siyahın içine batarım,güneşi göremedim hiç
kendimden nefret ediyorum açıklayamıyorum hiçbişeyi
bu lanet odamda hüznüm katlediyorum
bak ifade edemediğim herşey için özür dilerim tanrım..
göz yuvalarıma dert birikiyordu ve ten çekiliyordu
kıyılarına ağır yaralı ben vuruyodum
kan gölü hacmin avuçları sert stabil değilim
eskisi gibi neden hep ben ölüyorum ömrüme sarılamadan
hayallerim yok benim,ulaşamadım sana..
gel nefesimi kes maviliklerin kallavi selis cinayetine maktülüm ve lakin görmüyorsun beni
bu hayal ürünü sen yoksun gibi
her gece kalemi biledim sabahlarıma kadar seni yazdım
aklım almıyor neden bu gece seni sildim bi fikrin var mı hiç?
çünkü yoktun göremedin uzattığım ellerimi
aslında hiç yerim yoktu kendimi kandırdım
bu duvara sönük bakım sonrasında tekrar sigarama saldırdım
buzullarına dokunup eridiğim zamanları hatırlıyorum
lanet olsun ki yoksun artık yanımda bu kadarı bana çok ağır geliyor bak
parmaklarımı kesip ağladım öylece oturup yalnızlığımı dinliyorlar
kar yağmıyor anne bak malesef melekleri rendeliyorlar
seni somutlaştırır hatıral sonu ölüm olabilir yada aynı anda
görünmez olabiliriz gözlerimizi kapatıp atların aynı kattan
yine aynı rafta tozlandı anılarımız hatırlar mısın?
bilmiyorum fakat seni sevdiğimi söylemişti arka sokaktaki gri bankta
umutlarım yok oldu ve yıprandım buharlastı ruhum zayıf kaldı
lakin avuclarım sıcak kaldı çünkü ellerimi yeni bırakmıştın
anlamamıştım akıl edemedim hiç bu kadarına sana bağlanmıştım
sana tırmanırken karamıştı gözlerim herkesi silip sarılmıştım
bedenim et yığını tuhum yok canım acımıyo hiç hadi herşeye son verip
kaybolalım bu şehirden aramayalım birbirmizi beni birdaha tanıma
başka tenlere git beni iyileştiremezsin sen boşver
hep oradasın bilinç altıma yak ateşini kül olsun geçmişimiz anılarda savrulalım
çözemedim yaşadıklarımı neden bu denli zor hayat?
kendimi kaybediyorum ilk defa böyle yazıyorum ben neden yazdığımı bilmiyorum
karma karışık kafam deliriyorum bu yerde ben doğruları göremiyorum
hiçbirşeyini istemiyorum kadın ve tüm kurallarını reddediyorum