8. Bölüm/Sıcak şarap

256 12 62
                                    

"Bakın! Uyanıyor!"

"Mina sakin ol. Korkutacaksın!"

Mina Sho'yu dinlemiyordu. Budo'nun yattığı revir yatağına oturmuş, Budo'nun kolunu tutmuş bir şekilde gözlerini açmasını bekliyordu.

***
Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda başımdaki insanları seçmeye çalışıyordum. Birbirine sıkıca yapışmış gözlerimi açarken canım yanıyordu. Başımdakilerin sesleri kulağıma buğulu geliyordu ve kim olduklarını anlayamıyordum. Ta ki isimlerini duyana kadar.

Başımdakiler Mina, Sho ve Fureddo'ydu. En iyi 3 arkadaşım.

"N..ne oldu bana?"

Kuruyan boğazımdan geçen ses dalgaları kısık bir ses yaratmıştı.

"Birden bayılmışsın. İnsanların çığlıklarını duyunca koştuk bizde. Revire taşıdık seni."

Mina'nın söyledikleriyle buğulu hafızam yerine gelmişti ve nedem bayıldığımı hatırlamıştım.

Taro piçi.

Ayano'ya elini sürmüştü. Ayano'yu o psikopattan koruyamamıştım. İşleri berbat ettmiştim.

"Ama şimdi iyisin değil mi Budo?"

Kolumu, gözlerimin görünmediğine emin olacak şekilde gözlerimin üstüne yerleştirdim ve ılık tuzlu su damlalarının yanaklarımdan süzülmelerine izin verdim. Canım yanıyordu. Acım sadece duygusal değil, fizikseldi. Canım yanıyordu. Kemiklerim ağrıyor ve çok halsiz hissediyordum. Koca bir karanlıkta kaybolmuştum ve çıkamıyordum ordan. Yattığım revir yatağı bile vücuduma acı çektiren iğneli bir yatak gibiydi. Derim yanıyordu. Kalbim acıyordu. Duygusal acının meydana getirdiği fiziksel acıydı bu. Nereye dokunsam, ya da kim bana dokunsa yanıyordu orası. Mina'nın beni teselli edip ağlamamı durdurmak için olan, içinde acı bulunan iyi niyetli dokunuşları bile acıtıyordu canımı.

"B-Budo..."

Boşta olan elimi sıkıca kavradı.

"Ç-Çok utanıyorum Mina. Beni böyle gördüğünüz için çok utanıyorum."

Acıyla iç çekti.

"Budo, biz senin arkadaşlarınız. Her zaman yanındayız, bizden utanmana gerek yok. Ayrıca ağlamak utanılacak bir şey değil ki. Hepimiz ağlarız."

"O-olmadı Mina. Sevmedi beni. Neden sevmedi ki? En çok ben değer verdim ona. En çok ben sevdim. Neden o beni sevmedi?"

Hıçkırıklar ağlamama karışırken Fureddo'nun Sho'ya fısıldamasını duydum. Dişlerini birbirine bastırarak konuşuyordu ve çok sinirliydi. Çok

"İçimden o Taro'yu da Ayano'yu da öldürmek geliyor ama yapamıyorum bir şey. Hayır bıraksanız Taro'nun yüzüne bir yumruk geçireceğim, bırakmıyorsunuz ki amına koyayım."

Onlar aralarında fısıldaşmaya devam ederken hemşire yanımıza geldi.

"Bugünlük dilekçe yazdım sana Budo. Eve git ve dinlen. Bir arkadaşın seni evine bırakıp okula geri dönsün."

***

Mina beni eve bıraktıktan sonra fazla bir şey yapmadım. Mutfağa hızlıca bir göz atıp Mina'nın bana yemek yememi söylediğini hatırladım ama onu dinlemedim ve odama çıktım. Sadece uyumak istiyordum. Hiçbir şey yapmamıştım bile ama aşırı yorgundum. Bu yüzden sadece kendimi yatağa bıraktım. Kendimi yatağa bırakmamla her şeyi de geride bırakmıştım. Artık gerçekten yeterdi. Beni istemeyen birinin peşinden aylarca koşmaktan çok yorulmuştum. Bir virüs gibiydi. İçten hasta ediyordu insanı. Buna yakalandığının bile farkında olamıyordun. Evet. Bunu gerçekten yapıyordum. Yavaş yavaş uykuya dalarken istemeyerek de olsa Ayano'yu kalbime gömüyordum.

ÇARESİZ(AyanDo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin