. "Blake ya da annem duyabilir."
Daha sessiz bir şekilde konuşmaya başladı, kaşlarını alayla kaldırdı, "Bana çocuğa aşık oldum deme."
Derin bir nefes verdim. Morgan'ın ağzından bir nida daha koptu.
"Bilmiyorum, Morgan. Bilmiyorum!" dedim ve ekledim. "Aşık değilim ama aramızda çok tuhaf bir bağ var gibi. Sanki İkiz Alevimmiş gibi..."
"Yüce Tanrım!" diye bağırdı.
Onu tekrar, "Şşt!" diye uyardım. Devam ettim, "Ona aşık değilim ama o benim bir şeyler sakladığımı düşünüyor ve kavga edene dek yanımdan ayrılmıyor."
Morgan dikkatle dinlemeye devam etti.
"Onu daha önceden tanıyormuş gibi hissediyorum. Halbuki tanımıyorum! Önceki hayatımdan tanıyormuş gibiyim. Sanki o zamanda da ona aşık olmuşum... O yüzden bu kadar tanıdık geliyor, o yüzden ilk görüşte bir şeyler hissettim." diye sözlerimi bitirdim.
Bir süre düşündü ve gözleri daldı, ardından konuştu,"Başka gerçekliklerde İkiz Alevler..." diye mırıldandı. "Daha önce sizin gibisini hiç görmemiştim."
Başımla onayladım. "Fazla pembe bir aşk hikayesi değil, istemeyeceğine eminim."
"Pekala, bu kişinin adı ne? Belki Harry Potter filmlerinden falan tanıyoruzdur." dedi.
Tam ağzımı açmıştım ki annem içeri girdi.
O anda her şeyi duyduğunu ve başından beri kapının önünde olduğunu anladım. "Beth, konuşabilir miyiz?" diye sakince sordu, ama beni Morgan gittiğinde mahvedeceği çok açıktı.
Morgan ayağa kalktı, ikimizin de yüzü bembeyaz olmuştu. "Sonra konuşuruz, Beth. Hoşça kal." dedi ve kapıdan cevabımı beklemeden çıktı.
Evden gitmişti, beni orada bırakmıştı.
Ellerimi göğsümde birleştirdim, "Efendim?" dedim sert bir tavırla.
"Böyle saçma şeylere inanıyor musun?" dedi. Sonra ben cevap vermeyince tekrar konuştu, "Tabii, Morgan'a uyarsan böyle olur zaten." Yatağımı toplarken söylenmeye devam etti, "Onun gibi aklını kaçırıyorsun. Belki de psikiyatrist randevularına devam etmeliyiz."
"Hayır!" diye bağırdım. O adamla konuşmak istemiyordum, bana yardım ettiği falan yoktu. "Ben gayet iyiyim, anne."
"Hiç öyle görünmüyorsun ama."
"Sadece sevdiğim şeyi yapıyorum." Omuz silktim.
Yatağımı toplaması bittiğinde devam etti, "Rüyayla gerçeği ayırt edemiyorsun."
"O gerçekti!" diye bağırdım.
"Hayır değildi, Bethany!" Sesini yumuşattı, gözleri dolmuştu. "Ben yalnızca seni korumaya çalışıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evden Uzakta 爱 Tom Riddle
FanfictionGerçeklik değiştirerek Hogwarts'a gelen Bethany, korkunç bir aşk üçgeninin kurbanı olur. Hogwarts başta büyüleyici derecede güzelken işler planlandığı gibi gitmez, Bethany geçmişteki travmalarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Sevgisiz büyümüş bir adam...