ben hiç bi yağmurda babamla ıslanmadım
gerçi dışarı çıkarken babam şemsiyeni yanına al
demedi hiç
akşamları eve geldiği için sevindiğim tek büyüğüm
annemdi
sigaraya başladığım için tokat yemedim
pazar sabahlarında gazete almaya yollayan olmadı
bayram namazlarında saflar sıkıydı yanımda hep
tanımadığım amcalar olurdu
onlara bakarak kılardım. alnım deydimi yere
gözlerim sağa sola bakar bitsede eve gitsem derdim
öptüğümde başıma koyduğum tek erkek eli dedemdi.
son bi kaç yıldır oda olmadı hiç
ben yine şanslıyım. kardeşim 3 yaşındaydı.
arabamız olsaydı onunda camlarını beraber
silemiycektik baba. iyiki arabamız yok.
biz masada yemek yemeyiz. yer sofrası derler.
salonumuzda küçük olsaydın birimiz divanda yemek
zorunda kalıcaktık yine bütünlük olmayacaktı.
hem sen tuzlu yemezdin anlaşamazdık.
tuttuğun takımın maçlarında beraber bayrak
sallayabilirdik ama. gerçi bu sene takımda kötü
gidiyor. herşey kötü gidiyor baba. herşey
kötü gidiyor.
habersiz gidiyor. ben 7 yaşımdayken annemler
senin şehir dışında çalıştığını söylemişlerdi.
o şehir dışına hiç çıkamadım.
lise biticek baba. kep atmıyıcam sanki atsam
tutacaksın.
beni boşverde annem her sınavımda tek başına
bekledi o bahçede çıkışımı.
olsaydın yanları açılan ayakkabılarımı sen tamir
ederdin boşuna para vermezdik.
benim hep hayallerim uçtu baba uçurtmam değil.
beni bi sen anlardın şimdi anlamsız kaldım.
yarın bigün düğünüm olur. kızıda annem ister heralde.
ve o düğün salonundaki lanet çalgıcı damadın babasından
lafını ağzına bile almaz. canım yanar baba.
çok canım yanar.ve böyle olmaması lazımdı.
keşke olmasaydı.. baba.
açıkçası ne sen baba olabildin ne ben evlat
seni özledim baba evlat olabilmeyi özledim.
eminim sende beni özlemişsindir. BABA..