Kambur edici hayat. Sorumluluğu sırtımda.
Kalabalık içinde yalnızlık…
Bıyıkaltı pis tebessümler…
Sözüm biter, gözüm olanı izler.
Ne çok dilersem o kadar az olur.
Her gün ölür, doğar yeni bir umut.
Teselliler yalan. Ya diyor 'unut' ya da 'vazgeç'.
Bırakma sımsıkı tutun!
Bütün bu uğraş, bütün bu çaba biraz huzur için.
Var gücünle çalış didin. Sorsan bilmez emek nedir!
Tecrübelerin ucuz. Bir bok değil alın terin!
Sırf bu yüzden darda elin. Paran kadar konuş beyim!
Ayağımın altı mosmor.
Sabırla tükettiğim, genelde uzattığım, pes etmediğim yol.
Sonunda son bu hasret. Varınca zaman bol yaşanmak için.
Hayalim yaşattırmak için var
Alıyorsun benden en güzel rüyalarımı.
Alma! Bana bırak.
Burayı çekilmez ediyorsun.
Zor ısınır insan.
Yeter alma umutlarımı!
El avuçta kalanlarımı yalvarırım bana bırak.
İrade mi iade mi ? Böyle sorar hayat.
Önce senden alır ifadeni. Sonra zor olanı dayar.
Ayağın kayar, sabır taşar, zaman aşar seni.
Boğul buyur deniz.
Ne yüzücüler kıyıya vurdu demin.
Ne kaptanlar kaldı ne de gemi ama siz hala aciz kula kulluk edin!
Gelişi güzel punch. Herşeyin bir yeri var.
O kayan yıldızda herkesin dileği var!
Farkın yok, herkesle aynısın.
Eleştiriyorlar. Bir çoğunuz aynasız.
Tadından yenmez olan tatlı mı?
Herkes haklı zaten. Adaletine saldırın!
Ordan oraya yolculuk. Gittiğim yer de farksız.
Aynı güneş, aynı toprak, aynı ay ve aynı yıldız.
Duyulmuyor feryadım! Sözcüklerim veryansın.
İçimden gelenleri içimde bıraktın!
Gözümün içine soktuğu tüm gerçekler rüyalarımı birer birer yok etti.
Gidenden arta kalan olgunlaşan yürek!
Ver bütün cesaret madalyalarını, hak ettim.
Ben isterken dünyaları, dünya bana şükretmeyi öğretti.
Ve o büyük sözlerin bir gün elbet yutulabileceğini gösterdi.
Hala yaşıyorsam eğer, umudum var demektir!
